Kazandın traducir español
13,119 traducción paralela
Bunu o gün mü kazandın?
¿ Y tu te ganaste este día?
- Kazandın.
- Lo ganaste.
Tamam, sen kazandın.
Está bien. Tú ganas.
Sen kazandın.
Tú ganas.
Canavar, şimdi kendinize bir düşman kazandınız.
{ \ fs12 \ pos ( 190,257 ) } Monster, usted se está haciendo algún enemigo ahora!
Şirkete yaptığınız katkılardan dolayı... Afrika'ya tamamen bedava bir tatile hak kazandınız.
Por el trabajo que ha hecho para la compañía, ha sido propuesto para un viaje a África, con todos los gastos pagados.
30 bin dolarlık bir burs kazandınız üniversite fonunuza aktardınız ve fikriniz değişti?
Así que ¿ recibiste un cheque para una beca de 30,000 dolares, lo depositaste en tu fondo universitario y después cambiaste de opinión?
Tamam, sen kazandın.
Muy bien, tú ganas.
Sen kazandın.
Has ganado.
Sonunda unvanı kazandın. Zamanın sonunda gerçeklik baloncuğunda oturuyorsun.
Finalmente te has ganado el título, sentada aquí en una burbuja de realidad al final del tiempo mismo.
Bunu kazandın.
Te lo has ganado.
Alex'in güvenini geri kazandın.
Has recuperado la confianza de Alex. Bien.
Kazandın.
Tú ganas.
- Kazandım. - Neyi kazandın?
He ganado.
O savaşı kazandın.
Tú ganaste la batalla.
Kazandın!
¡ Has ganado!
Piyangoyu kazandın!
¡ Has ganado la rifa!
Sarah, tekrar kazandın!
¡ Sarah, has ganado de nuevo!
Üstünlüğü kazandın, ve... birdenbire kurtulman gereken iki ceset ortaya çıktı
Usted tomó la delantera, como suelen hacer. De repente, tenía dos cuerpos para deshacerse de.
Neden vazgeçeyim? Çünkü çoktan kazandın.
Porque ya has ganado.
Tamam. Peki sen kazandın Rachel.
Está bien.
Kadın her zaman evi eşyayı, çocukları alır. Ama bu kazandığı anlamına gelmez.
Una mujer podría tener la casa, los enseres, los hijos, pero eso no significa que haya ganado.
Aslında son iki senedir harcadığın paranın tümünü ben kazandım.
- Traje toda tu ropa. De hecho, todo desde hace dos años... viene del dinero que yo gané. No puedes discutir eso.
Van Zant, Sid'in programdan kazandığı paraların üzerine yatmaya çalıştığını öğrendiyse belki de tahsilat için ona gitmiştir.
Si Van Zant creía que Sid le debía dinero, pudo venir a cobrarle.
- Jessica, bak - - Her davacının yoksul olduğu tesadüfi bir olayın davasını aldın ki oldu da kazandık, alınan tazminat zayi olan ücretlerine yanında sıfır kalacak.
Tomaste un caso de contingencia... donde cada demandante es extremadamente pobre... significa que, incluso si ganamos... la compensación por los salarios perdidos, es nada.
Teklifim için oylama çağrısında bulundum yarın için. Umarım paranı saklamışsındır. Çünkü beleşten kazandığın paralar suyunu çekti artık.
Acabo de llamar a votación por mi propuesta para mañana... y espero que hayas estado ahorrando tu dinero... porque tu tren de dinero está dejando la estación.
Hepimiz çocukların sırtından milyarlar kazandığını bilmemize rağmen Steve Jobs'ın harika biri olduğuna inanmamız mı?
¿ Es que nosotros colectivamente pensamos que Steve Jobs fue un gran hombre aunque sabemos que hizo millones del lomo de los niños?
Ama hatırlıyorum da biyografinde eyalet ödülü kazandığın yazıyordu.
Yo creí, en el programa, en tu bio decía que habías ganado algún tipo de premio del gobierno.
çiftler danışmanlığını ben kazandım!
¡ SIII! ¡ Yo gano terapia de parejas!
Kazandığını mı sanıyorsun?
¿ Cree que ha ganado?
- Eline geçen her şansta üstüme geliyorsun ve doğuştan kazandığın bilmem gereken bir hakkın mı var diye merak ediyorum.
