Kendim için traducir español
3,581 traducción paralela
Kendim için gelmedim.
- Necesita pedir... - No estoy aquí por mí.
Kendim için ağlamıyorum.
No estoy llorando por mí.
Annen için de ve kendim o yaştayken kendim için de.
Y de tu madre, y de mí misma.
Ben de kocama "Kendim için değil, vatanım için yapıyorum" dedim.
Y le dije : "No es por mí, es por el país".
Daha önce küçük ellerden bahsettiğimde kendim için konuşmuştum, kendi ellerim için.
Cuando antes hablé de manos pequeñas, estaba hablando de mí, de mis propias manos.
Kendim için olsa buraya gelmezdim.
Si fuese por mí no estaría aquí, ¿ De acuerdo?
Ağladım, somurttum ve kendim için üzüldüm.
Lloro, pongo mala cara... y me siento mal conmigo misma.
Ama kendim için yardım istemiyorum. ... fakat...
lo que dijo pero no quiero ayuda, no para mí, pero...
Bu kendim için yapmam gereken bir iş.
Es un mandado que tengo que hacer por mí misma.
Bir annenin sevgisinin değerinin onların vereceklerinden fazla olduğunu söyledim ama ben bunu kendim için söyledim, onun için değil.
Y sé que dije que el amor de madre valía más que todo lo que pudieran darle, pero lo dije por mí, no por él.
Kendim için sana neler yaptırdığımı düşünüyorum.
"Estoy pensando en lo que te permití que me hicieras."
Bunu ne kızım için, ne kendim için istemem ne de senin için.
No querría eso para mi hija o para mí... O para ti.
Yani kendim için değilse bile onun için.
Quiero decir, si no por mí, al menos por ella.
- Hayır, kendim için demiştim.
No, me lo decía a mí.
Onun için söylemedim, kendim için söylüyorum.
¡ No hablo por él! Hablo por mí misma.
Kendim için kötü hissetmiyorum.
No me lamento de mí misma.
Shania ve kendim için bir şeyler değişir diye düşünerek seninle yaşamaya devam ediyordum, ama olay şu ki, eğer ben değişmezsem hiçbir şey değişmeyecek.
Ya no. Sigo quedándome contigo, pensando que las cosas cambiarán para Shania y para mí, pero... pero la cosa es que, si yo no cambio, nada lo hará.
Hayır. Kendim için yapıyorum.
No, por mí.
Hepsini aldım ve yine hepsini kendim için harcadım bir Chanel elbisenin içine sıkıştırdım.
Sólo lo cogí y lo puse de nuevo en mí. y me vestí de Chanel.
Hatta ilham veren sözlerini aldım ve kendim için başka bir şey yazdırttım.
Y tomé su cita inspiradora, y le re grabé algo para mí, en ella.
Tracy için kırmızı, Jenna için mavi, ve kendim için yeşil.
Tracy será rojo, Jenna es azul, y yo seré verde.
Kendim için.
Es por mí.
Ben bu soruları kendim için cevapladım ama senin karar vermen gerek Josh.
Yo ya respondí esas preguntas, pero tú debes decidir, Josh.
İsim yapmak için tek bir şansım var, kendim için, gerçekten iyi bir iş yapmak için.
Tengo una oportunidad de crearme un nombre por mí mismo y tengo que eliminarlo del parque.
Kendim için değil.
No, no, no, no son para mí.
Ben şu an kendim için hazırlıyorum.
Estoy haciendo la mía justo ahora.
kendim için bir tane alıyordum ve senin için de aldım.
Gu Jae Hee, estaba comprando una para mí y te traje una también. Toma.
Biliyorum, baba fakat bunu yapmak zorundaydım... kendim için.
Lo sé, papá, pero tenía que hacerlo... por mi mismo.
Kendim için.
Por mí.
Geldim, çünkü kendim için endişelendim.
Vine porque estaba preocupado por mí.
Kendim için istemiyorum tek suçu kralı uğruna kendini feda etmiş genç bir adam için istiyorum.
No lo pido para mí, sino para un joven cuyo único crimen fue sacrificarse por su rey.
