Her neredeyse traducir español
2,281 traducción paralela
- Her neredeyse, onu bulmamız lazım.
Donde sea que esté la necesitamos.
Ve her neredeyse güvende olması için dua ediyorum.
Y rezo para que dónde quiera que se encuentre, esté a salvo...
Andre her neredeyse eminim ağzı kulaklarına varmıştır.
Sea donde sea que esté Andre en este momento, sé que está sonriendo.
Şimdi her neredeyse, muhtemelen sarhoştur ve harika zaman geçiriyordur.
Dondequiera que esté ahora, probablemente esté ebria divirtiéndose.
Şu anda her neredeyse, bunları söylüyor.
Donde sea que ella esté ahora mismo, esto es lo que ella está diciendo.
Ama neredeyse kırk yıldır her gün bunu yapıyordun, Sam.
Llevas haciendo eso todos los días durante casi 40 años.
Bunu neredeyse her yerden yapabilir.
Pudo hacerlo de lejos, de cualquier lado.
Geçici olarak çalıştığım neredeyse her hastanede görmüştüm onu.
La he visto en casi todos los hospitales donde he trabajado.
Bir ay boyunca neredeyse her sabah mesajlaşıyorlarmış bunlar.
Intercambiaron mensajes directos casi todas las horas durante meses.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi ya da KKKA, neredeyse bu haritada işaretlediğim her yerde görülüyor.
La fiebre hemorrágica de Crimea-Congo, o FHCC, aparece en casi cualquier sitio que he sombreado en este mapa.
Neredeyse her gün oraya gitmeye başlamıştı.
Empezó a ir casi todos los días.
Ben New Directions'tayken bir çok farklı kalabalığın önünde performans yaptık. NEredeyse gittiğimiz her yerde.
Cuando estaba en New Directions, actuamos en frente de muchedumbres hostiles casi siempre en cualquier lugar donde fuéramos
Neredeyse her durumda her bir çete üyesi benzer niteliğe sahip olmakta.
Casi cada miembro de la pandilla tenía una característica en común.
- Neredeyse her zaman.
- Pero si tengo que hacerlo lo hago.
- Neredeyse her şey.
Casi todo.
Neredeyse her şeyi hallettim.
Ya casi está todo listo.
Neredeyse her zaman.
Casi siempre.
Neredeyse hallettik her şeyi.
Ya casi estamos allí.
Michael hakkında neredeyse her şeyi anlattı.
Michael me contó casi todo sobre ti.
Elbette oynadığımız neredeyse her eli de kaybediyordum.
Y por supuesto perdía en cada mano.
Ve neredeyse gördüğüm en iyi kayışı yaptı. Ve Travis Rice'la her günümüz böyle.
Y se trata del mejor snowboarder que vi... y es así todos los días con Travis Rice.
Her neyse, sizinle, neredeyse çalışmak bir şerefti.
Igualmente, fue un placer casi trabajar contigo.
Suç, California'da mıydı yoksa sizde miydi bilmiyorum ; ama her şey değişti. Neredeyse bir gecede.
No sé si fue California o fuisteis vosotros chicos, pero todo cambió de la mañana a la noche.
- Ben de öyle umuyorum. Gergin olanlar neredeyse her zaman suçlu bulunmuşlardır.
Los que se cagan de los nervios casi siempre son sentenciados culpables.
Ama çalıştığım yerde neredeyse her sipariş ettikleri tavuk oluyor.
Donde yo trabajo, prácticamente todos los pedidos son de pollo.
Neredeyse her gün.
Casi todos los días.
Size inanamıyorum beyler. Neredeyse büyümüştünüz ve, kendi başınıza her şeyi yapabilecektiniz.
No puedo creer que ya sean adultos y no sepan hacer nada.
Her an polisler etrafımızı sarabilirdi. Neredeyse arazinin tamamı sönmek bilmeyen milyonlarca meşaleyle kaplı gibiydi. Sonra bir Astra tutuştu ve tamamen alev aldı.
... de repente, estamos rodeados por la policía..... todo el perímetro del campo con estas cosas como antorchas y un Astra empieza a incendiarse ¡ Todos huimos y tú dejaste tu memoria allá!
Her neyse, yatağa atladım ve onu beklemeye başladım. Neredeyse 10 dakika geçti ve ereksiyonumu kaybetmeye başladım çünkü sıkılmaya başlamıştım. Sonra içeri girdi ve baştan aşağı derilerle kaplıydı.
Bueno, estaba en la cama esperando y después de 10 minutos de eso empecé a perder la erección de lo aburrido luego caminó y estaba cubierto de cuero, botas pantalones, todo y era mucho mas viejo que la foto y yo pensaba, "¡ Maldición!".