En cuanto tienes la oportunidad, me minusvaloras, y me pregunto si tienes algún derecho de nacimiento del que debiera saber.
Bakın millet, ben kazandım!
- ¡ Gané! ¡ Hola, todos! ¡ Gané!
Cody ve ben, bu harika veda partisi ve güç bela kazandığınız parayı bize yatırdığınız için teşekkür ediyoruz.
A Cody y a mi nos gustaría daros las gracias por esta despedida, y por invertir vuestro dinero en nosotros.
Bunu kazandım, bunların hepsini, ve bunları aldığımda yeni bir dönem başlayacak...
Me gané esto. Todo esto. Y, cuando lo tenga, será una nueva era.
Kazandığın zamanı hiç bilmiyorsun?
¿ No sabes cuando has ganado?
Ama zaten kazandığını bilmiyor musun?
¿ No sabes cuando ya has ganado?
Güvenini kazandığımızda, katillerin adını dudaklarından söküp alacağız.
Sí, y cuando ganemos su confianza, le arrancaremos de sus labios los nombres de los asesinos.
FBI'ın dikkatini üzerinden alabilir, sana zaman kazandırabilirim.
Puedo mantener al FBI fuera de tu rastro, para que ganes algo de tiempo.
Kazandığın anlamına mı geliyor?
¿ Significa eso que ganaste tú?
Güvenimi kazandıklarını düşünüyorum Miranda.
Creo que se han ganado mi confianza, Miranda.
Biz kazandık. Suça karışanların...
Dejemos que aquellos que son cómplices...
Onun şartlarını hatırlatmak sana bişey kazandırmıyor.
Usted recuerda sus términos con respecto a la casa de piedra rojiza.
Avrupa'da gittiğin bütün havaalanlarındaki döviz bürolarını bulup kamera görüntülerini inceleyeceğiz. Ne sıklıkta adam kaçırmadan kazandığın 100'lüklerle boy gösterdin acaba?
Revisaremos los videos de las casas de cambio de los aeropuertos que usaste, veremos qué tan a menudo aparecen billetes de $ 100 del secuestro.
Hunter'ın tek yapması gereken çene çalmak ve zaman kazandırmak.
Ahora lo único que tiene que hacer Hunter es usar su boca y perder el tiempo.
Takımına ancak birkaç saniye kazandırabilirsin fakat Squadron Supreme'e karşı tek başına karşı koyamazsın.
Puede que le hayas dado a tu equipo unos pocos segundos, pero no puedes hacer frente al Escuadrón Supremo por tu cuenta.
Üç kez kazandık ama homoların varlığına izin vermeliyiz.
Seguramente el triple de beneficios. Pero debes abrirle la puerta al maricón.
Paranızı kazandığınız yer orası değil mi?
Ahí es donde hacéis vuestro pan de cada día, ¿ verdad?
Onun gönlünü hoş tutmalıyız. Bu da demek ki ona kazandığını hissettirmeliyiz.
Necesitamos que ella sea feliz, y eso significa hacerla sentir que ganó.
Kanun ve Düzen Komitesi'ne o şeyi geçirterek bize bir çok düşman kazandırdınız.
Nos hizo un montón de enemigos con la ley y el orden público pasando eso.
"Define Avı" nı ardı ardına iki kez kazandık.
Hemos ganado "La Búsqueda" dos veces consecutivas.
Senin için senin savaşını kazandıktan sonra, buradan son kez ayrıldıktan sonra Londra'da bana göz kulak olacağını söyledi.
Me ha dicho que me buscaría en Londres cuando hubiera terminado de ganar tu guerra por ti, cuando se fuera de aquí para siempre.
kazandınız 29
kazandın mı 31
kazan 69
kazanacağız 59
kazanacağım 25
kazandım 241
kazanmak 22
kazandık 165
kazandı 52
kazanan 93
kazandın mı 31
kazan 69
kazanacağız 59
kazanacağım 25
kazandım 241
kazanmak 22
kazandık 165
kazandı 52
kazanan 93
kazanacak 20
kazanırsan 21
kazanacaksın 22
kazanıyorum 16
kazanırsam 20
kazanamazsın 48
kazandım mı 18
kazandık mı 21
kazanırsan 21
kazanacaksın 22
kazanıyorum 16
kazanırsam 20
kazanamazsın 48
kazandım mı 18
kazandık mı 21