Fark ettin mi traducir español
1,596 traducción paralela
Çocuk doğumu hakkında kimsenin sana bir ayrıntı anlatmadığını fark ettin mi?
¿ No has notado que nadie da detalles cuando te hablan sobre el parto?
George etrafta hiç yaşlı aşırı şişman insan yok, fark ettin mi?
George, ¿ se ha dado cuenta de que no hay muchos ancianos obesos?
Bilmem fark ettin mi ama tam o hayalete göresin.
No sé si te diste cuenta, pero eres del tipo que busca el espíritu.
Üstünde beyaz bir tişört olduğunu ve saçının kuru olduğunu fark ettin mi?
Date cuenta de que lleva camiseta blanca, y el pelo está seco... Por lo que no se había duchado aún...
Peki Michael, bugün Oscar'ı dışladığını fark ettin mi?
Vale, Michael, ¿ te das cuenta de que has sacado a Oscar del armario hoy?
Lyla, bilmem fark ettin mi ama iyileştiğim falan yok.
Lyla, no sé si te has dado cuenta, pero no me estoy poniendo mejor.
Ayakkabı bağcığının ucundaki hasarı fark ettin mi?
¿ Ves el tope deshilachado de tu cordón?
Saçımın yeşil olduğunu fark ettin mi?
¿ Notas mi pelo verde? - Eh, ¿ qué?
Evet. Sana sormadım çünkü cevaptan çok korktuğumu fark ettin mi?
Sí. ¿ Has notado que nunca te pregunté nada... porque temo mucho tu respuesta?
James'de değişik bir şeyler fark ettin mi?
¿ Has notado algo raro en James?
Herhangi bir şey fark ettin mi?
¿ Encontráste algo?
Fark ettin mi?
¿ Sabías eso?
Oradaki garaj işçisinin beni kestiğini fark ettin mi?
¿ Os disteis cuenta de cómo me miraba el mecánico?
Buradan ne kadar kararlı çıktığımı fark ettin mi?
¿ Viste como salí de aquí con determinación?
Oğlumuzun son dakikada mucizevi bir şekilde yarışmaya dahil olduğunu fark ettin mi?
¿ Tienes alguna noticia de cómo nuestro hijo mágicamente está en el concurso?
Tekrar bakire olma ayinimizin seks kabininde gerçekleşmesindeki ironiyi fark ettin mi?
¿ Captas la ironía de hacer la ceremonia de la recuperación de la virginidad en la Choza del Sexo?
Kasılarak yürümesini fark ettin mi?
¿ Sabes cómo presume?
Oksijen satürasyonu göstergesinin aynı sayıları içeren bir döngüye girdiğini fark ettin mi?
Sí, pero escucha, ¿ ves cómo la saturación de oxígeno hace ciclos con la misma secuencia de números?
İkincisi, artık kimden bahsetmediğimi fark ettin mi?
Segundo, ¿ te diste cuenta de quién no hablaba?
Şarap ocaktan uzakta fark ettin mi?
¿ Has notado donde queda la estufa? Lejos de la bodega.
- Ne kadar ıslandığımı fark ettin mi?
- Puedes sentir lo húmeda que estoy?
Caddedeki reklam panolarını fark ettin mi?
¿ Te enteraste de los carteles en las calles?
Saati fark ettin mi?
¿ has visto la hora?
Bir şey fark ettin mi?
¿ Notas algo?
Sen bir şey fark ettin mi?
¿ Has notado algo?
Sen de o sahnenin, bilimsel hatalarla dolu olduğunu fark ettin mi?
Te das cuenta que esa escena es científicamente imposible, ¿ verdad? Sí, lo sé.
.. bir mezar problemin olabilir, Geet! Bunu fark ettin mi?
La forma de la que estás llevando tu vida puede perjudicarte seriamente.
- Eksik bir şey fark ettin mi Ducky?
¿ Te has dado cuenta de que falta algo, Duck?
Ses tonunun ne kadar yükseldiğini fark ettin mi?
¿ Oíste lo estridente de sus voces?
Son günlerde bacaklarında bir ağırlık fark ettin mi?
¿ Notó algo de pesadez en sus piernas en los últimos días?
İsimleri Yaraklar değil, fark ettin mi? Adları Vızıldayarak.
Bueno no se están llamando "Vergas" se están llamando "Buzzcocks".
Fark ettin mi bilmem.
No sé si te diste cuenta.
İnsanların üzgün anlarında fotoğraf makinelerinden uzak durduğunu fark ettin mi?
¿ Notaste que la gente no lleva cámara los días tristes?
Hiç fark ettin mi bilmiyorum ama daha önce hiçbir kadınla beraber olmadım.
No se si lo has notado pero nunca he estado con una mujer.
- Yeni saç şeklimi fark ettin mi?
- ¿ Te has fijado en mi pelo?
Pauline'nin bazen göz teması kuramadığını fark ettin mi?
¿ No notaste que Pauline a veces no puede hacer contacto visual?
- Yeni, değil mi? - Evet. Fark ettin mi?
si te parezco genial?
Buradaki insanların pek de politik olmadıklarını fark ettin mi?
¿ Has notado que a la gente aquí no le importa mucho la política?
Hiç fark ettin mi?
¿ Te has fijado?
Fark ettin mi?
¿ Te diste cuenta?
Seninle flört ettiğini fark ettin mi?
Te darás cuenta de que te coqueteaba.
Fark ettin mi bilmiyorum ama özel hayatı profesyonel hayatına engel oluyor.
No sé si te has dado cuenta, pero su vida personal obstaculiza su vida profesional.
Bir şey mi fark ettin?
¿ Haz notado algo?
Sen de fark ettin, değil mi?
Notaste eso, ¿ verdad?
Şimdi mi fark ettin bunu?
¿ Y te das cuenta ahora?
Bunu fark ettin değil mi, Jane? - Onda bunu gördün.
Y lo viste, ¿ verdad, Jane?
Bunu fark ettin mi?
¿ Lo has notado?
Sweets'in seni tarif ettiğini fark ettin, değil mi?
Te das cuenta que Sweets te está describiendo, ¿ verdad?
Yeni mi fark ettin?
¿ Recién te das cuenta?
Şimdi mi fark ettin?
¿ y ahora te das cuenta?
Bu arada, fark ettin mi?
Por cierto, ¿ has notado cómo se cortan el vello del pubis la mayoría de las mujeres?