English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ S ] / Söyle bakalım

Söyle bakalım traducir español

3,704 traducción paralela
Söyle bakalım King, şarap köyüne getirdiğin ve yatma şansının sıfır olduğu ilk kadın ben miyim?
Dime algo, King. ¿ Soy la primera mujer a la que hayas llevado al país del vino con la que no tienes ninguna oportunidad - de acostarte?
Çok kötü yaralanmışlar. Söyle bakalım ne diyeceksin.
Pero se pegaron muy feo, así que dime qué vas a decir.
Söyle bakalım.
Sí. ¿ Qué pasa?
Peki, söyle bakalım.
Vale, lo probaré.
Söyle bakalım, şu ana kadar Charleston için ne düşünüyorsun?
Y bien, ¿ cuál es tu opinión sobre Charleston?
Söyle bakalım canlı yayında herif ne dedi.
Dime qué dijo hoy, al aire.
Şimdi, söyle bakalım kırmızıyı mı daha çok beğendin, sarıyı mı?
Así que dime, ¿ te gusta el rojo o te gusta el amarillo?
"Aaay-SAC." Hadi söyle bakalım?
Agente Especial al Mando. ¿ Puedes decirlo?
Söyle bakalım, Georgie!
¡ Explica, Georgie boy!
Söyle bakalım. Aradığımız kişi Louis Litt.
Louis Litt es el hombre que estamos buscando.
Söyle bakalım.
Sólo dímelo.
- Tamam söyle bakalım.
- De acuerdo, vamos a escucharlo.
Söyle bakalım Danny kelepçeyi nasıl çıkardın?
Así que Dany... ¿ Y cómo te vas a quitar esas esposas?
Ama söyle bakalım, senin kim olduğunu biliyor mu?
Pero, dime, ¿ Sabe ella quién eres tu?
Söyle bakalım.
Cuéntanos.
- Söyle bakalım.
Intentalo.
Söyle bakalım Scott bu akşam kim ölecek?
Así que dime, Scott, ¿ quién va a morir esta noche?
Söyle bakalım, nasılsın?
Entonces, Holly, cuéntame, ¿ cómo estás?
Peki söyle bakalım.
Bueno... cuéntame.
Söyle bakalım reşit olmayanla cinsel ilişki diye bir şey duydun mu?
Dime, ¿ has oído sobre estupro?
Şimdi söyle bakalım.
Dime.
Söyle bakalım.
Dime.
Pekâlâ, ne var ne yok söyle bakalım?
Esta bien, ¿ Qué es lo que tienes? Suéltalo.
Söyle bakalım Neal, profesyonel adam kaçırma önleyicisi misin yoksa...
Así que dime, Neal ¿ eres un profesional en evitar secuestros, o...
Söyle bakalım.. Nasıl gidiyor?
Y dime, ¿ Cómo te fue?
Söyle bakalım o zaman. Şu koşucu ile...
¿ Cuál es la relación entre esta corredora y...
Söyle bakalım dileğini.
Dime, ¿ cuál es tu deseo?
Söyle bakalım.
¿ No es así?
Söyle bakalım.
Adelante.
- Söyle bakalım.
De acuerdo, dámelo.
Söyle bakalım...
Bueno...
Kabalık olur izin vermemem. Söyle bakalım, aklında ne var.
Sería grosero por mi parte, no dejarte... decir lo que quieras que te ronde por la cabeza.
Söyle bakalım.
Dispara.
Söyle bakalım, onu bir daha görecek misin?
¿ Dime, vas a volver a verlo de nuevo?
Söyle bakalım, ne gördüğünü sandın?
Dime, ¿ qué crees que viste?
- Söyle bakalım.
Adelante.
Söyle bakalım.
Dale.
Genç adam söyle bakalım bu neden akşam haberlerinde ilk sırada değil?
¿ Y por qué, jovencito, no es la primera historia en los noticieros cada noche?
Söyle bakalım, Tommy. Bu geç saatte evime neden geldin?
Tommy, ¿ qué te trae por aquí tan tarde?
Söyle bakalım ufaklık.
Vale, al meollo, chica.
Söyle bakalım, arkamdan ne işler çevirdin, Dudley?
Dime, ¿ qué has estado haciendo a mis espaldas, Dudley?
Şimdi söyle bakalım.
Ahora, dímelo.
Söyle bakalım, Tarım Bakanı istihbarat konularında neden imza atar?
Dime, ¿ por qué el Ministro de Agricultura... está metido en asuntos de Inteligencia?
Buraya bir şeyler konuşmaya geldin, söyle bakalım.
Has venido para decir algo, así que dilo.
Şimdi bize burada ne boklar döndüğünü söyle bakalım?
¿ Así que por qué no nos dices qué carajo está pasando?
Peki söyle bakalım, bu sana doğruymuş gibi geldi mi?
Entonces dime, ¿ esto te suena como verdad?
Şimdi söyle bakalım.
Ahora, inténtelo.
Gel bakalım şöyle içeri...
Ven aquí ahora mismo.
Şöyle bir gel bakalım, seni gidi...
Por qué no vienes aquí, tú...
Şöyle bir dolaş da gel bakalım!
¡ Sigamos molestando!
Söyle bakalım.
Así que, dime.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]