English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ K ] / Kazandınız

Kazandınız traducir español

2,114 traducción paralela
Sırf o savaşı kazandınız diye, bitiş çizgisine ulaştınız ve bir daha asla, kötü bir şey yaşamayacaksınız mı sanıyorsun? - Şey, hayır ama..
Entonces como tú sobreviviste a eso ¿ piensas que ya has cruzado ya una línea final y que nada malo puede pasarte de nuevo?
- Kazandınız mı?
- ¿ Ganaste?
Gerçekten çok üzgünüm, Abbie. Kazandınız mı?
Lo siento, Abbie. ¿ Ganaron?
Kazandınız mı?
¿ Ganó?
Siz kazandınız. İhtiyar mağarasına döner.
El viejo hombre de las cavernas otra vez.
Siz kazandınız!
¡ Han ganado!
- Siz kazandınız.
- Ganaste.
Hepiniz özgürlüğünüzü kazandınız General.
Se ganaron su libertad, general- - Todos ustedes.
İkiniz de kazandınız.
- Los dos ganaron.
Siz hangi ödülü kazandınız bu gece?
¿ Y que premio ganaste esta noche?
Siz kazandınız.
Tu ganas.
Adilce kazandınız.
Tu ganaste limpiamente y de lleno
Seyahat kazandınız!
¡ Ganó un viaje!
Kazandınız.
Ganaron.
Alnınızın teriyle kazandınız.
Ganaron con todas las de la ley.
Oybirliğiyle kazandınız ve hakemler bütün olan biteni, dönen dolapları bile bilmiyorlardı...
El resultado fue unánime, y los jueces ni sabían de todos los líos tras bambalinas.
Dün gece 200 dolar kazandınız
¿ Ganaste $ 200 anoche?
Özgürlüğünüz için savaştınız ve kazandınız. D'Haranlara karşı olan savaş bitti ama şimdi daha güçlü bir düşmana karşı yeni bir savaşımız var ve beraber savaşmazsak... Dostlarımızı katledip kızlarımızı kirleten kasaplarla omuz omuza savaşmamızı mı bekliyorsun?
luchaste por la libertad y ganaste la guerra contra los D'harans ha terminado pero estamos luchando en una nueva guerra ahora, contra un enemigo aun mas poderoso y si permanecemos juntos esperamos luchar hombro contra hombro contra los carniceros que masacraron
Bazı şeyler kazandınız. Yani tüm kalıntılar çakıl tabakasının altındaki toprakta.
Usted ganó algo Así que los restos están todos en el suelo debajo de la capa de grava.
Bay Fukunaga, bir kez daha masadaki fişleri kazandınız.
¡ Fukunaga-sama gana nuevamente!
- Kazandınız mı?
¿ Ganasteis?
Programımdan hemen sonra ciddi bir sempati kazandınız.
Tuvieron un buen repunte después de mi programa.
Tebrikler. Siz kazandınız. Yaş gününüzü yalnız geçireceksiniz.
Felicidades, usted gano va a pasar su proximo cumpleaños solo, y el siguiente después de ese
'Lon Dong'mudur,'Dung Ho'mudur her neresiyse savaşı kazandığınız yere döndüğümüzü unutmuştum.
Olvidaba que estábamos de vuelta en Lon Dong o Dung Ho, donde sea que ganaste la guerra.
Bu akşama kadar, bazı maçlarımızı kazandık, bazılarını kaybettik.
Hasta hoy hemos ganado algunos juegos y hemos perdido otros.
Sizin zor kazandığınız uyuşturucu paranızı kullanarak.
Gracias al dinero de la droga que ustedes ganaron duramente.
Bak maça benimle başlayacaksan, sana sadece baş ağrısı veren yıldız oyuncunu, sana maç kazandıran bir oyuncuyla değiştirmiş olacaksın.
Mire si me pone de titular, estaría reemplazando a su jugador estrella con un jugador que le daría victorias en lugar de dolores de cabeza. Pareces un vendedor, Nate.
Demek kazandıklarınız...
- Sus ganancias fueron destinadas a- -
Jonas'ın elinden 100.000 pound kazandık zaten. Paramızı aldık yani.
Ella ya tendría los 100 mil que nos dio Jonas.
Durmadan başımızı ağrıtır oldu elçileriyle babasının yitirdiği ve yiğit kardeşimin yasalarla kazandığı, toprakları geri ister.
pidiendo que rindamos aquellas tierras perdidas por su padre y ganadas en buena lid por nuestro valeroso hermano.
Kazandığınızı sanıyorsunuz, değil mi?
