Gitmişti traducir español
4,013 traducción paralela
Bir gün hastaydı, ertesi gün gitmişti.
Un día estaba enferma, y al siguiente se había ido.
Beleş kahve için gitmişti ama bir baktı, hayat hikâyesini anlatıyor.
Fue a por café gratis, y de repente estaba contando la historia de su vida.
O geçen sene gitmişti. Bu yüzden endişelenmene gerek yok.
Ya fue el año pasado, así que no te preocupes.
Çok üzüldü, kendisini odasına kilitledi, odasına gittiğimde gitmişti.
Estaba tan furiosa, se encerró en su cuarto, y cuando fui a buscarla, - se había ido.
Ben uyumadan çok önce gitmişti.
Hacía mucho que se había ido cuando me fui a dormir.
Ben Briarcliff'e gidene kadar Jude çoktan gitmişti.
Cuando entré en Briarcliff, Jude ya no estaba.
Biraz uzaklaştım, tekrar baktığımda gitmişti.
Moviéndose, y luego simplemente... se fue.
Dün gece işleri nasıl idare ettiği hoşuna gitmişti.
Te gustó la forma en que se comportó anoche.
Joe, Büyük Ev'e çalışmaya gitmişti.
Joe se había ido a trabajar a la Gran Casa.
- Herneyse. Eve döndüm, sen buradaydın ama o gitmişti.
- De cualquier forma... vuelvo a casa y allí estás, pero ella se ha ido.
Bir anda gitmişti.
Simplemente desapareció.
Evet, Fred ve Sheila gitmişti Uzun zaman önce, ölüp gömülmüşlerdi Ama ben hala aynı evdeydim Kedilerle dolu eski odamda.
Sí. Fred y Sheila se habían ido. Hacía mucho, muertos y enterrados Yo seguía viviendo en casa...
Eğer ayrıldığım için en ufak bir pişmanlık aklıma geldiyse bile, ilk peyniri ağzıma attığım zaman gitmişti.
Si un poquito de arrepentimiento pasó por mi mente... se borró cuando el primer trozo de... pan bañado en queso tocó mis labios.
Arkadaşlarım bunun ezikçe bir şey olduğunu söylerlerdi. Ama onların farklı olması hoşuma gitmişti.
Mis amigas pensaban que era tonto, pero a mí me gustaba que fueran diferentes.
Karısının cesedini ve kelepçeli olduğunu söylediğiniz yerde radyatörü bulduk ama bu sırada olay yerine vardığımızda gitmişti.
Hemos encontrado el cuerpo de la mujer y el radiador donde dijiste que estaba esposado por sus manos, pero para cuando llegamos a la escena del crimen, él se había ido.
Kamyonete geri dönüğümde gitmişti.
Volví a la camioneta, y ella no estaba.
İyileşene kadar ona bakarım sanmıştım Bir gün uyandığımda gitmişti.
Él estaba indefenso y yo lo cuidé hasta que se recuperó. Me desperté un día, y se había ido.
Gitmişti.
Se había ido.
- Annem alem yapmaya gitmişti.
Mamá estaba de borrachera.
Dün gece sakindi, uyumaya gitmişti.
Ayer estaba tranquilo, se iba a dormir.
O kadar dua etmeme rağmen neden hayatımın neşesi yitip gitmişti.
Por qué después de rezar y rezar, la razón por la que sonreía cada día ya no estaba.
Sapına kadar Amerikalı gitmişti, ılımlı imam da öyle. İyi de niye?
- El "chico americano" se había ido, y de la misma manera el Imán moderado, pero ¿ por qué?
İşin albenisi gitmişti ve buraya kadar olduğuna karar verdi.
El atractivo había desaparecido y él decidió que eso era todo. Debíamos cerrar.
- Geri döndüğümde gitmişti.
Cuando me dí la vuelta, había desaparecido.
O gece oraya bu yüzden gitmişti.
Por eso fué allí la otra noche.
Daha önce şansın yaver gitmişti.
