English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ K ] / Kaçmalıyım

Kaçmalıyım traducir español

176 traducción paralela
- Kaçmalıyım. Yardım et.
Estoy prisionera.
- Kaçmalıyım, Drina?
- Tengo que huir, Drina.
Ülkeden kaçmalıyım.
Debo huir del país.
Kaçmalıyım.
Tengo que irme.
Kaçmalıyım! Kaçmalıyız!
Tuve que escapar, ¡ Debemos escapar Guido!
Para lazım. Kaçmalıyım.
Tengo que escapar.
- Dinle, buradan kaçmalıyım.
Mira, tengo que salir de aquí.
- Ölmeden kaçmalıyım. Bu sesler bomba.... Sirenle bombardıman arasında hep on beş dakika ara vardır.
Mucho blablabla y un bombardeo pasa en un cuarto de hora.
Mungar'ı yakalamak için kaçmalıyım.
Tengo que permanecer sueltos para que pueda fijar Mungar.
- Senden kaçmalıyım!
- ¡ Debería azotarte!
Evet biliyorum, belki de aslında kendimden kaçmalıyım.
Sí ya sé, pero quizás... tengo que huir de mí misma.
Kaçmalıyım, yoksa delireceğim...
Debo escapar, o me volveré loco.
Üzgünüm, kaçmalıyım.
Lo siento, tengo que irme.
Kaçmalıyım!
¡ Tengo que salir de aquí!
- Kaçmalıyım.
- Debo correr.
Kaçmalıyım.
Tengo que salir de aquí.
- Buradan kaçmalıyım.
- Debo salir de aquí. – Yo también.
Kaçmalıyım. Herşeyi ayarladım. Yeri yıkadım, yatağı düzelttim.
Ordené la casa, fregué el suelo, hice la cama.
Kaçmalıyım.
Tengo que escapar.
Hemen kaçmalıyım.
Tengo que escapar.
Özel uçağımı kötü park ettim. O yüzden kaçmalıyım.
"Tengo el avión mal aparcado, así que démonos prisa."
Kaçmalıyım.
Te veré luego.
Kaçmalıyım.
Me voy.
Yarına kadar maaş almayacağımızı biliyorum ama kasabadan kaçmalıyım.
Sé que no se cobra hasta mañana, pero tengo que salir pitando de la ciudad.
Hayatımı kurtarmak için kaçmalıyım!
¡ Debo correr para salvar mi vida!
Kaçmalıyım, baba.
Tengo que irme.
Şimdi, kaçmalıyım. Ve yine onunla çalışmak istiyorum. Ama o kasabayı terk etti.
Ahora, me he escapado y me gustaría trabajar con él de nuevo pero parece que ha desaparecido.
Kaçmalıyım.
Me tengo que ir.
Evet, artık kaçmalıyım çünkü vedalar beni çıldırtır.
Bueno, yo me abro, que no me gustan las despedidas...
Simdi kaçmalıyım.
Corran.
- Dinle, benim kızla görüşüp sana döneceğim. - Öyle olsun, Huckleberry. Kaçmalıyım, baba.
Cada resguardo que compre debe estar marcado como "poder de representación".
Kaçmalıyım Amca, benim hatunun evinde olmam gerekiyor.
Amigo, me abro, tengo que ir a la choza de mi chica.
Özür dilerim ama hemen kaçmalıyım.
Perdone, pero llevo prisa.
Belki de kaçmalıyım.
Quizá debería huir.
Buradan hemen kaçmalıyım.
Ella murió? Tengo que salir de aquí.
Başım belaya girmeden kaçmalıyım.
Yo me largo antes de que me castiguen.
Oradan hemen kaçmalı ve kaleye dönüp, buradaki insanları uyarmalıydım.
huir de allí, venir al fuerte y avisar a todo el mundo.
- Sanırım herşeyi bırakıp kaçmalıyız.
Creí que habíamos escapado de todo eso.
İlkindeki gibi garip duygular içindeydim. Kaçmalıydım.
Y aunque esta vez es el juzgado y no la iglesia, aunque esté ahora Carolina...
Kralım Zed, kaçmalıyız, Maax planımızdan haberdar..
No podemos atacar, Zed. Maax conoce nuestros planes.
Bunu çok fazla düşündüm ve sanırım gelecek görevde kaçmalıyız.
Estuve pensando esto mucho y creo que debemos escapar en la próxima misión.
Onu gördüm. Ama kaçmalıydım.
¡ Yo los ví, y lo ví a el!
Hayatımızı kurtarmak için buradan kaçmalıyız.
¡ Ahora deberíamos correr por nuestras vidas si no les importa!
Her neyse, oradan hemen kaçmalıydım ve bir yandan sorulara daldım : "Neden evleniyorum?" ve "Kimin için evleniyorum?"
Tuve que salir corriendo y empecé a preguntarme "¿ Por qué me caso?" y "¿ A quién beneficiaría?"
Þansımız varken kaçmalıyız!
¡ Es nuestra oportunidad!
Tatlım, hemen anakaraya kaçmalıyız.
Querida, debemos irnos de Inglaterra.
Atreides ailesini alıp evrenin karanlık köşelerine kaçmalıydım.
Debí haber llevado al Clan Atreides como renegados y huir a los confines más oscuros del universo.
Evet, başkent Edo beni cezbetti, ama gizlice kaçmalıydım, ve hiç param yoktu.
Si. Edo, la capital, me atraía, pero tuve que huir en secreto y no tenia nada de dinero.
Geçmişe baktığımda, oradan bir kadın gibi çığlık atarak yanan bir eve kaçmalıydım ama...
Lo recuerdo y debí haber huido como loca de ahí.
Atreides ailesini alıp... evrenin karanlık köşelerine kaçmalıydım.
Debí haber convertido la Casa Atreides en una casa renegada... y haber huido hacia los rincones mas oscuros del universo.
Oraya girip, yonca yaprağıyla kafa olmasını sağlayıp... kafası iyiyken flütü aldığımız gibi kaçmalıyız.
Tenemos que entrar, drogarlo con estos tréboles agarrar la flauta, y huirnos mientras esté volado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]