Kitap mı traducir español
3,315 traducción paralela
Değişen kitap mı yoksa ben miyim?
¿ Ha cambiado el libro... o he cambiado yo?
Kitap mı?
Sí, claro.
Hannah McKay hakkında kitap mı yazıyorsunuz?
¿ Está escribiendo un libro sobre Hannah McKay?
Kitap mı yazıyorsun?
¿ Escribiendo el libro?
- Çiçekler hakkında komik bir kitap mı var?
¿ Hay un libro divertido de flores?
- Kitap değil ona yardım etmeliyim
No necesito un libro. Escuche, necesito ayudarlo, ahora mismo, y usted parecer ser el único que puede ayudarme.
Kitap için olan kayıtlarım.
Mis grabaciones.
Sen birkaç saat kitabını oku, sonra da bir film kiralayalım. Yabancı film olsun ki hala kitap okuyormuş gibi hissedesin.
Por qué no lees un par de horas... luego alquilamos una película una extranjera, para que te sientas leyendo.
Kitap okuyan kaldı mı?
¿ Quién lee?
Evet, sıkılırım diye birkaç kitap götürüyorum.
Sí, llevo un par de libros por si me aburro.
Kitaptayım derim ama artık okuduğun kitap değil.
Diría que estoy en el libro, pero no en el que leerás desde ahora
Tamamdır, açık konuşacağım, kitap kurdu sayılırım.
Muy bien, entonces, voy a ser honesto. Leo muchísimo.
Kitap da mı yazdınız?
¡ Has escrito un libro!
Kitap okumadığımı bilirsin.
Sabes que no leo.
Her sene kitap tanıtım partisi veriyorlar.
Tu sabes que ellos tiran ese libro anual para anunciar la fiesta cada año
Biliyorsun Walt, sayısız kez işe geç gelmeni, hasta olduğunu söylemeni veya sadece orada oturup kitap okumanı problem yapmadım ; ki biz bu sırada senin yapman gerekenleri yaptık.
Sabes, yo no te monté un número ni recalqué tus ausencias, bajas de enfermedad, o el sentarse a a leer un libro mientras el resto te cubríamos.
Ve bu üç haftalık ön gösterimi kitap yazarım ve şarkı sözü yazarım olmadan yapamam
Y no voy a hacer tres semanas de preestrenos sin un escritor ni un compositor.
Dinlediğiniz bir şeyle ilgili kafanız karışırsa hediye dükkanında size yardım edecek bir kitap var.
Si en algún momento escuchan algo que les confunda, hay un libro en la tienda de regalos que les ayudará.
Biliyorum ki, yarım saat içinde uykucu ayı ile birlikte kitap okuman gerekiyor. O yüzden kısa keseceğim.
Sé que tienes que leer tus libros con el oso dormilón en media hora, así que haré esto breve.
Hayatım, bu kitap neden burada?
Cariño, ¿ por qué este libro está aquí?
Ama bu yazacağım kitap için iyi bir araştırma olacak.
Pero bueno, será buena investigación para cuando escriba mi libro.
Kitap sayfalarını aldın mı?
¿ Conseguiste las páginas de tu libro?
Bu kitap işini yüzlerce şirket ve insanla yaptım.
Hago los libros para más de cien compañías y 500 individuales...
Alcatraz hakkında kitap yazdım ve içindeki hemen hemen her şey yanlış.
Escribí un libro sobre Alcatraz, y eso estaba bastante, completamente equivocado.
Diğer odada kitap okuyordum, uyuya kalmışım.
Estaba leyendo en la otra habitación y me dormí.
Kitap okumak artık hayatımın büyük bir bölümünü oluşturuyor çünkü daha fazla okursam konuşacak daha eğlenceli şeylerimiz olur.
La lectura es una gran parte de mi vida ahora porque, ya sabes tendríamos más cosas divertidas para hablar si leo más.
