Uzun bir zaman traducir español
3,258 traducción paralela
Dostlarına gerçekte kim olduğunu söylememek için uzun bir zaman.
Tanto tiempo... "no decir quien realmente eres a tus amigos"...
Bu baya uzun bir zaman.
Oh, ésto es mucho tiempo
İki ay uzun bir zaman.
Dos meses es mucho tiempo.
İki saat uzun bir zaman değil.
Dos horas no es mucho tiempo.
Uzun bir zaman önce mükemmelleştiğim bir konu değil mi?
Algo que perfeccioné hace mucho tiempo, ¿ no?
Kin tutmak için bu çok uzun bir zaman.
Eso es ir muy lejos sólo por rencor.
Bence yanında bir büyük olmadan gitmek için uzun bir zaman.
Creo que es mucho tiempo para ir sin un acompañante.
'12 yıl bir dondurma markası için çok uzun bir zaman.
12 años es un largo tiempo en el negocio de los helados de lujo.
Bu kadar uzun zaman önce söylediğin bir şeyi hatırlamayacaktır.
No va a recordar algo que dijiste hace tanto tiempo.
Dün gece, birisi bana bir hediye verdi. Basit bir ayna olduğunu düşünüyordum lakin içimde, uzun zaman önce unuttuğumu sandığım bazı duygular uyandırdı.
Anoche, un hombre me dio un obsequio y aunque sólo era un simple espejo despertó sentimientos en mí que había abandonado hace tiempo.
Emma, eğer herşeyde kanıt ararsan çok uzun zaman boyunca, tek bir yerde takılı kalıverirsin.
Si necesitas pruebas para todo, te vas a quedar estancada en un lugar por mucho tiempo.
Çok uzun zaman önce ona bir söz verdim.
Le hice una promesa... Hace mucho tiempo.
Bir şekilde beni de etkiledi ve dürüst olmak gerekirse keşke uzun zaman önce sihrimi alsalardı.
De alguna forma me afectó a mí, y francamente, ójala me los hubieran quitado hace mucho tiempo.
Glade, kolonlardan birini harika şekilde vurmadan önce duyduğun şey J-Stryke'ın uzun zaman önce yaptığı bir şarkıydı.
Lo que has escuchado antes que Glade se cargara un muy buen par de altavoces era un largo track perdido de J-Stryke.
Uzun zaman önce, çok iyi bir müzisyendim.
Érase una vez, había un músico bastante bueno.
Benölü bir adamım, uzun zaman önce bunu kabullendim.
Soy un hombre muerto, lo acepté hace tiempo.
Çok uzun zamandır insanlara "seni seviyorum" diyorlar ayrıca bir ilişki bittiği zaman elması nakit paraya çevirebilirsin.
Dicen "te amo" durante mucho tiempo, además, si la relación se va al carajo, siempre puedes cobrarlos.
Çok uzun zaman önce burada oturuyordum ve bir davayı sonuçlandırmanın insanı kokain kullanmış King Kong gibi hissettirdiğinden bahsediyordum.
Me senté aquí... hace mucho tiempo y hable sobre como resolver un caso puede... hacerte sentir como King Kong con cocaína.
Uzun zaman önce söylemeliydim ama onun bir sik kafa olmasının bir nedeni var.
Debí decírtelo hace mucho, hay un motivo por el que es tan imbécil.
Yeminli ifadenin bir parçası olmayalı epey uzun zaman olmuş.
Ha pasado mucho tiempo desde que participé en una declaración.
Uzun zaman önce, burası bir kütüphaneymiş, bu yüzden...
Hace mucho tiempo, este lugar solía ser una biblioteca, así que...
O zaman senin sözüne karşı benimki olur ve benim onunla daha uzun bir geçmişim var.
Y luego va a ser tu palabra contra la mía, y yo tengo mucha más historia con ella.
Koca bir hafta sonunu birlikte geçirmeyeli uzun zaman olmuştu.
Hace mucho tiempo desde que tuvimos un fin de semana juntos.
Uzun zaman önce bitmişti ve bir daha asla başlamamalıydı, suç bende.
Se acabó hace tiempo. Nunca debió haber empezado de nuevo, y eso es culpa mía.
Uzun zaman önce sana yapılmış olandan farkı bir şey değil.
Nada... ya estaba hecho desde hace mucho tiempo.
Neden mi? Marx uzun zaman önce vurgulamıştı zaten. Bir meta hiçbir zaman sadece alıp tükettiğimiz basit bir nesne değildir.
Fue Marx quien ya hace tiempo destacó que una mercancía nunca es un simple objeto que compramos y consumimos.
Bana uzun zaman önce söylenmiş bir şey.
Es algo que me dijeron hace mucho tiempo.
Nan Flanagan huzur içinde yatsın uyuz karının tekiydi. Bir seneden uzun zaman önce CNN'e çıkıp herkese Russell Edgington'ın gerçek ölümle yüzleştiğini söylemişti.
Nan Flanagan, puede ser que la perra fría descanse en paz fue a la CNN y le dijo al mundo que Russell Edgington halló la muerte verdadera hace más de un año.
