English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ G ] / Gitmiyor musun

Gitmiyor musun traducir español

530 traducción paralela
- Steve, sen gitmiyor musun?
- Steve, ¿ no vas a ir?
Gidiyor musun, gitmiyor musun?
- ¿ Se va o no?
Gitmiyor musun?
¿ Que no vas a ir?
Belediye'ye gitmiyor musun?
¿ Tienes que salir ahora? ¿ No trabajabas para la circunscripción?
Eee, sen temizlenmeye gitmiyor musun?
Bien, ¿ no vas a ir a lavarte?
Kilise toplantısına gitmiyor musun? Evet...
¿ No vas a la reunión parroquial?
Gitmiyor musun?
- ¿ No vas a ir?
Gitmiyor musun?
¿ Que no irás?
Yanlış yöne gitmiyor musun?
¿ Y no cabaIgas en Ia dirección equivocada?
O halde yanlış yöne gitmiyor musun?
¿ No crees que vas en el sentido opuesto?
Mesleğinin belirli bir güvence gerektirdiğinin farkındayım, - ama çok ileri gitmiyor musun?
Entiendo que su profesión exija confianza, ¿ pero no exagera Ud.?
Üzerine fazla gitmiyor musun?
Eres muy dura con ella.
Sence de biraz üzerine gitmiyor musun onun?
¿ No crees que has sido un poco duro con él?
- Sen onlarla gitmiyor musun?
- ¿ No irás con ellos?
- Bu gece dansa gitmiyor musun?
- ¿ No es hoy tu baile?
Eve gitmiyor musun?
¿ No deberías irte a casa?
Onunla gitmiyor musun?
¿ No vuelves con él?
Paris'e gitmiyor musun?
¿ No vas a París?
- Gitmiyor musun?
- ¿ No te vas?
Halen gitmiyor musun?
¿ No te irás ya?
Rıhtıma gitmiyor musun?
¿ Vienes o qué?
Gitmiyor musun?
¿ No vas?
Şimdi burdan gidiyor musun gitmiyor musun?
¿ Vas a largarte de aquí o no?
# Rick. - Partiye gitmiyor musun?
Rick.
- Onlarla gitmiyor musun?
- ¿ No vamos con ellas?
- Peki gitmiyor musun?
- ¿ Entonces no vas a ir?
- gidiyor musun gitmiyor musun?
- ¿ Saldrás o no?
Kotoe, yemeğe gitmiyor musun?
Kotoe, ¿ no vas a comer?
Kocan öldürüldü, polise gitmiyor musun?
Matan a su esposo ¿ y no acude a la Policía?
- Siz gitmiyor musun?
- ¿ No va a entrar?
- Jambier'in evine gitmiyor musun?
- ¿ No vas a casa de Jambier?
Evine gitmiyor musun?
¿ No vuelves a tu casa?
- Oraya gitmiyor musun?
- ¿ No vas a ir allí?
Koca Baba'nın uçağını karşılamaya gitmiyor musun?
¿ Vas a ir al aeródromo a recoger a mi padre?
Marshall, yanlış tarafa gitmiyor musun?
¿ Marshall? Se va por el camino equivocado.
- Yarın sabah gitmiyor musun?
- Te irás por la mañana, ¿ no?
- Sığınağa gitmiyor musun?
- ¿ No estaba Ud. en el refugio?
Onunla gitmiyor musun?
¿ No te irás con ella?
Ayako, onunla gitmiyor musun?
Ayako, ¿ a dónde fueron? Al cine.
- Hafta sonu eve gitmiyor musun?
- ¿ No vas a casa el fin de semana?
Schofield'e yine ne oldu, beni vaftiz babası yapıyorsun biraz ileri gitmiyor musun?
Después de haberme hecho padrino en el rancho de Schofield, ¿ no estás llevando este asunto un poco lejos?
Çok hızlı gitmiyor musun?
No vas demasiado deprisa?
Cafeye gitmiyor musun?
¿ Vas a ir a la cafetería?
Biraz hızlı gitmiyor musun?
¿ No es algo descocada, señorita?
Biraz fazla hızlı gitmiyor musun?
¿ No va demasiado rápido?
Biliyor musun, bu balık okula gitmiyor... Fransızca bilmiyor, ama o da çok akıllı.
Este pez no va a la escuela no sabe francés, pero es bastante inteligente.
- Choynski, düğüne gitmiyor musun?
¿ No vas a ir a la boda?
- Eve gitmiyor musun?
Me quedo
- Sen yakında gitmiyor musun?
- ¿ No te vas pronto?
Sen gitmiyor musun?
¿ Pasa algo?
Biliyor musun, işler planladığımız gibi gitmiyor.
No está saliendo como pensamos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]