Son sözüm bu traducir español
134 traducción paralela
Son sözüm bu.
Ésta es la última palabra.
Buna daha fazla katlanmayacağım. Bu konuda son sözüm bu.
No seguiré soportando esto, y es mi última palabra.
Son sözüm bu.
Es definitivo.
Son sözüm bu, Claudin.
¡ Es mi última advertencia!
Son sözüm bu.
Se acabó.
Üzgünüm. Ruhsatım yasal saatler dışında alkol satmama izin vermiyor. Son sözüm bu.
Mi licencia no me permite servir alcohol fuera de horas y punto.
Bu konuda son sözüm bu...
¡ Y es mi última palabra!
Bu konudaki son sözüm bu.
Ésta es mi última palabra.
Son sözüm bu.
Es mi última palabra.
" Bu konudaki son sözüm budur.
Ésa es mi última palabra sobre el tema.
Dışarıya gelmiyor, ve son sözüm bu.
Él no saldrá, esa es mi última palabra.
Bu konudaki son sözüm budur.
Es mi última palabra al respecto.
Bu konudaki son sözüm budur.
No tengo más que decir a este respecto.
O izini imzalamayacağım ve son sözüm bu!
¡ No voy a firmar esa publicación!
Bu kadar. Son sözüm bu.
¡ Ya los advertí!
Tamam, Ahmed, dediğim gibi, son sözüm bu.
Ahmed, te diré qué hacer. Hasta aquí llegamos.
Son sözüm bu.
Sin discusión.
Dönmeyeceğim. Son sözüm bu.
No regresaré, y ésa es mi última palabra.
Bu konudaki son sözüm budur.
Esta es mi última palabra en este tema.
Son sözüm bu.
Así que soy el que tiene la última palabra.
Çok kız işi olmasın, son sözüm bu!
Está bien, nada muy fermenino.
Son sözüm bu.
Es mi última oferta.
Son sözüm bu. Güle güle.
No hay más que hablar. ¡ Adiós!
Son sözüm bu.
Este es el final.
Eh, bu son sözüm.
Sólo una cosa más, encanto.
Böyle bir şeyin devam ettiği bir evde kalmam ve bu son sözüm!
No permaneceré en una casa donde hicieron eso. ¡ Y eso es un ultimátum!
Bu sana son sözüm.
Es mi última palabra sobre el tema.
Söyleyecek son bir sözüm daha var bu söz de... "Hoşçakal" İşte son sözüm "Hoşçakal" Hoşçakal.
Y esa palabra es... Adios. Oui, c'est "adieu".
- Bu son sözüm!
- ¡ Y es mi última palabra!
- Bu son sözüm.
- Ésta es mi decisión.
Seni terk ediyorum ve bu son sözüm.
Estoy dejándote y se acabó. No.
Bu son sözüm.
Y eso es definitivo.
Agnese'ye fahişe dedirtmem ve son sözüm de bu!
Porque mi hija, puta no debe ser.
Yapmayacağım, bu da son sözüm.
No lo haré, y es mi última palabra.
Ve bu, son sözüm.
Y se acabó.
Bu son sözüm.
Es mi última palabra.
Bu benim son sözüm.
Es mi última palabra.
Bu sözüm ona "Ana", fiilen günahkar üvey anaların, hayatı yaratmak ellerinden gelmez.
Estas llamadas madres son, en realidad, malvadas madrastras. Incapaces de crear vida.
Bu son sözüm, buna izin veremem.
No lo puedo permitir y eso es definitivo.
- Ya birlikte gideriz, ya da parayı götürmem. - Son sözüm bu.
¡ Es mi última palabra!
Ben seni hiçbir yere götürmüyorum ve bu son sözüm!
¡ No te llevaré, no insistas!
Son sözüm bu.
No se hable más.
Bu sana son sözüm sen pisliğin tekisin.
Entre tú y yo eres un capullo.
Son sözüm bu.
Es mi decisión final :
Bu konudaki son sözüm de budur.
Y eso es lo último que voy a decir sobre esto.
Eyaletin iddialarına göre, cezayı geri döndürmeye yönelik bir emsal bulunmadığından dolayı, ve bu mahkeme sözüm ona yargı hakkının ötesinde karara varabileceğinden, ben bunu saçma buluyorum.
Al argumento del Estado de que por no haber precedente de una revocación de condena, de que este Tribunal estaría fallando fuera de los límites de su jurisdicción, contesto que son bobadas.
Kimin geldiği önemli değil kimse kapıyı kilitlemiyecek Bu son sözüm.
Da igual quienes sean pero qué no cierren la puerta. Y se acabo.
O, o, o para kazandıracak, ve bu... son sözüm, yani...
Traerá dinero y eso es... Eso es lo importante, así que...
Biz atlamak için gitmiyoruz. Bu benim son sözüm.
No voy a saltar y punto final.
Eğer Bunbury'nin sağIık durumu son derece kötü olmasaydı,... bu akşam seninle yemek yiyemezdim,... çünkü Augusta Teyzeye bir hafta önceden verilmiş sözüm var.
Si no fuera por la extraordinaria mala salud de Bunbury... por ejemplo, no sería capaz de cenar con usted... esta noche en el Savoy, porque tendría una cita... con la Tía Augusta por más de una semana.
Bowling oynamayacak ve bu son sözüm.
No va a jugar a los bolos, y no hay más que hablar.