English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ O ] / Onlar benim

Onlar benim traducir español

6,866 traducción paralela
Kurtadam öfkemin yanı sıra artık yepyeni bir iştahım var. Bir de bebeğimi öldürmeye çalışmış olan cadılar var tabii. Onlar benim için yiyecekten başka hiçbir işe yaramazlar.
Tengo un temperamento de lobo que va con mi nuevo apetito y las brujas trataron de matar a mi bebé no eran nada más que alimento.
Affedersin ama onlar benim bilgilerimdi, Hamilzırva.
Perdona, Hamilcaca, esa es mi información.
Onlar benim değil.
No es mío.
Onlar benim zamanımı harcamak istiyor, buraya elinde mahkeme celbi ve şok tabancası olan birini gönderebilirler.
Bueno, si quieren desperdiciar mi tiempo, pueden enviar a alguien aquí con una citación y una taser.
Onlar benim kaliteli kumaş peçetelerim.
Esas son mis servilletas de tela buenas.
Yer alırdı, ve aldı bile çünkü onlar senin öneremediğin bir şey önerdi : - ışçilerinin güvenliği. - Onlar benim işçilerim.
Lo haría, y lo ha hecho, porque le han ofrecido algo que usted no podía... seguridad para sus trabajadores.
Onlar benim kahramanlarım. Onlar, haklarında okuyarak büyüdüğün insanlar.
- Son mis heroes, son la gente sobre la que lees
Canavar diye tabir ettigin o insanlar Esser'in kontrolü altinda. Ama senin de söyledigin gibi onlar benim halkim. Eger onlara zarar verirsen tek problemin o kaltak annen olmaz.
Esas bestias a las que te refieres, quizá estén bajo el control de Esther pero como dijiste, es mi gente, así que si los lastimas tu maldita madre será el menor de tus problemas.
Onlar benim arkadaşlarım ve onlara böyle hitap edemezsin!
¡ Son mis amigos, y no tienes ningún derecho a llamarlos así!
Onlar benim çocuklarım.
Son mis hijos.
onlar benim için yabancı, ve bunun böyle kalmasını tercih ederim.
Son desconocidos para mí, y prefiero que siga siendo así.
Önemli olan, onlar benim adımı hatırlıyor.
Lo importante es que recuerdan el mío.
Onlar benim ailem değil.
Vosotros lo sois.
Ben... - Onlar benim ailem değil.
- Ellos no son mi familia.
Onlar benim ailem değil.
Ellos no son mi familia.
Onlar benim için gelmeyeceklerdir.
No volverán por mí.
Ve onlar benim dostlarım.
Y son mis amigos.
Onlar benim müvekkillerim ve panik içinde aradıklarında telefonun diğer ucunda ben olmalıyım.
¿ Crees que no sabía eso? Estos son mis clientes y cuando llamen en pánico, tengo que ser la voz al otro lado de la línea.
Hayır, Onlar benim!
No, es mío!
Onlar benim laflarımı takip edemeyen birkaç tane memur.
Hay una banda de de funcionarios que no tienen ni idea de lo que digo.
Onlar benim için mi?
¿ Esas son para mí?
Bir zaman sonra onlar benim peşime düşecekler. Ben de, kendimi korumak zorunda kalacağım bir... pozisyonda kalmak istemem. Çünkü, yaparım.
En algún momento, van a venir a por mí, y no quiero ponerme en una posición donde tenga que defenderme, porque lo haré.
Umarım onlar benim tarafımdadırlar.
Espero que estén de mi lado.
- Onlar benim! - Atına atla ve git.
¡ Ellas son mías!
Bu ikisi onların canını acıtır, bunlar da benim.
Estos dos le hacen daño, estos dos me hacen daño.
Onlar bizim arkadaşlarımız. Sadece benim verebileceğim bir armağana ihtiyacı olan kurtlar. Ayışığı yüzüğü.
Estos son nuestros amigos lobos necesitados de un regalo que puedo darles, anillos de luna.
Onlar bile benim olduğuma inanmıyorlar.
Mira, ni siquiera piensan que yo soy yo.
Onları yemek için. Bu benim!
