English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ I ] / Izi

Izi traducir español

11,861 traducción paralela
- Henüz yok ama O.Y.İ. parmak izi arıyor.
Aún no, pero buscan huellas por si ella estuvo aquí.
Şuradaki minik izi görebilirsiniz.
Puede ver una cicatriz aquí.
Biz de Tyson'ın tek kopya parmak izi var.
Sólo tenemos un registro de las huellas de Tyson.
Yara izleri, parmak izi kartında görünürdü.
- Se notarían las cicatrices.
Kelly Niemann yara izi bırakmayacak kadar iyi bir doktor.
- Kelly Nieman no dejaría cicatrices.
Bu, parmak izi konusunu, söylediklerini açıklar.
Explicaría lo de las huellas y todo lo que dijo.
Abby parmak izi bulabilmek için bomba parçalarını inceliyor.
Abby está buscando huellas en los fragmentos de granada.
26 farklı bomba parçası var ama hiç birinde parmak izi yok.
26 trozos distintos de fragmentos de granada... y no hay una sola huella dactilar en ninguno.
- Kısmi parmak izi bile yok.
Ni siquiera una parcial.
Yara izi kalmasından endişe ediliyorsa tekrarlamayacağından emin olduktan sonra estetik ameliyat önerirdim.
Si la cicatrización fuese un problema, Si me disculpan, voy a irme y tener a mi bebé.
Pompalı tüfek fişeği, saçma, kan izi, Branch'in burada vurulduğunu kanıtlayan herşeyi.
Cartuchos de escopeta, perdigones, rastros de sangre, cualquier cosa que pruebe que este es el verdadero lugar en que mataron a Branch.
Ayrıca ne kan, ne kurşun, ne barut izi var.
Y no hay rastros de sangre, plomo o pólvora.
Nehrin orda at izi görmedim.
No vi señales de tu caballo junto al río.
Burada hiç kan izi yok.
No hay una sola gota de sangre aquí.
Sonra, bebeği kaçıran bu adama, ödemeyi izi kolayca sürülebilen altın sertifikasıyla yaparak, ona kazık atacağız.
¡ DEVUELVAN A LA MOCOSA! POCA RECOMPENSA POR INFORMACIÓN Traicionamos al secuestrador, a quien le pagamos con certificados de oro marcados.
- O.Y.İ. zarfta kısmı parmak izi buldu... -... ama sistemde aratmak için yeterli değil.
- CSU obtuvo una huella parcial... pero no es suficiente para compararla con la base de datos.
Giydiğin paltodaki barut kalıntı izi pozitif çıktı.
El abrigo que usó tiene residuos de pólvora.
Bu kesinlikle bir yanık izi.
Definitivamente es una quemadura.
O.Y.İ. dairendeki kıyafetlerde mikro spreyle kan izi buldu.
CSU ha encontrado micro partículas de sangre en ropa en tu apartamento.
Çamur at, izi kalsın.
El rumor es la realidad.
Bir şekilde bunun izi sürülemez mi?
¿ Podrían usarlo para rastrearla de algún modo?
Parmak izi yok.
Sin huellas.
On yıllar boyunca karmaşık ve izi sürülemeyen bir sürü kimlik oluşturdu.
La arquitecta porque, durante décadas, construyó identidades irrastreables para...
- Parmak izi var mı?
- ¿ Huellas?
Ama zaten kasıtlı olarak suiistimal izi bırakmak istediniz, değil mi?
prueba de alguna infracción, ¿ no?
Sadece ön camda "satılık" yazılı olduğunu düşündüren bir çıkartma izi var.
Solo un poco de adhesivo en el parabrisas que sugiere un cartel de "se vende" recientemente despegado.
Katil Sullivan'ı öldürmeden önce antreye 46 numara çamurlu bot izi bırakmış.
El asesino dejó huellas de bota embarradas de talla 11 en el recibidor antes de matar a Sullivan.
Zorla giriş izi yok, uzun süre boğuşma olduğunu gösteren bir delil yok.
No entrada forzada, no suficientes pruebas para sugerir una larga lucha en ninguna de las escenas.
Sullivan'ın katiliyse her yere 46 numara ayakkabı izi bırakmış.
El asesino de Sullivan, mientras tanto, dejó sus huellas del número 11 por todos lados.
Sullivan'ın evinin her yerinde 45 numara ayakkabı izi bulduğunuzu söylemiştin.
Te acuerdas de que el asesino dejó huellas de bota talla 11 por todo el vestíbulo de Sullivan.
Herman'ın aynaya her baktığında çirkin bir yara izi görmesini istemiyorum.
No quiero que Herman vea una horrible cicatriz cada vez que se mire al espejo.
Zamanla izi kaybettik.
Las pistas se enfriaron.
Stan'in DNA'sı, parmak izi, her şey olay mahallinde bulunmuştu.
Stan ADN, huellas dactilares, todo fueron encontrados en la escena del crimen.
Geriye kalanlarsa yanık kokusu ve dört küçük tekerlek izi.
Todo lo que queda es el olor a madera de nogal quemada y tres huellas diminutas de las ruedas.
Bizi yakındaki fundalıklara veya çalılıklara götürebilecek çamur izi var mı hiç?
¿ Hay algunas muestras de barro que podamos rastrear hasta matorrales y pantanos locales?
Böylesi bir ızgara izi daha önce hiç görmedim.
Nunca había visto marcas de parrilla tan inusuales.
- Parmak izi buldun mu?
¿ Alguna huella?
Gloria Hernandez'in şarap bardağından parmak izi aldım.
He sacado una huella de Gloria Hernández de la copa de vino.
Zorla girilme izi yok, belki katili kendi içeri almıştır.
No hay señal de entrada forzada, así que tal vez dejó entrar a su asesino.
Travma ya da yara izi var mı?
¿ Alguna señal de trauma, alguna cicatriz?
Çöp torbasındaki elden parmak izi alabilmeyi başardık.
Pudimos conseguir una de las huellas dactilares de la mano que estaba en la bolsa de la basura.
Parmak izi, doku, DNA, hepsini araştırsınlar.
Huellas, fibras, ADN... todo el pack.
O izi Richie'nin DNA'sıyla test ettiğimizde ne çıkacağını sanıyorsun?
¿ Qué cree que ocurrirá cuando las comparemos con el ADN de Richie?
Sanıyorum bir silah ya da kan izi gibi bir şey arıyorlardı.
Supongo que estaban buscando un arma o, manchas de sangre o algo.
Omzunun üst kısmında birden çok darbe izi var.
Esto son múltiples golpes a lo largo de los hombros.
Kol ve dirsek kemiklerinde bir sürü yanlamasına darbe izi var.
Hay múltiples heridas bilaterales por impacto en el radio y en el cúbito.
Hepsinde parmak izi var.
Tienen huellas dactilares.
Bir iğne izi, daha önce görmedikleri bir kesik.
¿ Han encontrado algo?
İzi bulunamaz.
No dejará rastro.
İzi sürülemez.
Ilocalizable.
- İzi sürülebilir mi?
- ¿ Uno rastreable?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]