English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ O ] / Onları görüyor musun

Onları görüyor musun traducir español

152 traducción paralela
Onları görüyor musun?
¿ Ha visto eso? Eran espías.
Onları görüyor musun... nasıl da kıvrılıyor, tatlı dillerini çıkarıyorlar?
Observe. ¿ Las ve allí abajo... enroscándose y culebreando, mostrando sus bellas lenguas?
Onları görüyor musun?
¿ Los ves?
Wetherby'den geliyor, Bütün bir grup eyalet polisi, onları görüyor musun?
Vienen, de Wetherby un montón de coches patrulla, ¿ los ves?
- Onları görüyor musun?
- ¿ Los ves?
O'Reilly mi? Onları görüyor musun?
O'Reilly. ¿ Los ves?
- Onları görüyor musun?
- Sí, sí. Lo ves.
Onları görüyor musun?
¿ Las ve?
Şu anda onları görüyor musun?
¿ Las estás viendo?
Onları görüyor musun?
¿ Los ve?
Onları görüyor musun?
Míralas.
- Onları görüyor musun?
- Los ven? - Shh!
Onları görüyor musun?
¿ Las ves?
Peki ya bu çocukları, onları görüyor musun?
Esos niños, ¿ los ves?
Onları görüyor musun?
¿ Puedes verlos?
- Onları görüyor musun peki?
¿ Las ve?
Onları görüyor musun?
¿ Las viste?
- Onları görüyor musun?
- Puedes verlos?
Onları görüyor musun?
¿ Ves a esos tipos?
- Onları görüyor musun?
- ¿ Los ves? - No. No.
Onları görüyor musun 401?
Unidad 401, ¿ los véis?
- Onları görüyor musun?
- ¿ Las ve?
- Onları görüyor musun?
¿ Los ves? Sí.
Onları görüyor musun?
¿ Ves ese dibujo?
Çocuklara ne olmuş? Onları görüyor musun?
¿ Y a los chicos, los ves?
Onları görüyor musun?
- ¿ Los veis? - Están ahí, pringados.
- Onları görüyor musun? - Hayır, ama kasklı çocuk orada.
- No, pero hay un niño en el casco.
Onları görüyor musun?
¿ Los vé? .
Tayfa Bennett ve Hayden, oradalar... onları görüyor musun?
Los tripulantes Bennett y Hayden por allí - ¿ los ve?
Onları görüyor musun?
Allí. ¿ Los ves?
Onları görüyor musun?
Los ves?
Etrafına bak. Onları görüyor musun?
¿ Viste a estos tipos?
Onları görüyor musun?
¿ Les ves?
Onları görüyor musun?
¿ Ves a los cerdos?
Ajan Vaughn, bulunduğun yerden onları görüyor musun?
Vaughn, ¿ puede verlo desde su posición?
Onları görüyor musun?
¿ Los ves ahí?
- Onları görüyor musun?
- ¿ Les ve?
Onları görüyor musun?
¿ Las reconoce?
Görüyor musun onları?
Los ves.
Tıpkı onlar gibi vaftiz edilmiş olan Markus'a ne yaptıklarını görüyor musun?
Muchacho, ¿ has visto lo que hacen con Markus? Y estoy bautizado como ellos. ¡ Ah!
Şu kayaları görüyor musun? Tekne yiyicilerdir onlar.
¿ Ves esas rocas ¿ Comen barcas.
Meşe yapraklarını görüyor musun? Gümüş onlar.
¿ Ves estas hojas de roble?
Onları çok görüyor musun?
- Sí. ¿ Los ves mucho?
Görüyor musun onları?
¿ Te das cuenta?
Oradaki paketleri görüyor musun? Sen burada olup onları içeri almadın diye bütün dünya gördü onları.
¡ Esos paquetes se quedaron afuera porque no los recibiste!
Pek değil. Bu aşağıdaki insanları görüyor musun, onlar benim davet ettiklerim değil.
No tanto, mira a esa gente, allá abajo... no son los que invité
Onları görüyorsun. Amber Lynn LaPierre'i de görüyor musun?
¿ Ves a Amber Lynn LaPierre?
Onları hala görüyor musun?
¿ Les ves ahora?
İşte geldik, Sör Henry, ünlü Dartmoor'dayız ve öyle bir tarihi var ki. Şuradaki kayaları görüyor musun? Onlar aslında Neolitik insanın inşa ettiği taş evler.
Ya llegamos Sir Henry, el famoso Dartmoor con una antigua historia vé aquellas rocas de allí son construcciones de piedra hechas por el hombre del neolítico hace 50 ó 100.000 años.
Onların aleyhine tanıklık ettin. Babanı öldüren adamı bu salonda görüyor musun?
¿ Ves en esta corte al hombre que mató a tu padre?
Ajan Vaughn, bulunduğun yerden onları görüyor musun?
Vaughn, ¿ puedes verlo desde tu posición?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]