Yahudi mi traducir español
805 traducción paralela
Yahudi mi?
¿ Judío?
- Yahudi mi?
¿ Judía?
- Ne istiyor? Kylie Rush Yahudi mi, değil mi diye münakaşa etmişsiniz. Olmadığını öğrenmiş.
- Dijo que sobre la discusión de si Kael Ross es hebreo que ha descubierto... que nó.
- Yahudi mi Yugoslav mı?
- ¿ Es judío o yugoslavo?
- Sizinkiler Yahudi mi?
- ¿ Son tus padres hebreos?
Baban Yahudi mi?
¿ En los 30?
Hangisi daha önemli, Almanya mı, yoksa birkaç Yahudi mi?
¿ Alemania o unos cuantos judíos?
Horn mu? Bir Yahudi mi?
¿ El judío?
" Yahudi oIdugumu unutayim mi?
" ¿ Que me olvide de ser judío?
Bütün ailem demokrat, biz Yahudi'yiz.
- No, no. Mi familia es Demóc... Somos Judíos.
Yahudi değil mi o?
¿ Es judío?
- Yom Kippur, bir Yahudi bayramı. - Öyle mi?
- Es Yom Kippur, una fiesta judía.
Soğukluk, hakaret, aşağılama sadece bir Yahudi olarak değil, bir insan ve bir Amerikalı olarak benim hissettiğim şekilde hissediyordur. - Doğru değil mi, anne?
Lo que Dave siente... indiferencia, cólera, desprecio... son los sentimientos de Dave como judío, como hombre... como estadounidense y como ciudadano.
- Seni Yahudi mi sanıyorlar?
¿ Piensan que eres judío?
Siz veya başka bir Yahudi'nin bunu söylemesinden, Yahudi olmayan birinin söylemesi kadar nefret ederim. Ben mi?
Cuando viene de judíos tanto como cuando viene de gentiles.
Hangisi? Bir sığınak olarak Filistin mi, yoksa Yahudi devleti için bir hareket olarak Siyonizm mi?
¿ Palestina como refugio o el Sionismo como movimiento... para un estado judío?
Bakın, ben Yahudi'yim ve siz Yahudi almıyorsunuz. Bu doğru, değil mi?
Soy judío y no le agradan los judíos, ¿ verdad?
Aslında Yahudi olmadığını söylemek istedin mi onlara?
¿ Querías decirles que no eras judío?
Almanya'da doğdum ama ailem Yahudi olduğundan Hitler iktidara geldiğinde Hollanda'ya göç ettik.
Nací en Alemania, pero como mi familia es judía emigramos a Holanda cuando Hitler subió al poder.
Yahudi sildi mi?
¿ Muerto por el judío?
Bir Yahudi olarak İsrail'e hayatımın son günlerini yaşamaya gittim.
Fui a Israel, pensando vivir allí como judío, en el ocaso de mi vida.
Yahudi olduğumu bilmeni isterim. Burası benim ülkem.
Quería que supieses que soy judío y que ésta es mi patria.
Zaafımdan dolayı Marta beni Yahudi bir çocuğu kurtarmak gibi kirli bir işe alet etti.
Estaba humillada. Por culpa de mi debilidad Marta me involucró en asuntos turbios cómplice en el esfuerzo por ocultar a un bebé judío.
Sorun nedir yahudi için mi endişeleniyorsun?
Qué pasa, ¿ te preocupas por el judío?
Almanya yolunda bir Yahudi'sin ve hayatına değer veriyorsan, benim yardımıma ihtiyacın var. Benim de seninkine.
Es una judía de camino a Alemania... y si valora su vida, necesitará mi ayuda y yo necesitaré la suya.
Siz Yahudi'siniz, değil mi?
Usted es judía, ¿ verdad?
Ben Ari'yim. Siz de Yahudi bir bayansınız.
Yo soy su ario... y usted mi judía.
Irkçılığı ve yahudi düşmanlığını, kendisine hayat felsefesi ve görevi olarak kabul eden bu insan, kendi kafatasını çok mükemmel kabul ediyor. Ne de mükemmel bir kafatası değil mi?
Röhm tiene el cráneo perfecto.
Schumann. Bu bir yahudi adı değil mi?
¿ No creen que deberíamos enviar a alguien para ver si se encuentra bien?
