Ilginç mi traducir español
1,759 traducción paralela
Daha ilginç mi oluyor? Bir ilişkinin en önemli özelliği budur, ilişki ne olursa olsun.
Lo cual es la cosa más importante en una relación, no importa de que clase sea.
Böylesine muhteşem iki kodlamacının böylesine bir kelimede takılmaları çok ilginç değil mi?
¿ No es increíble que ambos tropezaran en esa palabra?
Baban sana ilginç hikayeler anlatırdı değil mi?
¿ Te contó alguna vez tu padre... historias para dormir extrañas, cuando yo no estaba?
Ama bu pek ilginç değil, öyle mi?
Pero eso no era interesante, ¿ cierto?
Benim konum daha ilginç.
Mi rubro es más interesante.
Bu bir televizyon programı ya da başka bir şey olabilir. Bu durumda "işte ilginç bir şey" derim kendime. Ya da bilirim ki bazen basit bir görüntü, virüsün organizmama bulaşması için yeterlidir.
Tal vez sea un programa de TV o una conversación que oigo, y que me resulta interesante o podría ser una imagen lo que permita que el virus penetre en mi cuerpo y comience a crecer y pronto, habrá tomado control de todo mi cuerpo.
İlginç, değil mi?
Gracioso, ¿ no?
İlginç, değil mi?
Es interesante, ¿ no es cierto.
İlginç, değil mi?
¿ No es esto interesante?
Ne kadar ilginç değil mi?
Qué cómico cómo ocurre eso, ¿ no?
İşin ilginç tarafı şu ki kızım Prenses Kirsten tam da kralın evliliği ile ilgili kanunlarda bahsedildiği gibi asil kan taşıyor.
Según ocurre, mi hija, la princesa Kirsten, resulta ser tal mujer de origen noble a quien se aplica esta ley de sucesión.
İlginç değil mi, Micheal?
Michael?
Ne kadar ilginç, değil mi?
¿ Asombroso, verdad?
Ne kadar ilginç, değil mi?
Asombroso, ¿ no?
Shinnojo, kocamdan çok ilginç bir şey duydum.
Shinnojo, mi marido me ha contado algo...
Bu mükemmel mi? Ben daha çok ilginç buluyorum.
Me parece más interesante que lógico.
İlginç, değil mi?
Divertido, ¿ no?
İlginç şeyler mi?
¿ Cosas exóticas?
İlginç, değil mi?
Lindo, ¿ eh?
Hakkımda çok fazla şey bilmediğini biliyorum. Ama hayatımın ilginç bir döneminde karşıma çıktın.
Soy consciente de que no sabes mucho sobre mí, pero llegas justo en un momento interesante de mi vida.
Hayatım çok daha ilginç olacak sanmıştım ama şimdi bunun için ne yapayım, ha?
No era mi meta. Pensé que mi vida sería mucho más interesante de lo que es pero ¿ qué puedo hacerle?
İlginç mi yoksa korkunç mu?
¿ Es interesante o espantoso?
Tamam, ama benim labaratuarımda böyle ilginç bir şey olsaydı ve sen de görmek isteseydin. Senin kadar sıkmazdım.
Bien, pero si tengo a Sleestak en mi laboratorio, y quieres verlo me pondré irritable.
Gençlerle seks yapmak ilginç değil mi?
¿ El sexo con adolescentes no es interesante?
— Annemin burada olmaması ilginç değil mi?
- ¿ No te sorprende que nuestra madre no esté aqui?
İlginç çünkü onu ben kabul etmiştim ve dün gece ben tedavi ettim.
- Porque es mi paciente. - Interesante... -... dado que yo la ingresé.
Bak şimdi ilginç bir konuya geldin ama manevi tatminle karın doymaz.
¿ Ves? Ahora estás hablando de algo que me interesa. Pero yo no puedo hablarle a mi gente de victorias morales.
Sence de ilginç değil mi?
Qué interesante, ¿ no crees?