Neredeyse her konudaki görüşünü biliyorum ve onun yanındayım.
¡ Conozco su postura respecto a casi todo, y la apoyo!
Neredeyse söylediğin her şeyde.
Prácticamente respecto a todo.
Neredeyse her zaman şampiyonluğa aday diyebilirim. Ama birden şaşırtıcı bir şey yapıp üç ay ortadan kayboluyor ya da asabi bir Moto2 manyağı gibi kullanıyor.
No ha dejado de pelear por el campeonato, pero luego hace este tipo de cosas, como marcharse tres meses o pilotear como un maníaco de la velocidad de Moto2.
- Neredeyse her yere.
- Casi todo.
Neredeyse her gece.
Casi cada noche.
Yaşadığımız zamandaki teknolojinin gücü neredeyse her şeyi değiştirmeye yeter.
La tecnología que existe en esta época puede cambiar casi cualquier cosa.
Tanrı neredeyse her şeyi bağışlayabilir oğlum.
Dios puede perdonar casi cualquier cosa, hijo mío.
Bu zaman diliminde neredeyse her şeye alerjisi var.
Es alérgica a absolutamente todo en este período de tiempo.
Neredeyse her şeyi batırıyordum.
Casi fastidio todo.
Sanıyorum ki neredeyse her şeyi eriten bir elektriksel güç üretiyor.
Creo que produce una fuerza electrica que licua.. casi cualquier cosa.
Neredeyse bilinecek her şeyi biliyorum ama nasıl hissettiğini bilmiyorum.
Sé casi todo lo que hay que saber- - Aún no sé lo que sientes.
Her zaman, neredeyse istisnasız olarak... 10.000 saatlik bir çalışma ve ön hazırlık yaptıkları ortaya çıktı.
Todos, casi sin excepción, han puesto 10.000 horas de dedicación práctica.
Neredeyse her zaman kazanıyordum.
Casi siempre ganaba.
Neredeyse, oyuna her zaman... şahının önündeki piyonu, bir kare öne, yani E-4'e getirirdi.
Casi siempre iniciaba las partidas con el peón del Rey a E4.
Bir yaz, neredeyse her gün, her saat Monopoly oynadım ve o yaz oyunu oynamayı öğrendim.
Un verano, jugué al Monopoly casi todos los días, el día entero ; y ese verano aprendí a jugarlo.
Kredi borcu takasları ve tüketici borcuna karşılık teminatlı borç yükümlülüklerinden,... neredeyse tüm Avrupa ekonomisini çökertmiş olan yatırım bankası Goldman Sachs ve Yunanistan arasındaki hileli anlaşma gibi tüm ülkelerin borçlarını maskelemek için kullanılan karmaşık ve uydurma projelere kadar her şeyi alıp satıyorlar.
Desde coberturas por riesgos crediticios y obligaciones de deudas colaterales por deudas de consumo a complejos esquemas de derivados utilizados para disimular las deudas de países enteros tal como la confabulación del banco de inversiones Goldman Sachs y Grecia que casi hundió a toda la economía Europea.
Sağlığını çok düşünür oldu. Neredeyse her gün spor yapıyor.
Se preocupa por su salud, hace ejercicio casi cada día.
Neredeyse kutudaki her şeyi fotoğrafladık tamam mı?
Fotografiamos casi todo lo que estaba en esa caja, ¿ vale?
Kesinlikle Vega'dan gelen bir şey yok ama Anna Zoltin ve Jolene DeMaine'den neredeyse her gün, aşağı yukarı tonlarca arama var Anna'nın öldürüldüğü gece de dahil tam olarak seni aradıktan sonra.
Pero hay muchas llamadas de ida y vuelta de Anna Zoltin y Jolene DeMaine casi diario, incluyendo la noche que fue asesinada, después que te llamó.
Neredeyse neden her şeyden onun için vazgeçtiğine hak vereceğim.
Casi puedo entender por qué sacrificarías todo
Son haftalarda neredeyse her gün bizimle birlikteydi.
Ella estuvo con nosotros casi todos los días de las últimas semanas.
Neredeyse her birlikte oluşumuzda erken boşalırdım.
Cada vez que tuvimos sexo, tuve eyaculación precoz.
neredeyse 363
neredeyse bitti 135
neredeyse geldik 151
neredeyse oldu 27
neredeyse bitirdim 17
neredeyse unutuyordum 167
neredeyse hiç 22
neredeyse hazır 23
neredeyse ölüyordum 31
neredeyse hazırız 19
neredeyse bitti 135
neredeyse geldik 151
neredeyse oldu 27
neredeyse bitirdim 17
neredeyse unutuyordum 167
neredeyse hiç 22
neredeyse hazır 23
neredeyse ölüyordum 31
neredeyse hazırız 19