Fark etmedin mi traducir español
493 traducción paralela
Kadın olduğunu fark etmedin mi?
¿ No viste que era una mujer?
Şu yerlilerle pilotun ne kadar benzediğini fark etmedin mi?
¿ Te has fijado en el parecido entre esos nativos y el piloto?
Aralarında bir şeyler döndüğünü fark etmedin mi?
Ella no sabía su nombre.
Sürekli bahçesinde oturur. Fark etmedin mi hiç?
La vemos a menudo cuando pasamos por allí
Halkımızla değil de sınır kabilesiyle yakınlık gösterdiğini fark etmedin mi?
¿ No te has dado cuenta de que nunca va con nuestra gente, sino con hombres de otras tribus?
Kokuyu fark etmedin mi?
¿ No notas el olor?
Onu nasıl şaşırttığımı fark etmedin mi?
¿ No ha visto cómo le he alterado?
- Herkesin senden hoşlandığını fark etmedin mi?
¿ No notas que le gustas a todo el mundo?
- Başka bir şey fark etmedin mi?
- ¿ No viste nada más? - ¿ Cómo?
Bir şeyler fark etmedin mi?
¿ No te has dado cuenta de nada?
Son zamanlarda pek fazla içmediğimi fark etmedin mi?
¿ No te has fijado en que ya no bebo?
- Ters giden bir şey fark etmedin mi?
- ¿ Has visto algo extraño?
Fark etmedin mi? Çebi kabarıktı.
¿ no viste el bulto en su bolsillo?
Fark etmedin mi, yemeklere neredeyse hiç dokunmadım.
Yo no ¿ notastes que apenas toqué la comida?
Amiral'in bu tip pilotlarla yakından ilgilendiğini hiç fark etmedin mi?
¿ Alguna vez notaste que el almirante se interesara en pilotos de esta forma?
- Kocamı fark etmedin mi! - O da mı burada?
- ¿ Maldita sea, está aquí?
Ver şunu! Ne kadar açıkgöz olduğunu fark etmedin mi?
Parar ya, venga largo... venga...
Fark etmedin mi?
No lo entiendo.
- Garip bir şey fark etmedin mi?
- ¿ Y no notaste nada extraño?
Fark etmedin mi? Sugi ile Japon Balığı.
Ellos nunca van juntos.
Dün gece gazı fark etmedin mi?
¿ No sintió el gas anoche?
- Sen fark etmedin mi Gooper?
- ¿ No lo has notado, Gooper?
Dışarıda kavurucu sıcak bile olsa içersi ıssız ve soğuk, fark etmedin mi?
Siempre hace frío en Ia casa, incluso cuando fuera hace un calor abrasador. ¿ No Io has notado?
Son zamanlarda daha düzgün konuştuğumu fark etmedin mi?
¿ No te has fijado que últimamente hablo mejor?
Söylediklerinde hiç tuhaf bir şey fark etmedin mi?
¿ No notó nada extraño en lo que dijo?
Fark etmedin mi?
¿ No lo ha notado?
- Bunu hiç fark etmedin mi?
- ¿ No te habías dado cuenta?
Bir değişiklik fark etmedin mi?
¿ No ves algo diferente?
Kıskanç bakışlarını fark etmedin mi?
¿ No ves como están todos de envidiosos?
Hiç fark etmedin mi?
¿ No lo han adivinado?
Fark etmedin mi akşamları burada oturduğumuzda saatler boyunca uzaklara dalıp gittiğini benimle tek bir kelime etmediğini?
Ya... Cuando estamos aquí solos por la noche, puedes pasar horas con la mirada perdida, sin decir ni una sola palabra.
Kime? Bizi arabayla izleyen o iki gence, fark etmedin mi?
- Esos dos chicos que nos seguían.
Fark etmedin mi?
¿ No te has dado cuenta que todo lo de plata ha ido desapareciendo?
Her an nasılda tetikte olduğunu fark etmedin mi?
No ha dejado de mirar hacia atrás.
Buradan çıkış olmadığını fark etmedin mi?
¿ No comprende que no hay escapatoria?
Fark etmedin mi?
- ¿ Una aparición? - Sí. Y para él lo es...
Bütün bunları fark etmedin mi?
¿ No has notado nada de todo esto?
Saatlerdir yokum. Fark etmedin mi?
Estuve fuera por horas. ¿ No te has dado cuenta?
Evin yakınındaki kömürcüleri fark etmedin mi?
¿ No te has fijado en ésos que hacen el carbón de leña?
Masao hiçbir şey fark etmedin mi?
Masao, ¿ no notaste nada raro?
Beni fark etmedin mi?
¿ No me reconoces?
Fark etmedin mi? O benimle olmaya katlanamıyor.
¿ No notaste que ella no me soporta, tu Giulia?
Kıllı ellerini çatallı parmaklarını ve geceleri çıkan ve kadınların bacaklarına saplanan sivri tırnaklarını fark etmedin mi?
Te has fijado que tiene las manos grandes, blancas, y peludas. Con unos dedos que se alargan. Con pelo sobre ellos, y que por la noche sus manos pueden atrapar las piernas de las mujeres...
- Fark etmedin mi?
- ¿ Cuál?
Fark etmedin mi?
- ¿ No te diste cuenta? - No. ¡ Sr. Martineau, al fin!
Sana tost ve kahve getirsem daha iyi hisseder misin? Kahvaltı etmedin farkındasın, değil mi?
¿ Te sentirás mejor si te hago café y unas tostadas?
Fark etmedin mi?
¿ aún no lo había notado?
Fark etmedin mi?
¿ No te habías dado cuenta?
Bizim eve taşındığında bütün dünyamın senin etrafında dönmediğini... hiç fark etmedin sanırım.
Supongo que, cuando llegaste a nuestra casa, no se te ocurriría pensar... que todo mi mundo no daba vueltas a tu alrededor.
Saçımı yaptırdığımı fark etmedin.
Ni siquiera has notado mi nuevo peinado.
Fark etmedin mi?
¿ No te das cuenta?