English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ S ] / Sonsuza kadar mı

Sonsuza kadar mı traducir español

1,940 traducción paralela
Ayrıca, çok para kazanıyorum. Bu işi sonsuza kadar yapmayacağım.
Eso me da un montón de dinero y no voy a hacer esto para siempre.
Bunu sonsuza kadar saklayacağım.
La voy a guardar para siempre.
"Bunu sonsuza kadar saklayacağım."
La voy a guardar para siempre.
Bunu sonsuza kadar saklayacağım. Sonsuza kadar.
La voy a guardar para siempre.
İşte o an ikimizde sonsuza kadar beraber olacağımızı anlamıştı.
En ese momento, los dos supimos que siempre estaríamos juntos.
Sonsuza kadar burada olamayacağım.
AVRAHAM SELA PROFESOR DE LA UNIVERSIDAD HEBREA ADNAN AL-HUSSEINI GOBERNADOR PALESTIBI DE JERUSALÉN
Bu önemli adımı attıktan sonra hayatınız sonsuza kadar değişecek.
Es el paso más grande que darán en su vida. RONALD BEAMS PASTOR
Sonsuza kadar dev olmayacağım.
No voy a ser gigante para siempre.
Ne zannediyorsun, emlak fiyatlarının sonsuza kadar çıkacağını mı?
¿ Qué creíste? ¿ Que iba a subir eternamente?
Beni başından savmaya çalışmadın ve sana bunun için sonsuza kadar minnettarım, tamam mı?
No me diste... y usted lo debe siempre, ¿ verdad?
İyi bir adam bulacak, yuva kuracak ve sonsuza dek mutlu yaşayacaktım. Kim aşkı bulmanın bu kadar zor olduğunu aklına getirirdi ki?
Siempre me imaginé teniendo una vida simple... encontrar a un buen chico, sentar cabeza, vivir feliz por siempre.
Abi, sonsuza kadar böyle kalacak mıyız?
Hyung, ¿ estaremos así para siempre?
Nasıl olsa fikrini değiştirmeyecek ve sonsuza kadar burada kalacağım.
El no va a cambiar de opinión, y yo voy a estar aquí siempre.
Merhametin ve sevginle günahlarımızı affet, John insani zaaflıklar göstermiş olabilir, azizlerinle sonsuza kadar yaşamasını sağla.
Ten piedad y misericordia para perdonar los pecados que haya cometido John por su debilidad humana y deja que viva por siempre entre tus santos.
Ninem sonsuza kadar yaşamayacağı ve yalnız kalacağım için.
Porque la abuela no va a vivir para siempre y me voy a quedar sola.
Sonsuza kadar burdayım oğlum.
Estoy aquí para siempre, hombre.
Sizi bulacağım sizi birlikte yakalayacağım ve teker teker çok yavaşça sonsuza kadar kalbinizi yiyeceğim.
Los encontraré y los acorralaré y uno por uno lentamente devoraré sus corazones por toda la eternidad.
Bu bok çukurunda sonsuza kadar kalmak mı istiyorsun?
¿ Quieres quedarte en esta mierda para siempre?
Tek yanlış harekette, sonsuza kadar burada kalırsınız. Anlaşıldı mı?
Un movimiento en falso y te quedas allí para siempre. ¿ Entendido?
Hanımım, canım ve ben sonsuza kadar seninim.
Mi dueña, querida mía, y yo ahora y siempre a tus pies.
Ben de garip bir sesin bütün köpekleri "sonsuza kadar delirteceğine" inanacakmışım gibi.
Sí. Debería creer que un montón de sonidos raros me van a convertir en un "perro loco, ¡ para siempre!"
Sonsuza dek yetecek kadar seninle ilgili anım var.
Tengo suficiente de ti en la mente para toda la eternidad.
Bırak, sonsuza kadar ayrılalım.
Me voy a deshacer de ti para siempre hoy.
Ondan sonra sizden birisi olacağım sonra sonsuza kadar benden nefret edecek.
Entonces seré como tú, y él me odiará.
Sonsuza kadar hatırlayacağım.
Para recordarlo para siempre
- Senin mektubunu ulaştırma işini. Bugün halletmemiz lazım. Çünkü sen farketmeden o sonsuza kadar buralardan gitmiş olacak.
