Tehlikeli mi traducir español
1,498 traducción paralela
- Tehlikeli mi?
- ¿ Peligroso?
Tehlikeli mi, Bassanio?
¿ En el potro, Bassanio?
Tehlikeli mi?
¿ Peligroso?
Mesela, size göre burada çalışmak tehlikeli mi?
Tú, por ejemplo, ¿ Aquí te sientes en peligro?
- Tehlikeli mi?
- ¿ Lo es?
- Tehlikeli mi?
- ¿ Es peligroso?
Tehlikeli mi?
¿ Es peligrosa?
Tehlikeli mi?
¿ Algo serio?
O park geceleri bu kadar tehlikeli mi? Bak koç, bir parkı 24 / 7 açık tutamazsın.
Mira, entrenador, no se puede controlar un parque las 24 horas.
Tehlikeli mi?
Peligroso?
Çantadaki tehlikeli mi?
- ¿ Dentro? ¿ Peligroso?
Hiç biri de tehlikeli değil mi?
- Estación tres segura, señor - Bien.
Sizden biri olmak oldukça tehlikeli, değil mi?
Es muy peligroso ser uno de ustedes, ¿ verdad?
Benim ve Kızıl Bayrak ekibinin tecrübelerine dayanarak söyleyebilirim ki planlanmamış görevler, en tehlikeli olanlardır.
Por mi propia experiencia en combate y el personal en Red Flag Les puedo asegurar que las misiones no planeadas son las más peligrosas.
Bu, tehlikeli olan sınır, değil mi?
Este es el lado peligroso, ¿ cierto?
Oğlum çok tehlikeli biri.
Mi hijo es un hombre muy peligroso.
Ama bu tehlikeli değil mi?
¿ Pero no es peligroso?
- Tehlikeli biri mi?
- ¿ Es peligroso?
- Tehlikeli değil mi bu?
- No es peligroso?
- Kameramı bunun içine mi koymak istiyorsun? Kutunun içi çok tehlikeli, içine bakamayız.
- Quieres poner mi cámara... dentro de la caja, es tan peligroso que no podemos considerarlo.
Paris tehlikeli bir yer mi?
¿ París es peligroso?
Artık bu adamın adil ve yasal olarak kendisine verilen cezayı çekme vakti geldi. Teksas jürisi Ezekiel Borns'un tehlikeli bir katil olduğuna karar verdi.
Ya que estamos siendo honorables ¿ me harían el favor de retirar mi buen nombre de estos muros?
Bu tehlikeli değil mi?
- Sí. - ¿ No es peligroso?
- Bu daha tehlikeli değil mi?
- Sí.
Sana uygun olduğu için, seni sevdiğini varsayman tehlikeli değil mi?
Asumiendo que ella te ame... porque la metas en tu vida... ¿ No es muy peligroso?
L o çok tehlikeli olduğunu düşünüyorum, o sen ondan sonra olduğunu biliyor artık, değil mi?
Ahora que sabe que vas a por él, ¿ no le parecerá muy peligroso?
Tehlikeli olduğunu söylemek istemiyorum. Çünkü o benim annem ve onu seviyorum.
No quiero decir que es peligrosa, porque ella es usted sabe, mi mamá, y la amo.
- Gece nöbeti mi? - Evet, kutup tehlikeli bir yerdir.
Pero está en corazón del Sector Jungla
Tehlikeli bir iş değil mi?
Es un negocio sucio, ¿ no?
Bu çok tehlikeli, biliyorsun değil mi?
Esto es peligroso. Sabes eso, ¿ verdad?
Mahallem tehlikeli olmaya başladı.
Mi vecindario es un desastre.
Bu şeyleği sokağa atmak biğaz tehlikeli değil mi?
¿ No es peligroso tirar eso a la carretera?
Tehlikeli birşey olmayacak değil mi?
¿ verdad?
Geçmiş hatalardan birşeyler öğrenmemek ve kullanımını tehlikeli olduğu gerekçesiyle yasaklamak bana göre aptalca.
No aprender de los errores anteriores en mi opinión.
Böyle tehlikeli bir turnuvaya katılmayı istemenin nedeni geçmişindeki travma olabilir mi?
¿ Tú crees que el trauma de tu pasado te hizo anhelar el entrar en un torneo tan peligroso?
Yakında boşalacak bir mevki var o yüzden buralar biraz tehlikeli olabilir. Oh.
Hay una plaza que pronto estará vacante... y puede ser que obtenga mi oportunidad en la empresa.
Çünkü ruhum için tehlikeli.
Porque es peligroso para mi alma.
Neden? Sence tehlikeli biri mi?
- ¿ Crees que es peligroso?
Tehlikeli değil mi?
- No es peligroso?
Bu tehlikeli girişimde partner olur musunuz? Hisselerini alır mısınız?
¿ Quiere comprarle su parte, ser mi socio?
Senin için tehlikeli bir şey değil mi?
¿ No es peligroso?
Bu tehlikeli değil mi?
- Envolverlas.
Netice itibariyle içinde yaşadığımız tehlikeli ortamın gerektirdiği sağduyu ihtiyacını iyi bilen biriyle konuşuyorsun.
Entiendo la necesidad vital de discreción en mi... nuestra situación.
Artık o kadar da tehlikeli değil, değil mi?
Ya no es tan peligroso, ¿ eh?
Bunun haricinde, tehlikeli bir durumda kalırsam ateş edeyim mi?
Y con esta luna, si me ven, ¿ puedo defenderme?
Bu konuşma sonunda birkaç kişi, beni rahatlarını bozmakla ve birliğinizi de muhalif ve hatta tehlikeli fikirlere yataklık etmekle suçlayabilir.
Al final de este discurso, algunos podrían acusarme... de ensuciar mi propio y cómodo nido... y a su organización, de haber albergado... ideas heréticas e incluso peligrosas.
İnanması güç, değil mi? Bu buruşmuş, şişko bedenin altında Fawkesvâri maskelere fetişli olan tehlikeli bir ölüm makinası var. Yaşasın devrim!
Es difícil creer... que bajo esta fachada arrugada, bien alimentada... hay una máquina de matar peligrosa con un fetiche de máscaras de Fawkes.
Ama benim babam da, sizin ikiniz kadar eğitimli olmasa da... çok fazla bilgi de tehlikeli olabilir derdi.
Pero mi papá, que quizá no tuvo tanta educación como ustedes dos... solia decir que muchos conocimientos también pueden ser peligrosos.
Bunu kardeşim için yapıyorum, ama tehlikeli.
Lo estoy haciendo por mi hermano, pero es peligroso.
Kapa çeneni. Dışarısı tehlikeli olduğu için mi geldin?
Cállate. ¿ Viniste aquí por que es peligroso allá afuera, verdad?
Çok tehlikeli değil mi bu?
¿ No es peligroso?