Emir mi traducir español
955 traducción paralela
Bu bir rica mı yoksa bir emir mi? Bir emir.
- ¿ Nos lo pides o nos lo ordenas?
- Bana emir mi veriyorsun?
- ¿ Pretende darme órdenes?
- Bu bir emir mi?
¿ Es una orden?
Asker oğlan emir mi veriyor!
¿ Un soldado que da órdenes?
- Bu bir emir mi?
- ¿ Es una orden?
Kendi çocuklarımla ilgilemem konusunda bana emir mi veriyorsun Mösyöye bu yetki konusunda danıştınız mı?
¿ Está entre los poderes que le ha conferido el señor darme órdenes con respecto a mis hijos?
Bu bir emir mi?
¿ Es una orden?
- Yeni emir mi geldi?
- ¿ Recibió órdenes nuevas?
- Emir mi? Evet, Emirler adadaki her Amerikalı ve Filipinli için geçerlidir..
Ôrdenes que podrían afectar la seguridad de los filipinos y la nuestra.
Bana emir mi veriyorsun?
¿ Me estás dando órdenes?
Öğrencim bana emir mi veriyor?
¿ Mi discípula?
Bu bir emir mi binbaşı?
¿ Es una orden?
Bu bir emir mi Teğmenim? Ekselansları? Hiç sanmıyorum.
¿ Es una orden, Teniente, Excelencia?
Emir mi?
¿ Una orden?
- Bu bir emir mi Majesteleri?
- ¿ Es una orden, Majestad?
Ben burada değilken emir erim benim için icabına baktı
Mi ordenanza la ha cuidado mientras he estado fuera.
Ve bu da Yüzbaşı Li, emir subayım.
Y este es el Capitán Li, mi ayudante.
Tatlım, emir emirdir ve bu Majestelerinin emri ve buna uyulmalı.
Mi querida, la ley es la ley, es la ley de Su Majestad... y debe ser obedecida.
Emir de mi aldın?
Tienes órdenes y todo, ¿ eh?
Yani siz gerçeği saklaması için emir verdiklerini mi söylüyorsunuz?
¿ Ellos sabían que y le ordenaron suprimir la verdad?
Malların aranması için elimde emir var.
Están bajo mi protección.
Emir emirdir... en iyi arkadaşımı bile alamam trene.
Y que por culpa de las órdenes, no puedo dejar subir al tren a mi mejor amigo.
Hayatını riske atıp Şeyh Emir'in mesajını getirerek onun kabilesi ile benimki arasında kan dökülmesini önledin. Ben ve halkım sana sonsuza dek müteşekkir kalacağız, Bayan Bryce.
Al arriesgar su vida para traer el mensaje de Amir, ha evitado un derramamiento de sangre entre su tribu y la mía, y mi pueblo y yo le estaremos eternamente agradecidos, Srta. Bryce.
Emir veren ses tonumu bağışlayın. Emir verip iş yaptırmaya alıştım.
Disculpe mi tono autoritario.
Çavuş, sizi ikaz etmeliyim ki, bu soruyu emir telakki etmelisiniz.
Le di mi palabra de honor. Sargento, le advierto de que debe considerar la pregunta como una orden.
EMİR AHMED BİN HALİD'İN SARAYI, RİYAD, SUUDİ ARABİSTAN.
Suave con mi chico.
Bay Ryan ve ben gitmek üzere emir aldık.
Al Sr. Ryan y a mi nos han trasladado.
" Ofisim 25.000 dolar nakit alman doğrultusunda emir aldı.
"Ordeno a mi oficina adelante hasta 25.000 dólares. Stop."
Rahibe, generalin yazıcısı dispansere gelen herkese para verilmesine emir veriyor.
Hermana, el general ordenó pagar a todo el que viniera a mi dispensario.
Bu bir emir mi, Bayan Della?
¿ Es una orden, señorita Della?
Beyler, emir subayım Teğmen O'Rourke sizinle o ilgilenecek.
Les presento a mi ayudante... el teniente O'Rourke.
Oğlumun emir subayıyla tanışmanızı istiyorum, Binbaşı McCloud.
Quiero presentarle al oficial superior de mi hijo, McCloud.
Oğlumun denizaşırı seferindeki emir subayı.
El jefe de mi hijo en Europa.
Emir erim sizi rahatsız etmemek için elinden geleni yapacaktır.
Mi ordenanza velará por vuestra tranquilidad.
Sevmek mi? O her emir verdiğinde adamlar dönüp sana bakardı. Doğruyu yapıp yapmadığını merak ederlerdi.
- Daba una orden y te miraban a ti para ver si lo estaba haciendo bien.
Sana bir emir verdi mi?
¿ Le dio ella alguna órden?
Size emir verildi mi?
¿ Usted tiene órdenes?
Size emir verildi mi diye sormamın da sebebi bu.
Por eso exactamente le pregunté si tenía órdenes.
Bu ne denizdeki bir gemi ne de emir verebileceğin bir uçak.
Mi deber es quedarme. Jim, escucha. Esto no es ni un barco ni un avión.
Şimdi de kendi evimde başkalarından emir alıyorum.
Tengo que obedecer órdenes en mi propia casa ahora.
Bu da benim oğlum Manfred, ve emir erim yüzbaşı Aldinger.
- Mi hijo Manfred y el capitán Aldinger.
Babam ve emir Mokar'a kızgınsın.
Te enfadaste con mi padre y el emir Mokar.
Emir Hasan'a selamlarımı ilet.
Salude al emir Hassan de mi parte.
Artık mürettebatıma emir veren daha çok adam var.
Ya hay bastante gente aquí dándole órdenes a mi tripulación.
Emir vermeye alışıksın değil mi?
Está acostumbrado a dar órdenes, ¿ no?
Bay Ricco, şirketin Cebelitarık'ta kıyıya kimsenin çıkmamasına izin vermediğine dair kesin emir vermedim mi?
Bien, viejo amigo. Gracias.
Emir telaki ederim.
Sus deseos son órdenes, mi querida Louise.
İçeri alınmamam için sana emir verdi, değil mi?
Le dio órdenes, ¿ verdad?
- Kaligula yeni emir verdi mi?
- ¿ tienes órdenes de calígula?
Emir gerçekten geldi mi?
¿ Se han recibido nuevas órdenes?
Bu subay, Fort Sam Houston'da Albay Mitchell'ın emir subayı olabilir mi?
¿ Es el jefe inmediato superior al coronel Mitchell en el Fuerte Sam Houston?