Içeride mi traducir español
1,939 traducción paralela
Akraban içeride mi?
Entre.
- Sheldon içeride mi?
- ¿ Está Sheldon?
- Öldürür... - Kızım içeride mi?
- Va a matar- - - ¿ Mi hija está allí dentro?
Bilmiyorum. - Kızım içeride mi?
- ¿ Mi hija está adentro?
Yeshin içeride mi?
¿ Yeshin está adentro?
Katie içeride mi?
¡ Kety! - ¿ Kety está ahí dentro?
Patron içeride mi? - İçeride, buyurun.
- Adelante, Usía, por favor.
- Bex içeride mi, acaba?
- ¿ Está Bex, por favor?
- Chloe içeride mi Bayan Harris?
Sra. Harris, ¿ Chloe está ahí?
Şef içeride mi?
¿ Está el jefe ahí dentro?
- Bulduklarınız hala içeride mi?
– ¿ Aún siguen allí?
Git bak içeride mi?
¡ Ve a ver si está adentro!
Chris barı kontrol et bakalım kız yada Staines içeride mi.
- Chris, revisa el bar. Fíjate si ella o Staines están dentro.
- O içeride mi?
- ¿ Está ahí?
Faulk ve diğerleri hâlâ içeride mi? Evet.
- ¿ Faulk y los otros siguen dentro?
Sam... o içeride mi?
Sam... está dentro? - Uh-uh. - Vale.
Arkadaşım Anthony içeride, onu bırakıp...
Mi amigo Anthony está allá. No puedo ir...
Eğer babam içeride birini yakalayacak olursa onu kıyma yapacağını söylemişti.
Mi papá dijo que si atrapa a alguien entrando allí, ese alguien sería hombre muerto.
İçeride mi?
¿ Adentro?
İçeride birileri mi var?
Oiga, ¿ hay alguien más allí dentro?
Oh, elbisemi içeride unuttum.
Dejé mi otra ropa adentro.
Ona ne yaptın bilmiyorum ama kızım içeride gözlerini kör edercesine ağlıyor.
- No sé qué le hiciste pero mi hija está adentro llorando.
Karımla kızım içeride.
Mi esposa e hija están allá dentro.
Sanki içeride güreş şampiyonası yapılıyordu. - Düğünde mi?
-... parecía lucha libre - ¿ En una boda?
Oliver, annen ve ben içeride konuşuyor olacağız.
Oliver, tu mamá y yo estaremos en mi consultorio, hablando.
- Köpek içeride değil mi?
- No está aquí!
Kızım içeride ve ben onu alıp gideceğim.
Mi hija está allí y yo me la llevaré.
- İçeride fazla hava yoktur, değil mi?
Probablemente no hay mucho aire ¿ correcto?
Kocam içeride, bırakın gireyim
Mi marido está ahí, déjame ir...
Babam içeride!
¡ Mi padre está adentro!
- Bırakın beni! Babam içeride!
¡ Mi padre está adentro!
O... o.. içeride değildi, öyle değil mi?
¿ No está? ¿ Estaba dentro?
O zaman içeride bir kamera olması lazım değil mi?
¿ Eso No Significa Que Hay Una Cámara Aquí...
Karım içeride.
Mi mujer está ahí.
- İçeride mi, dışarıda mı?
- ¿ Adentro o afuera?
- Gerçekten mi? - Bütün boncuklarım içeride.
Oh, ¿ de verdad?
- İçeride mi?
- ¿ Está la doctora?
Içeride adamInIz yoksa sadece sIradan biriymis gibi alIs-veris yaparsInIz, degil mi?
A menos que tenga un dato de adentro sólo está comerciando con el resto de la chusma.
Annen içeride mi?
¿ Está tu mamá dentro?
- İçeride mi o?
- ¿ Está ahí dentro? - Sí.
- İçeride bir şey mi unuttum?
- ¿ Dejé algo ahí adentro?
- İçeride mi?
- ¿ Adentro?
Evet, içeride işkence görmek istiyor, değil mi?
Sí, él quiere torturarle dentro, ¿ no es así?
Kızım hala kayınvalidemle birlikte içeride! Lütfen!
¡ Mi hija aún está dentro con mi suegra!
- Çelik yeleğin nerede? - Bagajda. - İçeride mi?
donde esta tu chaleco esta en el baul
Ve önceki kişiliğinden parçalar hâlâ içeride bir yerlerde, değil mi?
Y todavía posees partes de tu antigua vida, ¿ verdad?
İçeride mi yemek istiyorsunuz?
¿ Quiere comer adentro?
İçeride saklanıp kalan biri, ya da sonradan girmiş biri olabilir mi?
¿ Alguien podría haberse quedado atrás, escondido, o entrado después?
Hepsi içeride olacaktı, değil mi?
Se supone que están todos adentro, ¿ no?
- İçeride biri mi var?
- ¿ Hay alguien ahí?
İçeride mi?
¿ Está aquí?