İlginç değil mi?
Bastante interesante, ¿ eh?
Dindar davranışların deliliğin sınırında olması çok ilginç değil mi? Birbirinden ayırt edemiyoruz.
¿ No es interesante que los comportamientos religiosos sean tan cercanos a la locura que no podamos distinguirlos?
İlginç, değil mi? Değil!
Interesante, no?
Biliyor musun, Çok ilginç yarım-gün anlayışın var 1 saat anneme ev sahipliği yapmak zorunda kaldım
Tienes una muy rara definición de "medio día". Tuve que entretener a mi madre una hora.
Zuko'yu tekrar görmek ilginç olacak, değil mi May?
Será interesante volver a ver a Zuko de nuevo, o no Mai.
Cep telefonuyla öğle yemeği sırasında evi aradı. Olay, ölçülü başladı ama sonra gerçekten sertleşti. İlginç, değil mi?
Durante el almuerzo llamaba a casa... y considerando todo esto las cosas comenzaban... y entonces se tornaban muy intensas.
Olayların tersine dönmesi ilginç değil mi?
Qué giro tan interesante, ¿ no?
Hepsi Jordan ve dandik çiftler gecesi yüzünden. Perry, çiftler gecesi demişken, Jordan ile kamp yapmayı sever misiniz bilemiyorum ama bu hafta sonu ben, eşim ve Ron adında ilginç bir adam göle gidiyoruz...
Hablando de ellas, no sé si a ti y a Jordan les gusta acampar pero el fin de semana, mi mujer, un interesante sujeto llamado Ron y yo iremos al lago.
Siz orada ne hakkında konuştunuz? İlginç birşey mi?
¿ De algo interesante?
Ne ilginç, değil mi?
No es interesante?
Lynnie de baharatlı yemek seviyor. Sen de seversin. İlginç, değil mi?
A Lynnie le gusta la comida condimentada, como a tí.
Benim adımdan çok daha ilginç.
Mira por la ventana es mucho más interesante que mi nombre.
- İlginç mi?
- ¿ Interesante?
Ailemdeki, okulumdaki hatta etrafımdaki insanların dünyadaki en ilginç insanlar olduğunu düşünerek bundan hep keyif almıştım.
Disfrutaba estando con mi familia... pensaba que mi anterior clase era la mejor clase del mundo.
Bunun öncesinde çok ilginç bir hayatım oldu. Ama bugün öğleden sonra benim için adeta bir "ilkti".
Y tuve una vida muy interesante antes de eso... pero esta tarde, fue mi primera vez en algo.
İspanya'daki eski şatoları yeniden tamir etmeleri ne kadar ilginç, değil mi?
¿ No es interesante cómo han renovado algunos de los viejos paradores en España?
EastEnders'da başta ilginç bir karakterim vardı ama sonra yazarlar onu sığlaştırdı.
Mi personaje en "Eastenders" era una persona interesante y tridimensional. Pero con el paso de los años, los escritores lo convirtieron en un chiste.
Bu ilginç değil mi? Siz Annette'nin para olmadan bu tatlı kızlara nasıl bakabileceğini dahi sormadınız.
Es muy interesante que ni siquiera hayan preguntado cómo haría Annette para criar a esas lindas niñas sin dinero.
Burt bunu ilginç bulacak, sence de öyle değil mi?
Burt lo hallará fascinante, ¿ no lo crees?
İşimi tarif etmek için ilginç bir sözcük kullandın- - "mükemmel."
Es una palabra muy interesante la que utilizaste para describir mi trabajo "perfecto."
Çok ilginç ama gerçek dahilerin hepsi galiba genç yaşta ölüyor, değil mi?
Es gracioso, verdaderos genios parecen morirse jóvenes, ¿ verdad?
Ne ilginç, değil mi Pipo?
¿ Y eso no es interesante, Pippo?
Sizce halk beni ilginç bulur mu?
¿ Piensas que la gente debería ser Kenterizada en mi?