Kontrol traducir español
70,294 traducción paralela
Dağcılık ekipmanları, asetilen kaynağı, geniş bantlı kontrol çubuğu tungsten karbit matkap uçları.
Equipo de rápel, antorchas de acetileno, sondas de campo activo de banda ancha, brocas de carburo de tungsteno.
- Lyla kontrol ediyor.
Lyla lo está comprobando ahora.
Vay be. Bunun siklotrizan olup olmadığını kontrol etmeliyiz.
Necesitamos comprobar si esto es cyclotrizane.
Argus'un Black Siren'i kontrol etmesini istedim.
Hice que ARGUS hiciera una triple comprobación de Black Siren.
- Evet çünkü Chase en azından Black Siren, Evelyn Sharp, Talia al Ghul'un de dahil olduğu bir ordu insanı kontrol ediyor.
Sí, así es, porque Chase está trabajando como mínimo con Black Siren, Evelyn Sharp, Talia al Ghul, y cualquier ejército que ella esté controlando ahora.
Malcolm, egonu kontrol altında tutman gerekecek.
Malcolm, es tu ego lo que voy a necesitar que mantengas a raya.
Diana'nın hayatlarımızı kontrol etmesine engel olacağım.
No dejaré que Diana controle nuestras vidas.
Mümkünse Çavuş Wu ile gelip kontrol edebilir misiniz?
¿ Sabes si tú y el sargento Wu podrían venir a verificar las cosas?
Eğer Portland'ı terk edersem, Renard her şeyi kontrol eder.
Si me voy de Portland, Renard controlará todo.
Arabanın park edildiği bölgede birkaç apartmanı kontrol ettik.
Ya revisamos varias cuadras a la redonda del auto estacionado.
Kontrol ettiklerimiz arasında sıklıkla aranan bir numara var.
Aparte de los que ya hemos verificado, solo hay otro número que tiene cierta frecuencia.
Onu kontrol ettik.
Lo revisamos.
- Franco ile birlikte kontrol et.
- Verifica con Franco.
İtici takımlarımızı kontrol edelim hadi.
Revisemos nuestras mochilas propulsoras.
- Seni kontrol edemez artık.
Ya no puede controlarte.
Diğer mahkumları da kontrol ettim. İşlem hepsine yapılmış.
Revisé a los otros prisioneros, se les ha hecho a todos.
Taklit beta yapraklarını kafesle çevirerek onları genişletir. Ancak kontrol sistemlerinin becerisi beyin dokularına benzer. Kalplerden uyarlanan iki aşamalı pompalardır.
Una expresión de sistemas de concordancia de patrones, entramados que imitan láminas beta, y se expanden en ellos, pero capaces de controlar sistemas como los tejidos cerebrales, bombas de dos etapas adaptadas de los corazones.
İstasyonu kontrol etmedik. Bu yüzden Marslıları yaktık. Veri çekirdeklerini sildik ve gittik.
No controlábamos la estación, así que quemamos a los marcianos, borramos los núcleos de información y nos fuimos.
Kontrol edilemez mi?
¿ Puede ser controlada?
- Onu kontrol edebilir misin?
¿ Puedes controlarla?
Bu köstebekler yine de istihdam ettiğiniz ve güvenlik görüntülemeniz tarafından kontrol edilen çalışanlarınız.
Esos espías siguen siendo los empleados a los que contrató e investigó a través de sus revisiones de seguridad.
Bunu sizin için kontrol ederim ama bir hükümet sözleşmesi olsaydı eminim ki aynı kayıtlara tam erişim yetkisine sahip olurdunuz.
Averiguaré eso para usted. Pero si era un contrato con el Gobierno, estoy seguro de que habría tenido acceso total a esos mismos registros.
Hız ivmesi kontrol edilsin.
Aceleración de velocidad revisada.
Ayrıca kendi ofisinizi kontrol etmekte başarısız olmanız projeyi tehlikeye attı ve beni başka seçenek aramaya zorladı.
Y tu fracaso al controlar a tu propio departamento ha comprometido este proyecto y me ha obligado a explorar otras opciones.
Sicilini kontrol ediyorum.
Revisando el registro.
Yayın yaparsanız insanlar araştırma yapmak için buraya gelir ve kontrol altında tutamayız.
Si transmiten, la gente vendrá aquí a investigar y no podremos contenerlo.
Kontrol paneli gitti.
Perdimos el panel de control.
Kura sistemine ihtiyacımız olacak. Toplumsal histeriyi de kontrol etmeliyiz.
Necesitaremos un sistema de lotería y controlar la histeria pública.
Kıyafetimdeki tıbbi verileri kontrol edebilir misin Naomi?
Naomi. ¿ Puedes ver la información médica de mi traje?
Bu şeyin tümünü onun kontrol ettiğini düşünüyorum.
Creo que controla toda esta cosa.
Kontrol etmek istiyor.
Quiere controlarla.
Kontrol edemediği güçlerle oynuyordu.
Estaba jugando con poderes que no podía controlar.
- Hakimiyetlerini indirgeyip aynı zamanda kontrol altına almak!
Deteriorar su comando y control al mismo tiempo.
Amos yerleştikten sonra onları kontrol etmeliyiz sanırım. - Sen yap.
Amos, creo que deberíamos revisar cómo están cuando se instalen.
Projeyi kimin kontrol ettiği umurumda değil.
No me importa quién controle el proyecto.
Ama bunları sadece onları kontrol etmek için yapar.
Pero lo hace sólo para poder controlarlos.
Ama her şey kontrol altında. Merak etme.
Pero todo está controlado, tranquilo.
Ben... Evet. Artık kontrol kimde, bilmiyorum.
Y ya no sé cuál de las dos manda.
Bir kontrol listesi üzerinde çalıştık.
Y realizamos la evaluación.
Notlarına eğilmek istiyorum sadece. Kontrol edebildiğimiz tek şey bu.
Solo quiero concentrarme en sus notas, que es lo único que podemos controlar.
Kontrol edemeyiz ama.
Pero no podemos.
Ama onun yaptığı şeyleri kontrol edemezsin.
Pero no puedes controlar sus acciones.
Kendimi nasıl kontrol edeceğimi biliyorum.
Yo sé cómo controlarme.
Ya da kontrol etmiş?
¿ Lo controlabas?
Seni sürekli kontrol ettim.
Me mantuve al tanto de ti.
Bu gece buradan çıkabilirsem gidip bir kontrol edeceğim.
Iré a verlo. Si puedo salir de aquí esta noche.
Gücü gerçekten arzulayan kişiler aslında sadece bir şeyi kontrol etmek istiyordur :
Las personas que realmente desean poder solo quieren controlar una cosa :
Sadece kontrol et.
Sólo echa un vistazo.
sadece istedim Bir şey kontrol etmek için.
Sólo quería comprobar algo.
İçindeki canavarı kontrol ettiğini düşünüyorsun.
Una que piensas que canaliza tu monstruo interior.
Biz gelirken senin mekânı kontrol ediyorlardı.
Sí, estaban vigilando el loft cuando salimos.