Para comer.
Onların benim hayatta kazanmış olduğumu görmelerini istiyorum.
Yo quiero que piensen que me he ganado la vida
Alaycılığınız yerinde, ama benim görüşümdeki insanlar, onlar ilk önce karakterleriyle aday oluyorlar.
Su cinismo es bien fundado, pero la gente de mi distrito está lista para un candidato que priorice la reputación.
Hayır, ama sonra bir anda acayip yükseldi benim de onları sırf ellerim kuruduğu için satın aldım diyecek halim yoktu.
No, pero luego se dispararon, y no le iba a contar a todo el mundo que solo las había comprado porque sufro de piel seca.
Onlar gerçekten benim tipim değil.
No son realmente mi tipo.
Bunu benim için birkaç eski dostum yaptı... ve sonra onları öldürdüm.
Hice que algunos viejos amigos lo hiciesen por mi y después los maté.
Benim asıl rakibim sokak satıcıları ve düşünen dağıtım hizmetleri Onların işlerini çalıyorum.
Mis principales competidores son camellos callejeros y hay... hay servicios de entrega que creen que les estoy robando su negocio.
- Onlar benim.
- Son mías.
- Benim de. Eğer onları kurtaracaksak dar bir penceremiz olacak.
Si vamos a salvarlos, tenemos poco tiempo.
Onları benim öldürdüğümü mü düşünüyorsunuz?
¿ Creen que yo los maté?
"Senin ailen" mi? Onlar sadece benim ailem değil.
Es tu gente también, no sólo mía.
Benim görevim Amerikan vatandaşlarını korumak, onları ele vermek değil.
Mi trabajo es proteger a los ciudadanos estadunidenses, no entregarlos.
Kardeşinizin onunla buluştuğumu öğrendiğimde onların yaşadığı sürprizi ve benim utancımı düşünün.
Imaginen su sorpresa y mi vergüenza cuando descubrí que iba a verse con su hermano.
Benim kontrolüm altındayken Sakaar gelişti ve Dünyalıları evcilleştirdiğimde onlar da lütfuma erecekler.
Sakaar ha florecido bajo mi mando, y cuando domine a la gente de la Tierra, también conocerá mi majestad.
Uriel sen de insanları benim sevdiğim kadar seviyorsun, koru onları.
Uriel, tú amas a la humanidad tanto como yo, así que protégelos.
O zaman onları senin için arayayım çünkü bizi bildirirsen, satışları durdururlar ve bu sürede kendimizi toparlarız, benim yasaklama emrim sonlanmış olur ve bu akşamüstü kaldığımız yerden, devam ederiz.
Entonces deja que marque el número por ti, porque si informas sobre nosotros, congelarán esta venta, y para cuando todo se arregle, mis medidas cautelares habrán expirado, y volveremos a donde hemos estado esta tarde.
Seyirci olan benim ve onları sevmek istiyorum.
Yo soy el público, y quiero amarlos.
Benim onlar.
Esas cosas son mías.
Onları benim kadar tanımıyorsun.
No los conoces como yo.
Ben de böyle düşünüyorum ama benim versiyonumda ben armadillo onlar da zürafa.
De hecho, yo también siento eso, pero en mi versión soy un armadillo y hay jirafas.
Onlar çocuk ve benim görevim de onları korumak iyi niyetli insanlardan bile.
Son niños... y mi trabajo es protegerlos... incluso de alguien con buenas intenciones.
Sharon, aslına bakarsan, o insanların hiç birini tekrar görmeyeceğimi bilmek içimi rahatlatıyor. Eminim ki, onlar da benim için aynı şekilde hissediyor.
Sharon, en serio, es un alivio saber que no volveré a ver a nadie de allá, y estoy seguro que ellos se sienten igual.
Onlar için güçlü olmam gerektiğini hissediyordum çünkü benim gerçekte ne düşündüğümü bilselerdi benden korkarlardı.
Sentía que tenía que ser fuerte delante de ellos porque si sabían lo que pensaba en realidad, les aterrorizaría.
Benim varlığım dikkatleri onların üzerine çekecektir.
Mi presencia solo atraerá atención en ellos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]