English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ S ] / Sizi

Sizi traducir español

119,770 traducción paralela
Sizi iskeletinizden ayırmadığım sürece hiçbirimiz bilemeyiz değil mi?
No hay manera de saberlo, al menos que saque sus esqueletos, ¿ verdad?
- Chidi, Tahani sizi kurtarmak için döndük.
Chidi, Tahani, estamos de vuelta para salvar sus almas.
En büyük hatam sizi bir araya getirmekti. Birbirinizin ruh eşi yapmam komşu olarak yerleştirmem.
Mi gran error, fue ponerlos a todos juntos, teniendo que ser almas gemelas que vivían al lado del otro.
Hangi rüzgâr attı sizi buraya?
¿ Van a Oaadk Diar?
Ve sizi ne kadar kızdırdığını.
Y lo enojada que debe hacerte sentir.
Tarzana'dan sizi hangi ruzgâr atti boyle?
¿ Qué te trae por aquí desde Tarzana?
Sizi yarin giyerim belki.
Quizá te use mañana.
Sizi seviyorum, tamam mi?
Los quiero.
- Aman Tanrim, sizi taniyorum.
- Dios mío, te conozco.
Sizi gormek guzel.
Qué bueno verlos.
Sizi emekliye ayrılmış bir korsan sanmıştık.
Creíamos que solo era un pirata jubilado.
Teşekkürler Los Angeles, sizi seviyorum.
Gracias, Los Ángeles, os quiero.
Bakın, anlıyorum, son işiniz ters gitti bu da sizi bezdirdi.
Miren, lo entiendo. Las cosas se desmadraron en el último encargo y los afectó pero esta no es la solución.
- Sevinirim. Burada kalıp içki içeriz ve sizi takip etmeye çalışanı öldürürüm.
- Encantado de quedarme y tomar una copa y destripar a cualquiera que intente seguiros.
Göğsünüzde bir mermi deliği yokken Lexa sizi benzetti.
Lexa le pateó el culo sin un agujero de bala en el pecho.
Bu süreçte sizi iktidarda tutmak için buradayım.
Mientras tanto, estoy aquí para mantenerle en el poder.
Sizi öylece vurabilir yani.
Por lo que sólo se podía disparar.
Uykunuzda öldürürüm sizi...
Yo te mataremos en su sueño sólo porque!
- Sizi biraz yalnız bırakalım.
- Les daremos un minuto.
- Ama sizi çok seviyorum.
Pero os quiero mucho.
Sizi veri depolamada yüzde yirmi beş kar ettirmek takdir edersiniz ki bizi de Weissman kupasının sahibi yapıyor.
Ahorrarías 25 % en almacenamiento de datos. Eso nos hace merecedores del Trofeo Weissman.
Bak, sana söz. Eğer Melcher'ın verilerini mobil aletlerle desteklenen bir ağda stabil hale getirip, sorunsuz çalıştığını bana gösterirsen, sizi üst seviyeden fonlayacağım.
Te prometo que, si pueden almacenar los datos de Melcher en una red estable de celulares, y prueban que eso funciona, los financiaré.
Sizi hemen temizleyeceğim.
Te tendré limpia en un momento.
Ama sizi gizli tutmam gerek.
Pero debo mantenerte escondida...
Ciddi bir tehditle karşı karşıyayız. Bugün sizi bu yüzden topladım.
Nos enfrentamos a una amenaza seria, por eso os he hecho venir a todos.
Sizi beklemiyordum.
No os esperaba.
Sizi burada gördüğüme şaşırdım Direktör Mace. Özellikle bilinen bir terörist olan Quake ile gelmenize.
Me sorprende verle aquí, director Mace, en especial acompañado de Quake, una conocida terrorista.
- Sizi temin ederim öyle bir niyetimiz yok.
Le aseguro que no queremos tal cosa.
- Efendim, sizi güvenli eve götürmeliyiz.
Señor, tenemos que llevarle a un piso franco.
Sizi korumak için birine son vermem gerekirse cesedi dikkatli bir şekilde yok ederim.
Si elimino a alguien más para tu protección, me desharé del cadáver de forma discreta.
Sizi kimin kiraladığı konusunda ancak tahmin yürütebilirim. Muhtemelen köpek maskesi takan iri yarı adamlardır ama onlar Senatör Nadeer için çalışıyor. Onun gerçekten istediği şey bu çantanın içinde.
Solo puedo especular sobre quién os ha contratado, probablemente unos tíos fornidos con máscaras de perro, pero trabajan con la senadora Nadeer y lo que quiere está dentro de este maletín.
Sizi bekliyordum.
Te he estado esperando.
- Sizi bırakayım mı?
- ¿ Te llevo? - No.
- Onun hakkında izinsiz bir soruşturma başlattığınızı fark ederse bu onu sizi soruşturmaya teşvik eder.
Si descubre que has empezado una investigación no autorizada de ella, va a empezar una investigación sobre ti.
Sizi severim Ajan May.
Me caes bien. agente May.
Bu yüzden sizi hâlâ yanımızda istiyor.
Por eso quiere que te quedes.
- Bizim için hazır olacağını bilemezdik. - Birinin sizi uyarmasını mı bekliyordun?
¿ Quizá si alguien te hubiera avisado?
Sizi başka bir yere taşıdık.
Te hemos trasladado a otra ubicación.
Dr. Radcliffe sizi meşgul etmenin en iyi yolunun dövüşecek bir şeyler vermek olduğunu biliyordu.
El Dr. Radcliffe supo que la mejor manera de mantenerte ocupada era darte algo con lo que luchar. - Algo como tú.
Bu beyler sizi odalarınıza götürecek.
Estos caballeros te llevarán a tu habitación.
Öyle olmasa bile, ondan sonrakinin sizi öldürme olasılığı daha artar ve bu şekilde devam eder, ta ki...
Y si no lo hace, la siguiente tiene más posibilidades de matarte... - cada vez más hasta que...
Sizi öldürmeye çalışmıştı.
Intentó matarte.
- Ama sizi seçti.
- pero te eligió a ti.
Her yerde sizi arıyordum.
Los he estado buscando por todas partes.
Sizi temin ederim öncelikli görevlerimden biri sizi güvende tutmak.
- Le aseguro, una de mis directrices principales es mantenerlo a salvo.
Yüzlerinin sizi yanıtlmasına izin vermeyin.
No dejen que sus rostros nublen su juicio.
Sizi çıkarmayacak ve ya uyandırmayacağız biliyorum.
No te desconectaré o te despertaré, lo sé.
Sizi görmek çok güzel efendim.
Me alegro mucho de verle, señor.
Ve şimdi de sanal bir hapishanede sıkışıp kaldınız ve ben sizi uyandırmak için geldim.
Y ahora usted está... está... atrapado en una prisión virtual, y estoy aquí para despertarlo.
Sizi uyarmam gerekirdi.
- Debería haberles advertido.
Sizi temin ederim.
Se lo aseguro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]