Usted tiene que hacer hoy, porque Thi ni siquiera saben cuando se fue.
Ne yani, sonsuza kadar yaşamak mı istiyorsun?
¿ Qué, quieres vivir por siempre?
Sonsuza kadar kalsak olmaz mı?
- ¿ Podemos quedarnos aquí para siempre?
Sonsuza kadar size borçlu olacağım. Lütfen ama.
Oh, por favor, es solo una llamada.
Bu bir video defteri ve buraya yazdığım her şeyi bu teybe kaydedeceğim böylece anım sonsuza kadar yaşayacak.
Es un video-libro porque todo lo que apunte en él... voy a grabarlo con esta cámara,
Yüzyıllar içinde, insanlar sonsuza kadar yaşamanın mümkün olmadığını buldu... Ama sonsuza kadar arkamızda bırakacağımız bir şey var.
A lo largo de los siglos el hombre ha descubierto... que no era posible vivir para siempre, pero sí que había algo que podía ser eterno.
Seni... seni sonsuza kadar kaybettiğimi sandım.
Pensé.. pensé que te perdía para siempre.
Ama o altın paranın hayatımızı sonsuza kadar değiştireceğini bilmiyorduk.
'Pero no sabíamos que la moneda y.. .. el robo cambiaría nuestras vidas para siempre.'
Bir anda, bir anlık parlar, tek değişen yeteneğimiz sonsuza kadar sürecek varlığımız.
En un breve momento, un momento radiante. Uno de estos capaces de cambiar nuestra existencia para siempre.
Sonsuza kadar ortalıktan kaybolacağım.
Me mataré de una vez por todas.
Hayatlarımız sonsuza kadar değişmek üzere.
Nuestras vidas están por cambiar para siempre.
Sonsuza dek seninle beraber olacağımı anlayana kadar bizi rahat bırakmayacak bebeğim.
Nunca nos dejará ser, cariño hasta que entienda que estoy contigo para siempre.
Sonsuza kadar hatırlayacağım bir duyguyu tatmak istedim ama... Kahretsin! Beni ağlarken görmeni istemiyorum.
Sólo quería probar algo que pudiera recordar por siempre, pero maldita sea, no dejaré que me veas llorar.
Onu geri götürmezsen sonsuza kadar kaybedersin, canım.
Cariño, vas a perderlo para siempre si no lo devuelves.
Sonsuza kadar burada kalıp bizi koruyacak mısınız?
¿ Van a quedarse a cuidarnos para siempre?
Buradan ayrılabilirim, kızımı geri alabilirim ve birlikte sonsuza kadar mutlu yaşarız.
Saldré de aquí y recuperaré a mi hija. Y viviremos felices para siempre.
Ben bu dağlarda sonsuza kadar yaşarım.
Viviría siempre aquí en los SmEsta bienies.
Bu dağlarda sonsuza kadar yaşarım.
Viviría siempre aquí en los SmEsta bienies.
Sonsuza kadar vazgeçilmiş görünen yüzleri, sesleri ve dokunuşları... Buradalar... Hepsi etrafımızda, şu anda bizimleler.
Su rostro, su voz, el tacto que nunca parece abandonarles... todo eso está aquí, a nuestro alrededor, con nosotros.
Her zaman arkadaşın oldum ve sonsuza kadar öyle kalacağım.
Siempre he sido y por siempre he de ser tu amigo.
Sonsuza kadar bu post-boşanma bunalımı içinde olmam gerekmiyor değil mi?
No tengo que sufrir esta depresión por el divorcio eternamente.
Titreyen ve atan her şey Savaşıp mücadele eden her şey Çabuk inandığım her şey Sonsuza kadar kayıp artık
... todo lo que lucha y se bate todo lo que creí perdido para siempre.
Gibson bizi elinden kaçırmayacağını, sonsuza kadar kaçamayacağımızı biliyor.
Él sabe que no nos perderán. No podemos huir para siempre.
Sonsuza kadar kral olacağım o zaman.
Gobernaré para siempre entonces.
O... Harika bir jestti ve bu hızla gayet rahatım. Sonsuza kadar değil tabii ama kafamı...
Fue el gesto perfecto.
Tamam mı? Sonsuza kadar sadece seyirci olarak kalamam.
No puedo pasarme el resto de la eternidad como... espectadora.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]