Buna traducir español
126,165 traducción paralela
Buna zerre kadar inanmıyorsun.
Ni tú te crees eso.
Sizin statünüzdeki bir matematikçinin daha ben gelmeden aklını buna vereceğini hiç düşünmemiştim.
Nunca imaginé que un matemático de su prestigio se pusiera a pensarlo antes de que yo llegara.
Son iki günümü buna kafa yormakla geçirdim.
He pasado los dos últimos días intrigado.
Buna devam etmek zorunda değilsin.
No tienes que seguir con esto.
Buna ihtiyacın var.
Lo necesitas.
Buna ek olarak, Profesör Einstein, Nobel ödülünü alırsa getirisinin tamamını ona vereceğine söz veriyor.
Además, el profesor Einstein le promete la totalidad de las ganancias del Premio Nobel, en caso de que le sea otorgado.
Buna tahammül etmeyeceğim!
¡ Y no voy a tolerarlo!
Bugün buna bir son veriyoruz.
Eso se termina hoy.
Bunu başımıza açan sensin, hepsini ve buna bir son verebilirim.
Usted trajo esto hasta nuestra puerta, y yo puedo ponerle fin ahora mismo.
- Buna izin veremeyiz.
- No podemos permitírselo.
Lars içeri girip beni almak için bir yol bulmadan durmayacağını söylüyorsa buna inanın.
Créanle a Lars cuando dice que nada lo detendrá para encontrar la manera de entrar para venir por mí.
Buna katlanmak zorunda değilim.
No tengo por qué soportar esto.
Sizce gerçekten Alman halkı buna göz yumar mı?
¿ En verdad cree que el pueblo alemán apoyaría eso?
BERLİN, ALMANYA 1922 Buna bakmayalı beş yıl oldu.
Son cinco años desde que vi esto.
Maalesef işverenimin buna kabul edeceğini sanmıyorum.
Por desgracia, no creo que mi empleador lo permita.
Buna altı dolar ödeyecek herifler var.
Pagarían seis dólares por esto.
Çünkü birkaç dakikanı ayırırsan buna kesinlikle değeceğini düşünüyorum.
Porque estoy seguro de que vale unos minutos de su tiempo.
Aslında elinize buna benzer başka bir ev var mı?
A decir verdad, ¿ no habrá otra propiedad similar a esta?
Ama uyuşturucunuzu dağıtmanın başka bir yolunu bulmanız gerek ve ben buna alet olamam.
Pero tendrán que buscar algún otro modo de traficar su droga, no puede ser a través de mí.
- Buna inanmıyorum.
- No lo creo.
- Buna mecburuz.
- No hay alternativa.
- Saçmalamak buna denir.
- Eso es mentira.
- Buna inanıyor musun?
- ¿ Tú crees eso?
Hayır, bazen insanlar karar alırlar, olaylar boka sarar ve buna göre hareket etmemiz gerekir.
No, a veces la gente toma decisiones, pasan cosas, y debemos actuar en consecuencia.
Buna içilir.
Esto amerita un trago.
Dinozorların olduğu filmde buna ne diyorlardı?
¿ Cómo lo llamaban en esa película de dinosaurios? Cierto.
Buna inanmıyorum.
No puedo creerlo.
Buna ilaveten, Bobby Dean'in kârdan akladığı miktarı da halletmeye hazırım.
Además, estoy dispuesto a lavar la porción de las ganancias que cubría Bobby Dean.
- Missouri Nehri de buna uyuyor.
- El Missouri está entre ellos.
Hayır, buna müsaade edemem.
No puedo permitírselo.
- Buna inanmıyorsun, değil mi?
- Pero no crees eso, ¿ cierto?
Sonra tüm dikkatimi buna odaklarım. Bir lazer ışını gibi.
Pongo toda mi atención allí, como un láser.
Buna inanamıyorum.
No puedo creerlo.
Buna inanamıyorum millet.
No puedo creerlo. No puedo creerlo, amigos.
Hop, buna izin veremeyiz.
No podemos dejarle suelto.
Buna cinsel ilişki de dâhil, Doktor Einstein.
Eso incluye los coitos, Dr. Einstein.
– Buna Fibonacci dizisi denir.
Se llama la sucesión de Fibonacci.
Buna ikna olduğuma inanamıyorum.
No puedo creer que me hayas convencido de hacer esto.
Hatta buna hak verebilirim de.
Incluso puede que está de acuerdo.
Buna takın.
Y encadenad a este.
Tatili buna harcamamalıyım.
Y no debería estar haciendo esto en mis vacaciones.
Geonwoo buna değmez!
Geonwoo no vale la pena.
Buna değmez.
No vale la pena.
Cadılar Bayramı'nda kostümlü tasvirlerimizle boy gösterip buna ironi ya da cehalet diyemezsiniz.
No pueden disfrazarse de estereotipos de nosotros y decir que es irónico o alegar ignorancia.
O zaman buna bayılacaksın.
Entonces te va a encantar esto.
Buna şaşırmalısın, baban gibi bir adam onların...
No debería sorprenderte que un hombre como tu padre se les enfrentara...
Buna inanmaktan asla vazgeçmeyeceğim.
Nunca dejaré de creer eso.
Buna bulaşmak zorunda değilsin.
No tienes que ser parte de esto.
Bana verdiği şeylere değer veriyorum. Buna dostlukları da dâhil.
Resulta que valoro lo que me dio, incluyendo sus amigos.
Buna inanmadığını söyle. Bunların masaldan ibaret olduğunu söyle ki kızım geceleri uyuyabilsin.
- Dime que no lo crees, que es un cuento de hadas, para que ella pueda dormir.
Buna iş denir.
Se llama arreglo.
buna bayıldım 84
buna sevindim 125
buna inanamıyorum 1067
buna bak 71
buna ihtiyacım var 46
buna gerek yok 406
buna ne dersin 495
buna değer 39
buna dayanamam 103
buna göre 57
buna sevindim 125
buna inanamıyorum 1067
buna bak 71
buna ihtiyacım var 46
buna gerek yok 406
buna ne dersin 495
buna değer 39
buna dayanamam 103
buna göre 57