Crees que habías ganado, no?
Ev yanınca çok para kazandınız.
Ha ganado mucho dinero con su casa con el incendio.
Bu filmden kazandığımız parayla,... ailem Slavica'da tedavi masraflarını ödeyecek.
Con el dinero que ganemos de esta película, mi familia podrá pagar la cura de Slavica.
Eyalet şampiyonluğunu kazandığınız için mi?
¿ Porque ganaste el campeonato estatal?
Kazandıklarınız da oldu mu?
¿ Está diciéndome que ganó alguna?
Kızım cuma günü münazarasını kazandı oğlum cumartesi futbolda gol attı ve karım da annesini bensiz ziyaret etmeyi kabul etti.
Mi hija ganó su debate el viernes mi hijo hizo un gol en fútbol el sábado y mi esposa aceptó visitar a su madre sin mí.
onlarda 3 kişiler 3 e 3 ancak, böyle olur onların kazandığı yada kaybettiği ancak, onlar öldürmeyi severler ayrıca bizim doğru oyuncularımız var bu defa kesinlikle hayır hala canlı arzulu bu çizgi
Ellos saben que sólo tenemos tres hombres en pié. así que ellos jugaran con tres hombres también. No tienen mucho espíritu deportivo, de hecho son unos psicópatas.
Bakın, birden kalktığım için özür dilerim ama bu ikimizin de kazandığı bir durum ve zamanınızı sohbet ile harcamak istemem.
Disculpen mi brusquedad, pero es una gran situación. - No perderé el tiempo hablando.
Kelly derin bir nefes al ve bir saniyeliğine canını yaktığımızı ama bir ömür sağlık kazandırdığımızı hatırla.
Eso es. Kelly, respira hondo. Sigue recordando que lo estamos lastimando por un segundo, y lo estamos curando para siempre.
Ya da, evet, bir kazanın olduğu ama yetenekli bir doktorun ve karizmatik kardeşinin günü kurtardığı müstakbel anneye ailesiyle biraz zaman kazandırdığı,... ve gelecekteki müşterilerle bağımızı kuvvetlendirdiğimiz şahane bir adada sıkışıp kaldık.
O estamos atrapados en una isla increíble, ocurrió un accidente... pero un hábil médico y su carismático hermano salvarán el día... le darán a una futura madre el tiempo con su familia que tanto necesita... y cimentarán un futuro con clientes de largo aliento.
Chuck'ın anlattıklarına mantık kazandırmalıyız.
Tratar de darle sentido al sinsentido de Chuck.
Floransa'daki çalınan Monet resmini buldunuz ve şirketinize 25 milyon dolar kazandırdınız.
Encontraste el Monet robado en Florencia... le ahorraste a tu compañía un pago de 25 millones.
Kimlik hırsızlığı davasında ise 15 milyon dolar kazandırdınız.
En el caso del robo de identidad le ahorraste 15 millones.
Shirley saygımızı, bir eş ya da anne olarak değil bir kadın olarak kazandı.
Shirley se ha ganado nuestro respeto. No como esposa, no como madre, sino como mujer.
Ve şu anda, tacı kazandığınız zamankinden bile daha güzel olduğunuzu söylemeliyim.
Y pérmiteme decirte que te ves aún más hermosa que cuando ganaste la corona.
Eğer o evlilik sözleşmesi ihlalini Olivier'e gösterebilirse, zina kutlaması ile, Fransız ulusal eğlencesi, ondan sonra onun mal varlığını paylaşmaya hak kazandığımı kanıtlayabilir.
Si el puede demostrar que Olivier no respetó el acuerdo matrimonial cometiendo adulterio, el pasatiempo nacional de Francia, podrá demostrar que tengo derecho sobre sus bienes.
Bizim şarabımızın kazandığını biliyor musun?
¿ Sabes que nuestro vino acaba de ganar?
Açık arttırma savaşında kazandığınız zaman bile sizin olmasını istediğiniz şeyin değeri bir anda değişebilir.
En una guerra declarada, incluso cuando ganas lo que pensabas que querías puede revaluarse de repente.
Biliyorsunuz, ne sakladığınızı öğrenmek için dosyayı didik didik edebiliriz. Ama, neden bize vakit kazandırmıyorsunuz?
Podemos revisarlo todo para descubrir qué está ocultando pero ¿ por qué no nos ahorra el tiempo?
Kızımızın yeni kocası bir günde 50.000 dolar kazandı.
El nuevo marido de nuestra hija consiguió 50,000 en medio día.
Nereden kazandınız?
¿ De dónde viene el dinero?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]