Tanımak mı traducir español
567 traducción paralela
- Tanımak mı? O adamın fabrikasında senelerce köle gibi çalıştım.
Me he dejado la piel en la fábrica de ese hombre durante años.
Tanımak mı?
¿ Conocerle?
- Tanımak mı?
- ¿ Si la conocía?
Tanımak mı?
¿ Si lo conocía?
Sizi tanımak mı?
¿ Reconocido?
Tanımak mı?
¿ Conocerlo?
- Tanımak mı?
- ¿ A ése?
- Tanımak mı? Baksana şuna!
- ¿ Conocerlo?
Onu tanımak mı?
¿ Que si la conocía?
Onu tanımak mı?
¿ Si le conocí?
Benimle dolaşırsan, New York'taki akıllı, yarımakıllı, akılsızlarla tanıştırırım.
Acompáñeme y le presentaré a los listos, a los tontos y a los muy tontos de Nueva York.
Sanırım kabul edersiniz ki onu tanımak hepimizin için iyi oldu.
Creo que estarán de acuerdo conmigo en que somos mejores por haberlo conocido.
Buraya birkaç özgür Fransız'la görüşüp onları tanımak ve haber ajansım için haklarında yazı yazmaya geldim.
Para conocerlos y escribir sobre ellos para mi diario.
Hakkım olduğunu düşünmeden kendime ayrıcalık tanımak istemedim.
No quería tomarme ningún privilegio antes de hora.
Sizi tanımak için epey zamanım var.
Necesito más tiempo para conoceros mejor. ¿ Hola?
Şapkamı eğip, "Seni tanımak güzeldi, bir ara tekrar uğra" mı demeliyim?
¿ Qué saque mi sombrero y diga, "Fue agradable conocerte"?
- Onu tanımak için hayatımı tehlikeye atmam gerekir.
Conocerla bien es una dura prueba de la que espero librarme.
Tanımak zor. Beni elinin tersiyle ittikten sonra, deli gibi çalışmaya başladım. Sonuç itibariyle, bir servet kazanıyorum.
- Desde que me rechazaste... sólo pienso en los negocios y te aseguro que me van de maravilla.
- Tanımak mı?
- ¿ Conocerle?
Şu an seni tanımak istiyorum,... bir anlığına bile olsa uzun zaman sonra ilk kez yaşadığımı hissediyorum.
Deseo convencerte de que en este momento, me siento por primera vez en muchos años, otro ser.
O zamandan beri seni tanımak için fırsatım vardı.
Desde entonces, he tenido la oportunidad de conocerte.
Yok etmeye çalıştığım adamları tanımak istemem...
No me interesa conocer al hombre al que trato de destruir.
Bak, dostum, seni tanımıyorum ve tanımak da istemiyorum. Bas git, olur mu?
No te conozco ni quiero conocerte, Iárgate.
- Tanımak mı?
¿ Conocerle?
Size, cevap vermeniz için bir şans tanımak istedik! - Cevap mı?
Queríamos darle la oportunidad de contestar. - ¿ Contestar?
Aşkı tanımak için aşkı yaşamak lazım.
Es necesrio amar en orden de saber qué se ama.
Bu kaçış yeni bir koloni, yeni bir hayat kurmak oğullarımıza yeni bir şans tanımak ve özgürlük için değil mi?
¿ Intentar encontrar una nueva vida es huir? ¿ En una colonia nueva? eso es huir?
Bunun yanı sıra, kızları tanımak için bir şans vermiş olacağım.
Además, tendrás oportunidad de conocer a las chicas.
Toby, yardım edebilmek için konuyu çok iyi tanımak, her bir detayı bilmek isterim.
trataré muy fuerte. Hey, Toby!
Hayır, yaşlı Avrupa'mızı tanımak yeterince zor.
- No. Ya me cuesta conocer Europa...
Tanımak denirse, evet. Keşke tanımasaydım.
Yo diría que sí. ¿ Cómo no habría podido?
Onları tanımıyorum. Tanımak da istemiyorum.
No los conozco, ni quiero.
Tanımak mı?
¿ Que si le conozco?
Söylediklerini düşündüm ve sanırım sen haklıydın. - İki insan birbirini daha iyi tanımak için, birlikte yaşamalı. - Ne?
He estado pensando en lo que dijiste, y creo que tienes razón.
Yakından tanımak istediğim çok güzel bir kadınla daha önce karşılaşmadığım içindir.
Eso es porque aún no he conocido a ninguna mujer guapa... a la que no haya querido conocer mejor.
Castagnier! Karım sizi daha yakından tanımak için can atıyor.
Debo confesarle que mi mujer tiene unas ganas locas de conocerle.
Anlıyorum! Hayır. Anlamak için Lyautey ve Abdül Kerim'i tanımak, Güney Fas'ı bilmek lazım.
No, para comprenderlo, tenía que haber conocido entre otros el sur marroquí.
Mektuplarımızda birbirimize pek çok şey anlatsak da birini zamanla tanımak gerçekten zordur.
Es muy difícil llegar a conocer a alguien... aunque nos hayamos dicho muchas cosas por carta.
Evime davet ettiğim insanları tanımak zorundayım.
Debo conocer a la gente que invito.
Birbirimizi tanımak için zamanımız var.
Tenemos tiempo para conocernos.
" Saygıdeğer Bayan : Sizden hatalarımı affetmenizi rica ediyorum çünkü bu dili öğrenmek, bu ülkeyi tanımak çok zamanımı almakta.
" Honorable señorita... os ruego excusar penosas faltas y errores en mí pues entender este nuevo idioma, esta nueva tierra ocupa mi tiempo con gran esfuerzo.
Herkese kendi usülünce gülme hakkını tanımak lazım.
Bueno, cada uno tiene derecho a que lo dejen reír solo.
Bu adam, bu suçlu, karımı kaçırıp, öldürüyor, soğuk kanlı bir biçimde beni öldürmeğe çalışıyor. Fakat apaçık bir şeyi tanımak yerine, bir tür canavarca plandan dolayı beni suçluyorsunuz.
Ese individuo, ese criminal secuestra a mi mujer, la asesina e intenta matarme a mí a sangre fría y usted, en vez de reconocer la evidencia me acusa a mí de organizar un plan monstruoso.
Bu düşünce yeni biri için korkularımı dağıttı. Bakışında olduğu gibi sesini de tanımak istedim.
Esta idea destruyó ei miedo a una nueva persona y deseé conocer su voz, con ia esperanza de que fuera tan natural como su mirada.
Seni tanımak için seninle dans etmeye ihtiyacım yoktu.
No necesitaba invitarla a bailar para conocerla.
Çünkü şu anda ihtiyacı olan tek şey, hepinizi tanımak,, hepinizin ona ne kadar yardımcı olduğunuzu anlamak ve el birliğiyle daha çok yardım edeceğinizi anlamak.
Porque lo que ella necesita ahora es conocerlos a todos... y entender cuánto la han ayudado... y cuánto más la ayudarán cuando todos unan sus manos.
Bundan böyle, seni tanımıyorum, tanımak da istemiyorum.
Desde ahora, no te conozco y no quiero saber de ti.
Kaderim işçileri yönetmek olduğu için onları tanımak zorundayım gibi görünüyor.
Como estoy destinado a dirigir trabajadores... parece que tengo que aprender a conocerlos.
Düşmanlarımı tanımak istiyorum.
Quisiera conocer a mis enemigos.
O bizi tanımıyor ve tanımak istemiyor.
Pero ese será su error mortal
Seni tanımak istiyoruz. Anladın mı?
Queremos ver quién eres. ¿ Entiendes?