4chan hakkında diğer önemli şey, bir şeyin patlayıp gitme olanağı ve uzun zaman sürmesi.
Una de las cosas importantes acerca de 4chan es tener un hilo que explota realmente y dura mucho tiempo.
Fazla zamanım kalmadı zaten. Bir de hırsızlarla oturup uzun uzun pazarlık yapamayacağım!
¡ No tengo tiempo para una negociación larga e interminable con un par de ladrones!
Çok uzun zaman önce yaşanan kısa bir süreçti.
Fue un período breve hace mucho tiempo.
Ve eğer senin yüzünü buralarda bir daha görürsem uzun zaman önce yapmış olmam gerekeni yapacağım.
Y si veo tu cara por aquí de nuevo... Voy a hacer contigo lo que debería haber hecho hace mucho tiempo
Böyle bir jeomanyetik gençleşme tatmayalı uzun zaman olmuştu.
No he experimentado rejuvenecimiento geomagnético así desde...
Polis ve asker uzun zaman önce bir şüpheliyi tespit etti.
La policía y los militares identificaron... al sospechoso del ataque al F21 hace tiempo.
Uzun zaman önce olmuş bir banka soygunundan deliller.
Son pruebas de un robo a un banco de hace un tiempo.
senin için biraz uzun bir sürüş olacak ama, ben katlanmaya hazırım, ayrıca, evde okumak da her zaman bir seçenek.
Manejaras mas, pero estoy dispuesto a aguantar, Y claro, siempre esta la enseñanza en casa.
Yüzü şehrin her bir tarafında olduğuna göre kendisini yakalamamız uzun zaman almaz.
Con su cara por toda la ciudad, no debería ser difícil atraparlo. ¡ Otra vez!
Seyredeli uzun zaman oldu ama çok güzel bir filmdi.
Es... sí. Bueno, hace mucho que la vi, sabes.
Uzun zaman önce edindiğim bir kimlik.
Es una identidad que asumí hace mucho tiempo.
Ona bir şampanya aldım ama bu uzun zaman önceydi.
Le di una copa de champaña. ¿ Qué hiciste?
Kree'nin uzun zaman önce kaybettiği bir beceri.
Algo que los kree perdieron la habilidad de hacer hace mucho tiempo.
Dengesiz bir çocukluk geçirdi, sonra cezaevinde büyürken uzun şiddetli bir zaman geçirdi ve aşırı öfkeli oldu.
Una infancia inestable, creció hasta hacerse adulto en prisión, donde acumuló un largo historial de violencia e ira incontrolable.
Massive Dynamic uzun zaman önce Walter'ın beyninden parça almıştı. Ameliyatla alınıp bir kasaya kilitlenmişti.
Massive Dynamic tiene desde hace tiempo una pedazo del cerebro de Walter que fue extirpado quirurgicamente y guardado en una boveda con llave.
Çok uzun zaman önce yapmam gereken bir şeyi.
Algo que debería haber hecho hace mucho tiempo.
Biliyor musun uzun zaman önce ben hayat dolu genç bir kadına daha önce hiç tutkuya onun resmini çizerkenki kadar yaklaşmadığımı söylemiştim.
¿ Sabes? , hace mucho tiempo... le dije a... una joven vibrante que jamás había experimentado nada parecido a la pasión que sentí cuando la pinté.
Uzun zaman önce bir yazı okumuştum. Çocukları 12 yaşına basmadan boşanan çiftlerin çocukları da ileride büyük ihtimalle eşlerinden boşanıyormuş. Beyinlerindeki doğruyla yanlışı ayırt eden kısım o yaşlarda oluşuyormuş çünkü.
Sabes, leí algo hace mucho tiempo que decía que los hijos de divorciados eran propensos a divorciarse también, a no ser que se separaran después de que el niño cumpliera los doce porque es cuando su centro moral se forma.
Uzun zaman evvel yaşlı bir falcıdan almıştım.
Lo conseguí de una vieja adivina hace mucho tiempo.
Teşekkürler ama ölmediğimiz her gün zaten mutlu bir doğum günü değil mi sanki? Sizi görmeyeli çok uzun zaman oldu.
Oh gracias, pero, ¿ no es cada día que no morimos un nuevo y feliz día para vivir? Tías, hace mil que no os veo.
Bu... Bu bayağı bir uzun zaman.
Eso es... eso... eso es mucho tiempo.
Çok uzun zaman önce aramızda ufacık bir şey geçmişti.
Tuvimos. Tuvimos algo que ver..
Banyo zamanım geldi, bir kaç gün oldu yani uzun bir geceye hazırlanın.
Hora de mi baño. Han pasado un par de días, así que prepárate para uno largo.
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun bir yol 26
uzun bir gündü 31
uzun bir süre 39
uzun bir yolculuktu 18
uzun bir gün oldu 24
bir zamanlar 253
zamanı 41
zaman 286
uzun bir hikaye 19
uzun bir yol 26
uzun bir gündü 31
uzun bir süre 39
uzun bir yolculuktu 18
uzun bir gün oldu 24
bir zamanlar 253
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zamanımız azalıyor 34
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zamanımız azalıyor 34