Drecker'da beş yıldır asistandım ve sonunda benim de bir kitap fikrim olmuştu.
Fui ayudante en Drecker durante cinco años, y al fin conseguí una idea para mi propio libro.
Tanrım, bong'u bırak da bir tane kitap oku.
Por Dios, guarda el Bong y coge un libro.
Biraz kitap karıştırayım.
Echaré un vistazo a la bibliografía.
Resimli kitap veya bardak olsa daha iyiydi çünkü o zaman her sevgililer gününde o kaşmir kutuyu çıkardığın zaman o kadar umutlanmazdım.
Preferiría un hermoso libro para la mesa de la sala o un jarrito. Porque al menos no esperaría mucho cada maldito día de San Valentín cuando sacas la cajita de terciopelo.
Ben sandım ki, bu kitap bitince...
Pensé que cuando el libro estuviese listo- -
Hayatım, yüzlerce kitap imzalayacaksın.
Cariño, vas a firmar cientos de libros.
Her neyse umarım bol bol kitap satarız.
De todas maneras, con suerte vendimos muchos libros.
Eğer sen olmaydın eline kitap alır mıydı, bilmiyorum.
Dudo que alguna vez acabase un libro si no hubera sido por ti.
Evet.'Takım Elbiseli Maymunlar'adında bir kitap yazdı.
- Sí. Escribió un libro, "Monos en traje".
- Bir kitap daha mı yazacaksın?
- ¿ Está escribiendo otro?
Sana kitap okuyayım mı?
¿ Quieres que te lea una historia?
Sadece TV kumandası lazım. Kitap bile okuyabilirim.
Incluso podrá a leer un libro.
- Baba! "Kitap okuma yarışmasını kazanacağım" de.
Ganare el concurso de lectura de libros.
Kitap okuma yarışmasını kazanacağım. 440 kitabım var.
Ganare el concurso de lectura de libros.
Biz de hesap kitap tutsaydık sana bir hafta sonu borçlu olacaktım, bayım.
Bueno, si llevamos la cuenta, le debo un fin de semana, señor.
Ve bu Groffle, Berbat Waffle ismiyle, eğitimi teşvik etmek adına yazıp yayınladığım bir kitap.
Y eso es Groffle, el horrible Gofre, un libro que escribí y publiqué en representación de mi iniciativa por la educación.
Evet, üç yılımı tam bir yargısal kitap grubunda geçirdim.
Sí, me pasé tres años en un grupo de literatura muy prejuicioso.
Pazar sabahları tembellik yapıp Times'ın kitap ekibini okuyacağız. İkiz labradorlarımızı yürüyüşe çıkaracağız.
He visto las tranquilas mañanas de sábado leyendo los artículos literarios del Times, y llevando a nuestros labradores gemelos a pasear,
Kitap onda mı bak... - Onu bırak, Oriane!
Mirad si tiene el otro libro. - ¡ Dejadla, Oriane!
- Hayır, kitap ayracı yapmıştım ben onu.
- No, ese es mi señalador.
Kaldığı kitap evinden çıktığı zaman mıydı acaba?
¿ No sería cuando dejó la habitación de la librería que alquilaba?
Uyuşturucuyu bıraktım, birkaç kitap aldım elime büyük resmi gördüm.
Dejé la aguja, cogí algunos libros, vi las cosas claras.
Belki, şarkı dinleyebileceğim, kitap okuyabileceğim küçük bir oda kiralarım. Neden?
Quizá alquile una pequeña habitación donde pueda leer libros y escuchar canciones de la radio.
Görünüşe bakılırsa kitap tanıtımımı okumuş ve benimle görüşmek istiyormuş.
Parece que leyó mi propuesta y quiere conocerme.
Yani, senin ve benim diplomalarımız var kitap okuyoruz, akademik düzeyde akıllıyız.
Quiero decir, tú y yo, tenemos títulos, leemos libros, somos académicos inteligentes.