Serseri mi traducir español
540 traducción paralela
- Lincoln'ü vuran serseri mi?
- ¿ El tipo que mató a Lincoln?
Serseri mi olmak istiyorsun?
¿ Quieres ser un desgraciado?
- Serseri mi?
- ¿ Un bandido?
- Serseri mi?
- ¿ Para una qué?
- Serseri mi?
- ¿ Vago?
- Serseri mi?
¿ Vago?
O servet avcılarından biri mi yoksa serseri mi anlamam tam 30 saniye sürer.
Me llevará 30 segundos averiguar si es un cazador de fortunas... o si es un loco.
O serseri mi? Bakın beyimiz kimlerle düşüp kalkıyor!
¡ Miren con quién anda el señor!
Serseri mi?
Un gilipollas?
"Serseri mi?"
¿ "Delincuente"?
Serseri mi?
¿ rufianes, nosotros?
- Serseri mi? - Bir serseri.
- ¿ Un pobre diablo?
- Serseri mi? Esprili mi? Benim gibi, cesur mu?
"Él es valiente, como yo?"
Serseri mi?
¿ Un sinvergüenza?
Hayat, salt, banka hesabımla ilgilenen, o serseri için, riske atılacak kadar, önemsiz mi?
¿ La vida significa tan poco para ti que la arriesgas por encontrarte con alguien que solo piensa en mi fortuna?
30 yıl boyunca, düşüncelerimi savunmak için bir köpek gibi yaşadım. Ve bu serseri benim sefaletim üzerine spekülasyona geldi... "Elyazmalarımı basit bir antika eşya gibi satın almak istiyor!"
- ¡ Hace 30 años que vivo como un perro por mis ideas... y ahora viene un desgraciado a especular con mi miseria y quiere comprarme mi manuscrito como si fuera una curiosidad!
O serseri kural tanımaz herif mi?
¿ El mendigo, el bohemio?
Annem sen serseri olasın diye mi saçını süpürge etti?
Mamá se mató trabajando para que te convirtieras en un vago?
Ben miyim yoksa o serseri Lampwick mi?
¿ Yo o el cretino de Lampwick?
- O serseri sen burada kalırken daireyi kiraya veriyor, değil mi?
- ¿ Ese canalla la va a echar? - Sí.
Serseri gibi yaşadın, öyle mi ölmek istiyorsun?
Vives como una sabandija, ¿ quieres morir así?
Biliyorsun Bill, ben hariç... o arabayı kasabaya güvenli getirebilecek dünyadaki tek serseri sensin.
Tu sabes Bill, excepto por mi tu eres la única persona del mundo que podía haber traído ese carruaje.
Bu saatte mi gelinir, serseri!
- ¿ Qué horas son estas gandul?
Ne mi yaptın? Gel buraya serseri!
- ¿ Pero qué pasa?
SERSERİ BİR MAYIN VEYA VOLKANİK SUALTI PATLAMASI MI?
¿ Fue un volcán o fueron minas submarinas?
Bu serseri de benim gölgem gibi.
Este gandul de aquí es mi sombra.
Hoşuna gitti mi, serseri?
... conocer clubs nocturnos de categoría.
Hücre arkadaşımın serseri gibi dolaşmasına gönlüm razı olmaz.
Mi compañero no puede tener facha de vago.
Çocuğun burada serseri gibi yaşayıp sosisli sandviçle beslenmesine izin mi vereceğiz?
¿ Crees que dejaremos al niño vivir aquí como un vago?
Sen serseri olamazsın, sen benim kardeşimsin.
¿ Por qué te llamas vago? ¿ Cómo vas a serlo? Eres mi hermano.
Kız Picasso'nun serseri olduğunu iddia edip durdu ve sonra da bir duvar resmi yaptı.
Mi amiga insistía en que Picasso era un inútil y se puso a pintar un mural.
Dişi Kuş oteline mi? Çünkü Sam McCord bir serseri ve sen bir altın madeni kaybettin.
Sólo porque Sam McCord sea un vago...
Kes sesini, serseri. Kocamla bu şekilde konuşma.
- No le hable así a mi esposo.
Serseri gibi mi olayım yani?
¿ Querrías verme hecho un mendigo?
- Bu serseri karımı baştan çıkardı!
- ¡ Este villano corrompió a mi esposa!
Onun gibi bir serseri için neden üzülüyorum? Parayı verip, eve dönmeliyim.
Una vez, vi a mi madre matar a su propio bebé.
Ama vicdanen lordum, zaten bir gün darağacında ölecek benim gibi beş para etmez, serseri ayaktakımından kurtulmak için tek masum canı bile kaybetmeye değer mi?
Pero en conciencia, milord, ¿ merece la pena una vida inocente para deshacerse de golfos y chusma como yo que un día morirá en la horca?
Ya da çocuk serseri çetelerinden birinin amblemi mi?
¿ O es algún distintivo delictivo?
- Serseri değilsin, değil mi?
- ¿ No será un vagabundo?
Yürü bakalım ihtiyar serseri.
Vamos, mi dulce.
Üniversitedeki ümitsiz vaka serseri oğluna, Shakespeare ve vesaire için!
He enviado al inútil de mi hijo a un colegio de los buenos.
Dinle, bodrumumda daha fazla serseri istemiyorum.
Escucha, ya no quiero más vagos en mi sótano.
Öyle mi diyorsun serseri!
No te librarás con esas frasecitas, cagón.
O serseri benim arkadaşım değil.
Ese tipo no es mi amigo.
Bir serseri kurşun yüzünden havaya uçmak istemezsin, değil mi?
No querrás que una bala perdida nos haga volar, ¿ verdad?
Serseri gençlerin nasıl yola getirileceğini iyi bilirim,
Nada de delincuencia juvenil en mi caso.
Onu serseri bir melezin teki sanıyorsun, değil mi?
Crees que es solo un mestizo miserable, ¿ verdad?
Bu serseri karımın çantasını çekmeye devam etti, karım da bırakmadı.
Este tipo seguía tirando del monedero de mi mujer y ella no lo soltaba.
- Serseri gibi mi görüneyim?
¿ Que vaya hecho un desarrapado?
- Öyle mi? - Sen ilk ikidesin, serseri.
Por eso, acabo de corregir mi lista.
Küçük matematikçi serseri mi?
Es un fantasma.