English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ S ] / Sizin

Sizin traducir español

95,610 traducción paralela
Yani bunun sizin imzanız olduğunu kabul ediyorsunuz?
Entonces, ¿ admite que esa es su firma?
İfadenize göre o akşam kendisi de sizin olduğunuz gibi evdeydi.
Ella estaba en la casa esa noche, igual que tú, según tu confesión.
Bayan Castillo ifadedeki imza sizin mi?
Srta. Castillo, ¿ la firma de la declaración es suya?
- Ailenin utancını temizledin çünkü bu sizin aile geleneğiniz.
- No. Te libraste de la vergüenza de tu familia - porque eso es lo que hace tu familia.
Bunu sizin için yapıyorum, her biriniz için.
Hago esto por vosotros... Por todos vosotros.
Sizin için, o çocuklar için.
Para vosotros, para esos chicos.
Sizin için yapacak tek şey kaldı, o da yalvarmak.
Lo único que puedes hacer ya es implorar.
Bu benim ilk seçimim olmayacaktır, tahminimce sizin de.
No es mi primera opción, y me imagino que la suya tampoco.
Bay Wexler sizin için Schweikart ve Cokely'i şiddetle önermemi istedi.
La señorita Wexler me pidió que le dijera... que le recomienda a Schweikart y Cokely.
Sizin için neyin önemli olduğunu anlaması biraz zaman aldı sadece.
Simplemente se tardó un poco en ver qué era importante para ustedes.
Sizin çok ciddi ve birbirinize bağımlı bir ilişkiniz vardı. Şimdi o olmadan yaşayamayacağını düşünmen normal.
Ustedes tenían una relación muy codependiente y es normal que sientas que no puedes vivir sin ella.
Ve icgudulerim hala kuzeyden gidebilecegimizi soyluyor. Secim sizin.
Y me dice que podemos escapar por el norte.
Bu sizin için.
Esto es para vosotros.
Akşam 23 : 51'de havaalanında kapatıldı... New York'a, sizin onun oyununu sonsuza dek bitirmek üzere bekleyeceğiniz yere havalanan bir uçaktan 20 dakika önce.
Se apagó en una terminal del aeropuerto a las 23 : 51... 20 minutos antes de que saliera un vuelo directo a Nueva York en el que le estaréis esperando para desmantelar su juego.
Sizin sektörde aşırı kırtasiye işi deniyor sanırım.
Supongo que lo llamarían demasiado papeleo.
Sizin için ne yapabilirim?
¿ Qué puedo hacer por usted?
Sizin için temizleyelim mi?
¿ Se lo puedo limpiar?
Sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı?
¿ Puedo hacer algo más por usted?
Sizin başınız da benim gibi belada.
Y están metidos en tantos problemas como nosotros.
Sizin başınız da benim gibi belada!
Están metidos en tantos problemas como nosotros.
Burada oturmak için biletiniz var mı sizin?
¿ Siquiera tienen entradas para estar aquí?
Sizin için orta pişmiş burgerimiz var.
Aquí hay una hamburguesa poco hecha para ti.
"Sizin için her şeyi yapar."
Haría lo que fuera por ustedes ".
"Sizin için ölür, gerçekten."
De verdad que moriría por ustedes ".
Sizin aile para içinde yüzüyormuş.
¿ Quiénes eran? ¿ La familia de Ricky Ricón?
Ayrıca rozetim sizin giremeyeceğiniz kapıları açar.
Además, mi placa me da acceso a recursos que tú no tienes.
Sizin elinize geçerse de ben ölürüm.
En tus manos, soy hombre muerto.
Sizin için zaman sürücüsünün taslaklarını getirdim Doktor Palmer.
He sacado los planos del impulsor temporal para usted, Dr. Palmer.
Tamam, onlarda lazer silahı var ama sizin de süper güçleriniz olmamalı mı?
Es decir, claro, tienen pistolas láser, ¿ pero no - se supone que tenéis superpoderes?
