English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ G ] / Güzel bir yer

Güzel bir yer traducir español

2,531 traducción paralela
Ağaç oynamak için güzel bir yer.
Es un lugar bueno para jugar.
Küçük bir peri için güzel bir yer gibi gelmiyor mu?
¿ No te parece un lugar perfecto para una pequeña hada?
- Çok güzel bir yer.
Es cierto. Teníamos todas esas comidas...
Ne kadar güzel bir yer!
¡ Qué hermoso lugar!
- Gerçekten güzel bir yer.
- Muy bueno.
Gerçekten çok güzel bir yer.
C'est vraiment superbe.
Çok güzel bir yer.
Es hermoso.
Güzel bir yer, tıpkı evin gibi.
Está muy bien. Es igual que casa.
Burası ne güzel bir yer böyle.
¡ Qué hermoso lugar que es esto.
Bak şu işe, John, ne güzel bir yer.
Bien, John, que lugar! .
Arizona da güzel bir yer.
Arizona es un lugar precioso
Hep Britanya Kolombiyası'nın çok güzel bir yer olduğunu duymuştum ama bu konuşmadan bunu anlayamıyorum.
Siempre había oído que la Columbia Británica es un sitio muy agradable, pero no me lo está pareciendo en esta conversación.
Güzel bir yer.
Un bonito lugar tienes aquí.
Ama burası kadar güzel bir yer bulacağımızdan şüpheliyim.
Pero dudo que encontremos nada tan bueno como esto.
* Seni arasam, telefonu açmanı istesem * * Ve sen bana ait olduğunu söylesen ve yüreğime su serpsen " * Dünyanın ne kadar güzel bir yer olduğunu hayal et *
* si yo debiera llamarte, invertir unos centavos * * y que digas que me perteneces y aclarar mi mente * * imagino cómo podría ser el mundo, tan bien * * tan felices juntos * * no puedo verme amando a nadie más que tú *
Bilmem, güzel bir yer elbise falan giysen arada öldürmem seni.
No se. Es un lugar bonito. No te matará ponerte un vestido alguna vez.
Ne güzel bir yer.
Es un bonito lugar.
Hunts Point'te güzel bir yer bulduk.
Encontramos un filón en Hunts Point.
Eski tarz, güzel bir yer.
Es un poco'retro', muy linda.
Güzel bir yer.
Bonito lugar.
Güzel bir yer, Gulati.
Bonito lugar, Gulati.
Öyle güzel bir yer ki.
Es tan bonito.
Güzel bir yer burası, konsollar, rahat koltuklar, orman.
Estamos sentados, cómodos, con un bosque...
Hayır. Çok mu güzel bir yer?
No. ¿ Es así de bonito?
İlk defa güzel bir yer bulduk.
Lindo alojamiento, por primera vez.
Güzel bir yer.
Es un sitio bonito.
Güzel bir yer.
Es un lugar agradable
Aman ne harika bir hayat. Er ya da geç Monga'nın içine edecekler. Öyle güzel bir yer ki, çok yazık olacak.
Finalmente, acabarán con Monga, una gran tierra, una pena.
Ölmek için güzel bir yer.
Oh, este es un gran sitio para morir.
Onlar olmadan tüm dünyanın ne kadar güzel bir yer...
¿ No entiendes que el mundo entero estaría mejor sin ellos?
Pekala, benim ofisimin karşısında güzel bir yer var.
De acuerdo, hay un gran restaurante justo frente a mi oficina.
Burası güzel bir yer.
Es un bonito lugar.
Burası güzel bir yer, Dottie.
Es un bonito lugar Dottie.
Arada pedikür yaptırıyorum. Vietnam'da güzel bir yer vardı.
Me hago la pedicura de vez en cuando en este lindo sitio Vietnamita.
Burası çok güzel bir yer, Nelson.
Este lugar es tan elegante, Nelson.
Dersler arasında takılmak için güzel bir yer.
Un buen lugar para pasar el rato entre clases.
Güzel bir yer. Sevimli, sessiz.
Es un lindo lugar, cálido, tranquilo
Güzel bir yer mi peki?
¿ Está guay?
Dünya artık daha güzel bir yer.
El mundo es un lugar mejor.
- Gayet güzel bir yer.
- Es una posición linda.
Yağmur gezegenimizi yaşamak için güzel bir yer olarak sürdürmede önemli bir rol oynar.
La lluvia tiene un papel fundamental manteniendo nuestro planeta como un agradable lugar para vivir.
Burası güzel bir yer, baba.
Es bonito aquí, papa.
- Güzel, harika bir yer biliyorum.
- Así me gusta.
Burada rahatça balık tutabileceğim güzel bir yer var mı?
- ¿ Hay algún lugar donde pueda pescar?
Güzel, burası gerçekten karışık bir yer.
Bueno, es algo complicado.
Aksi takdirde, benden güzel bir dayak yer ve kanepede uyur.
Pasada esa hora duerme en el sillón.
Hayatında bu kadar güzel, bu kadar huzurlu bir yer daha önce gördün mü?
Mira esa. ¿ Alguna vez habías visto un lugar tan lindo y pacífico?
Sonra birlikte güzel bir akşam yemeği yer ve ben uzaklardayken gördüğüm şeyler hakkında konuşuruz.
Luego cocinaríamos una cena maravillosa... Y hablaríamos de todas las cosas que hice y que vi mientras estaba lejos.
Sabahımızı Cehennem nasıl bir yer acaba neye benziyor, kimler oraya gidiyor Cennet var mı gibi şeyler düşünmek yerine bu güzel, tasasız günümüzün tadını çıkarsak olmaz mı?
- Cálmate. En vez de pensar en cómo será el Cielo cómo no será, quién estará, si siquiera existe. ¿ Por qué no nos centramos en este precioso día sin preocupaciones que tenemos por delante?
Sabahımızı Cehennem nasıl bir yer acaba neye benziyor, kimler oraya gidiyor Cennet var mı gibi şeyler düşünmek yerine bu güzel, tasasız günümüzün tadını çıkarsak olmaz mı?
En vez de pensar en cómo será el Cielo cómo no será, quién estará, si siquiera existe. ¿ Por qué no nos centramos en este precioso día sin preocupaciones que tenemos por delante?
Saklanmak için güzel bir yer.
Es un buen sitio para esconderse.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]