En azından ben kendim için bir yol arıyorum.
Bueno, al menos yo me estoy defendiendo.
V.D.'den aldığım para kendim için değildi.
El dinero que le robé a Hacienda no era para mí.
Farkındaysanız bilmem fakat kendim için biraz stand up yapıyorum.
No sé si lo sabe, pero hago un poco de stand-up.
- Her neyse, azmedip kendim için bir Yelp profili hazırladım.
- En fin, llegué a crear una página de Yelp sobre mí,
Bunu yanıtlamak çok zor. Kendim için bile.
Eso es difícil de responder aún a mí mismo.
Ne yaptıysam kendim için halkım için özgür yaşama hakkımız için yaptım.
Lo que hice, lo hice por cuenta propia, por mi gente y por nuestro derecho a ser libres.
Kate'le kendim için piknik sepeti hazırlıyorum.
Estoy empaquetando una merienda para mí y Kate.
"Ben Ted Mosby, hayatta bir kez olsun... "... başkalarının çıkarlarını bir kenara koyup kendim için en iyisini yapacağıma söz veriyorum. "
"Yo, Ted Mosby, prometo no seguir poniendo los intereses de los demás por encima de los míos y por una vez en mi vida hacer lo que es mejor para mí."
Şimdiye kadar ailemi besleyen, onları giydiren şirketime kendim için ihanet ettim.
La compañía alimentó y vistió a mi familia. No puedo creer que los traicione por mis problemas personales.
Sıradan bir şaman olmama rağmen kendim için okumuyorum. Sadece başkalarına yardım edebilmek umuduyla okuyorum.
Aunque sólo sea una chamán... no leo por interés personal... sino para ayudar a otros.
Sadece kendim ve April için iyi bir iş bulmak istiyorum.
Quiero encontrar un buen empleo para mi y April.
Aslında kendim bakabilmem için beni içeri sokabilir misin diye soracaktım.
En realidad me estaba preguntando si quizás podrías dejarme escabullirme para así poder echarle un vistazo yo misma.
O kadını getirmek için kendim gideceğim.
Iré con esa mujer.
Kimse benden kendim kadar nefret edemeyeceği için istemiyorum.
Eso es porque nadie puede odiarme tanto como me odio a mí misma, ¿ vale?
Bir kaç dönem başkanlık yaparsam sonrası için kendim karar verebilirim. Ve sen de çalışmayı bırakabilirsin.
Si sirvo un período o dos como alcalde... puedo escribir mi propio programa político y tú puedes dejar de trabajar.
Hayatımın çoğunda kararlarımı kendim verdim ve çocuklar bu benim için çok yeni.
He estado solo la mayor parte de mi vida por motu propio y los niños... es todo nuevo para mí.
Bir mucize sayesinde tekrar kendim oldum.. Koç, lütfen Tae Joon'a tekrar uçabilmesi için yardım et.
Al igual que encontré el valor para salir al mundo otra vez... por favor ayude a Tae Joon para que pueda volar otra vez.
Benim sadece... Benim sadece kendim ve oğlum için en iyisinin ne olduğunu görmeye ihtiyacım var.
Sólo necesitaba llegar hasta el final por mí y por mi hijo.
Onlar için her şeyi yapmak istersin ve kendim yaparım dedikleri zaman, inanmazsın onlara.
Querías hacerle todo... o te preocupabas por si estaba sola, esas cosas.
Her şeyi kendim yaptım. Çünkü yardım etmek için parmağını bile kıpırdatmadın!
¡ Pasa que tuve que hacer todo yo sola porque tú no levantarías un dedo para ayudarme!
kendim için değil 44
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
kendine iyi bak 816
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
kendine iyi bak 816
kendi 44
kendine dikkat et 335
kendine 60
kendimi 187
kendine gel 419
kendisi 191
kendini 76
kendinize iyi bakın 182
kendini yorma 31
kendinize dikkat edin 70
kendine dikkat et 335
kendine 60
kendimi 187
kendine gel 419
kendisi 191
kendini 76
kendinize iyi bakın 182
kendini yorma 31
kendinize dikkat edin 70