Tuviste suerte una vez.
Başka bir yere ziyarete gitmişti, değil mi?
¿ Está en el extranjero - de visita en algún sitio?
Kendime geldiğimde kardeşlerim gitmişti.
Me desperté de la borrachera para ver que mis hermanos ya no estaban.
Onu alışveriş için 5 dakikalığına bırakmıştım geldiğimdeyse gitmişti.
La he dejado sola cinco minutos para entrar las compras y cuando he salido había desaparecido.
Bir keresinde kızımızı bırakıp gitmişti.
Abandonó a su hija una vez.
Eve vardığımda o gitmişti, kız da yatakta yatıyordu.
Pero cuando llegué, se había ido, y encontré a la chica en la cama.
Onlar tatile gitmişti....... kendi gazetelerini iptal etmemişler.
Se habían ido de vacaciones, pero no cancelaron su periódico.
Onu bulduğumda arkadaşlarım gitmişti. Elbiseleri parçalanmış, gözlerin donmuştu ama yaşıyordu.
Mis amigos se habían ido, y cuando lo encontré, su ropa estaba rasgada y sus ojos estaban congelados, pero estaba aún vivo.
Kafatasımın kesilerek açılması ve beynimin bir parçasının oyulması hoşuma gitmişti. !
Me gustó tener abierto el cráneo, y que me extirpen un pedazo de cerebro.
Uyandığımda gitmişti.
Cuando me desperté, ella se había ido.
Demek ki yanlış hatırlamışım. Çünkü Sid'in masasına pislemek için geri dönüp gizlice içeri girdiğimde işler fena halde ters gitmişti.
Lo recuerdo así porque se puso peligroso cuando entré... en el escritorio de Sid.
ekibim gitmişti.
mi tripulación no estaba...
Bir dakikalığına dalıp gitmişti.
En un momento de distracción.
Görüşüm düzeldiğinde adam gitmişti.
Para cuando mis ojos se adaptaron, el tío se había ido.
Sacramento'dan bir şey istediği için gitmişti ama sonra geri geldi.
Dejó Sacramento porque quería algo y ahora ha vuelto.
Sharon odaya ilaçlarınızı almaya gitmişti.
Sharon dijo que subiría a la suite y se la cogería.
Onun yerine müzik durdu ve o da gitmişti.
Pero la música se detuvo y ella se había ido.
Ama uyandığında, Dimitri, atlar ve parmağındaki yüzükler, gitmişti.
Pero cuando se despertó, Dimitri, los caballos, y los anillos de sus dedos habían desaparecido.
Saat 1 : 25 civarında geri geldiğimde, kız gitmişti.
Y para cuando volvía a la 1 : 25, ya se había marchado.
Bir sabah uyandığımda o gitmişti.
Una mañana desperté, y se había ido.
Shari gitmişti.
Shari se había ido.
Unabomber * da gitmişti.
- También muchos terroristas.
Bayan Covington Winconsin'e ziyarete gitmişti ve Kokuşmuş pardon Wilfred kaçmış.
La Srta Covington estaba vacacionando en Wisconsin cuando el primer Apestoso... Wilfred... escapó de casa.
Jeremy'yi arayışımız bitip geri döndüğümüzde Shane ile Bonnie de gitmişti.
Cuando regresamos de buscar a Jeremy, Shane y Bonie se habían ido, también.
Böyle söylemek hoşuma gitmişti.
Me gustaría decir eso.
Hislerim gitmişti.
- Mis sentidos no funcionaban en absoluto.
gitmiş 384
gitmiyor 31
gitmiyorum 214
gitmiyor musun 26
gitmiyoruz 47
gitmiyor muyuz 27
gitmiş mi 29
gitmiyorsun 77
gitmişler 92
gitmiyor 31
gitmiyorum 214
gitmiyor musun 26
gitmiyoruz 47
gitmiyor muyuz 27
gitmiş mi 29
gitmiyorsun 77
gitmişler 92