Biliyorum Nate ve ben Rip'i hiç gerçekten tanıyamadık. Ama sizin için ne kadar önemli olduğunu biliyoruz.
Puede que Nate y yo nunca llegáramos a conocer a Rip, pero sabemos lo mucho que significa para el resto de vosotros.
Benim de size, sizin bana olduğu kadar ihtiyacım var.
Los necesito tanto como ustedes a mí.
Sizin gibilerin sadece filmlerde var olduğunu sanırdım.
Pensaba que la gente como vosotros solo existían en las películas.
Tek yaptığım sizin için iyi bir parti hazırlamaktı, gündüz vakti içip kocalarınızı çekiştirin diye.
Lo único que quería era hacer una fiesta para que bebieran y se quejaran de sus esposos,
Sizin Juilliard yüzünden çoktan ayrıldığınızı sanıyordum.
Creí que ya habían terminado por lo de Juilliard.
Sizin gibi.
Como tú.
"Umalımda bu işe yarasın." Sizin sürekli ne sorun var diye...
"Esperemos que esto funcione" Ustedes... yo... siento que están adivinando
Merhaba, benim adım Brandon Foster şey ben sizin müzik programınıza kabul edilmiştim.
Hola, me llamo... Brandon Foster, y fui... aceptado en su programa musical.
Şimdi eğer kızımın iyiliği için benimle paylaşımda bulunmayacaksanız, ki o benim kızım, sizin uygun birer ebeveyn olmadığınızı ispatlayarak, tüm velayet için size dava açarım.
Ahora, si no me permites hacer parte de la vida y bienestar de mi hija, porque ella es mi hija, puedo demandar por su custodia alegando que ustedes no son madres aptas.
Yani, demek istediğim, sizin bana yaptığınız şey çocuklar ne demek istediğimi anladınız.
O sea, lo que ustedes han hecho por mí es... saben a lo que me refiero.
Star City Silah Tescili ile ilgili sizin yönetimizin tutumu nedir?
¿ Cuál es la posición de su administración respecto al registro de armas en Star City?
Sizin gibi insanlar kürtaj, ifade özgürlüğü gibi konulardaki kısıtlamalara karşı çıkıyor.
¿ Sabe qué? , la gente como usted se opone a las limitaciones en cosas como el aborto y la libertad de expresión.
İşime odaklanmışken sizin tartışmanızdan haz etmiyorum.
No me gusta que discutáis mientras estoy intentando trabajar.
Bu kişinin sizin oğlunuz olduğuna dair elimizde kanıtlar var.
Hay razones para creer que ese individuo es su hijo.
Sizin istediğiniz onu bir hayvan gibi kafese sokmak. Babasını öldüren hayvan gibi.
Lo que usted quiere... es meterlo en una jaula como a un animal, como el animal que mató a su padre.
Bay Queen, sizin burada yeriniz yok.
Señor Queen, tú no deberías estar aquí.
- Sizin düşman olduğunuzu söyledi.
Dijo que usted era el enemigo. No, no. No.
Sizin eve ve dükkâna da ateş açacaklar.
Van a allanar su tienda y su casa.
Fakat sizin gibi ben de bu savaşı durdurmak istiyorum.
Pero, al igual que usted, quiero detener esta guerra.
Bunu sizin için kontrol ederim ama bir hükümet sözleşmesi olsaydı eminim ki aynı kayıtlara tam erişim yetkisine sahip olurdunuz.
Averiguaré eso para usted. Pero si era un contrato con el Gobierno, estoy seguro de que habría tenido acceso total a esos mismos registros.
Gerçek şu ki, söz konusu gizli harekât gemileri sizin sorumluluğunuz altında şirketiniz tarafından inşa edilmiş.
El hecho es que estas naves invisibles fueron construidas por su empresa, bajo su mando.
- Sizin şey olduğunuzu sanmıştım... - Evet.
- Creía que erais...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]