English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ S ] / Söyleyin bana

Söyleyin bana traducir español

2,241 traducción paralela
Söyleyin bana süper zekalar.
Díganme algo, genios.
Söyleyin bana, Bay Gray...
- Dígame, Sr. Gray.
Oğlumun olayıyla ilgili ne olduğunu söyleyin bana.
Quiero que alguien me diga qué está pasando con el caso de mi hijo.
Söyleyin bana bildikleriniz kadarıyla bunlarla tekrar karşılaşacak mıyız,?
Así que dígame con su hablididad, veremos mas de esto?
Söyleyin bana doktor Mayfield, bu bombaları aynı anda mı patlatmayı düşünüyorsunuz.
Dígame doctor, planea detonar estas bombas juntas? .
Hey söyleyin bana, hanginiz Bruce Wayne'i mi yoksa Harika Çocuğu mu daha çok seviyorsunuz.
¿ A quién prefieren, a Bruce Wayne o al Chico Maravilla?
Frobisher. Söyleyin bana, onlar mı?
Frobisher, dime, ¿ son ellos?
Söyleyin bana, öyle bir halim var mı?
Dime, ¿ parezco loco?
Şimdi söyleyin bana beyler, sevdiğiniz kadın size sırtını dönse biraz olsun sarsılmaz mıydınız?
Ahora, díganme, señores, ¿ ustedes no se embriagaría si la mujer que aman les diera la espalda?
Lütfen söyleyin bana.
Simplemente dímelo, por favor.
Söyleyin bana Bayan Dubois. Sizin "Bu kadar, benim işim bitti." demeniz için.. .. kızlarınızdan birinin ne yapması gerekir?
Dígame, Sra. Dubois, ¿ qué tendría que hacer una de sus hijas para que pudiera decir "hasta aquí llegamos, no puedo más".
Söyleyin bana Bayan Dubois...
Dígame, señora Dubois.
- Lillie Dunn size gelmediyse kime gitmiş olabileceğini söyleyin bana.
- Entonces, dígame donde pudo haber ido Lillie Dunn si no acudió a usted.
Yalvarırım söyleyin bana.
Quiero que me diga.
Doktor, lütfen söyleyin bana.
Doctora, por favor, dígame.
Şu 3 resme bakın ve bana hangisini tercih ettiğinizi söyleyin.
Mire estas tres fotos y dígame qué modelo le gusta más.
Bana onların nerede olduğunu söyleyin, onları alıp geleyim.
Sólo díganme dónde encontrarlos y yo los traeré.
Bana adınızı söyleyin.
- ¿ Me dice su nombre?
Tamam genç bayan, bana nerede durmamı istediğinizi söyleyin.
Muy bien, jovencita, dígame cuando parar.
Bana ne yapmam gerektiğini söyleyin.
Sólo decidme qué hacer.
Elimde olmayan nedenlerden dolayı, siz bana söyleyin.
Debido a las circunstancias fuera de mi control, usted deberá decírmela.
Lütfen bana söyleyin efendim ebedi hayata sahip olmak için ne yapmam gerekir?
Por favor, Maestro, dime ¿ qué debo hacer para tener vida eterna?
Bana ne istediğinizi söyleyin.
Solo díganme que quieren.
Bana ne istediğinizi söyleyin!
- ¡ Diganme que quieren!
Lütfen bana bunun uyuşuk bir parti olduğunu söyleyin.
Solo decirme por favor que era una fiesta pijama.
Pekala.Bana kesin rakamı söyleyin.
Vale, bien. Sólo déme la cantidad exacta.
Onu bana verip, sigorta şirketini arayın ve çalındığını söyleyin mesela?
¿ Me lo da a mí, y después llama al seguro diciendo que se lo robaron?
Bana sadece kimin kabul edildiğini söyleyin.
Sólo dígame quien fue aceptado.
Gözümün içine bakın ve bana o şekilde yaşamak isteyeceğinizi söyleyin.
Así que míreme a los ojos y dígame que usted querría vivir de esa manera.
O zaman savcıya söyleyin..... bana karşı ifade vermesini sağlasın.
Bueno, pues tenga por seguro que eso sucederá.
Bana isim ve adreslerinizi söyleyin, sonra evinize gidebilirsiniz.
Decidme vuestro nombre y la dirección y os podréis ir a casa.
Bana önemsiz olduğunu söyleyin.
Sólo dígame que es algo pequeño.
Bana onun... Onun bir göktaşı olduğunu söyleyin!
Dígame que es un meteorito.
Şimdi bana onun kim olduğunu söyleyin.
¡ Hablan como gemelos! Ahora dime quién es él.
- O zaman bana söyleyin.
- Entonces dímelo.
Bana, sen ve adamlarının bu kadar aptal olmadığınızı söyleyin!
Dime que no son tan estúpidos.
Bana, halka bu açıklamayı yapmamam için bir neden söyleyin.
Denme una razón por la que no deba hacerlo público.
Tocama'nın ne yapabileceğini bana söyleyin.
Hazme saber qué podemos hacer nosotros con lo de Tacoma.
Bana sadece... neye benzediğini söyleyin.
Díganme cómo es.
Bana iyi mi onu söyleyin yeter.
Sólo dígame que está a salvo.
Bana altının yerini söyleyin!
¡ El Gobernador de Kyoto está aquí! ¡ ¿ Qué?
Bana birşey söyleyin.
Dime algo.
Eğer bu tekrarlanacak olursa santral memurunu arayarak aramayı bana, Adrian Monk'a aktarmasını söyleyin.
Ok, Si- - Si esto ocurre de nuevo- - Llame al despachador y dígale que reenvíe la llamada para mí, Adrian Monk.
Bana doğruyu söyleyin, o zaman.
Entonce decidme la verdad
Lütfen bunun olmayacağını söyleyin bana.
Díganme que no es real. ¿ No hay nada más para hacer?
Daha fazla su isterseniz bana söyleyin.
Hazme saber si quieres más.
Bana ne yapmam gerektiğini söyleyin.
Dime que hacer.
Lütfen bana bunun ağır şekilde ahlaksız bir şey olacağını söyleyin.
Por favor dime que va a ser algo seriamente depravado.
Bana gazeteleri okuduğunuzu söyleyin.
Lo conocen, ¿ verdad?
Şimdi bana ne istediğinizi söyleyin.
Ahora, díganme qué es lo que quieren.
Bana ne istediğinizi söyleyin.
Sólo dime lo que quieres.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]