Yahudi meselesini mi diyorsun?
No puede ver lo que sucede frente a sus propias narices.
Ben de Yahudi... Ama konumuzla ilgisi yok..
Y yo soy baptista, pero eso no me ayuda a mejorar mi puntería.
- Neden, Yahudi olduğum için mi?
, porque soy un judío?
Kocam bir buçuk yıl önce Yahudiler için açılan bir kampa gönderildi! O Yahudi değil.
Pero ya ha pasado más de año y medio desde que mi esposo fue enviado a un campo para judíos. ¡ Y él no es judío!
- Aynı binada oturan şu Yahudi çocukla.
- Con un niño judío en mi cuadra.
Yahudi cemaati güzel şarkılar eşliğinde çeşitli kutlamalar düzenliyormuş, öyle mi?
¿ No planea la comunidad judía algún tipo de celebración con bonitas canciones?
Dr. Bettelheim bir Yahudi değil mi?
¿ No es su Dr. Bettelheim un judío?
Ama benim zavallı talihsiz kızım dörtte bir oranında Yahudi.
Pero mi pobre y desafortunada hija tiene una cuarta parte judía.
Adım Klein, kulağa son derece Yahudi ismi gibi geliyor.
Mi nombre, Klein, suena bastante judío.
Hayatım boyunca tanışacağım Yahudi'den çok daha fazla Yahudi'yle tanıştım.
Conocí mas judíos de los que conoceré en mi vida.
Jungen derken geçleri mi yoksa Yahudileri mi kastediyorsunuz? Yahudileri. Kaç Yahudi'nin gerilla saflarına sızdığı konusunda hiçbir fikrim yok.
Se hizo un censo extremadamente disturbador de los judíos que fueron o deportados o arrestados en los distintos países ocupados por Alemania, y, con la salvedad de Francia, las estadísticas son terroríficas.
Orta sınıf bir ailede büyütüldüm. Pasteur Lisesi'ne gittim. Ama benim için Yahudi olmak bir sorun değildi çünkü dindar değildik.
Y descubrí a través de otros que yo era judío, al principio, me sentí tremendamente triste por ser rechazado por mi comunidad y el país que amaba, no porque naciera aquí, pero porque amaba su historia.
- Bunu nasıl söyleyebiliyorsunuz? Örneğin, birine "Yid" ya da "Yahudi" demek çok genel bir şey. - Clermont'daki öğrenci çevrelerinde mi?
en una gran familia como la mía, tengo siete hijos y medio, desde la llegada de los tiempor modernos, un padre sólo tiene una preocupación :
Yahudi olmadığım için mi?
¿ porque no Soy judío?
Sana gelince Ornshaw yahudi usulü gözlemene ancak dersten sonra koşup kavuşabilirsin.
Onshaw, puedes escapar corriendo después de mi clase.
Benim açımdan durumun vehametinin farkına varmam ise ; çocuklarımın Yahudi kökenli doktoru vesilesiyle oldu. Kendisi oldukça meşgul bir kişiydi ama heryere yetişiyordu.
En mi caso particular, podría decir que me sentí afectada cuando una noche vino el médico Judío que siempre había cuidado a mis hijos, era un hombre muy ocupado, pero siempre parecía dispuesto a sacar tiempo,
- Yahudi değil mi? - Elbette Yahudi.
- Pero no es judío.
İmansız dediniz bana, insafsız köpek dediniz, Ve Yahudi giysilerime tükürdünüz.
Me llamáis infiel, y también perro, y escupís sobre mi túnica judía.
Sen bir dost kaybettiğine üzül yeter, ötesini hiç merak etme. Çünkü o dost senin borcunu ödeyeceğine üzülmüyor. Yahudi yeterince derin keserse,
No lamentéis perder a un amigo, pues él no lamenta pagar vuestra deuda, porque si hace un corte lo bastante profundo, pagaré al instante con todo mi corazón.
Bir Yahudi olarak İsrail'e hayatımın son günlerini yaşamaya gittim.
Fui a Israel para vivir allí como judío los últimos días de mi vida.
! " Neden mi Yahudi?
" ¿ Por qué, judío?
Hiç Yahudi birini görmedin mi?
¿ Nunca has visto un judío? Mira, tengo varios dibujos.