English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Z ] / Zamanımız kalmadı

Zamanımız kalmadı traducir español

403 traducción paralela
- Fazla zamanımız kalmadı baba.
No tanto, Padre.
Ama canım pek zamanımız kalmadı.
Es que no nos queda mucho tiempo.
- Fazla zamanımız kalmadı..
- No tenemos mucho tiempo.
Korkarım artık fazla zamanımız kalmadı.
Tiempo, temo, es lo que ya no tenemos.
Ama korkarım onu sunmak için yeterli zamanımız kalmadı.
Pero me temo que no tenemos tiempo para presentarla.
Zamanımız kalmadı. Mahkeme bir saat içerisinde başlayacak.
El juicio comienza en una hora.
Fazla zamanımız kalmadı.
No tenemos mucho tiempo.
Öğle uçağı ile ve bizim fazla zamanımız kalmadı.
En el avión del mediodía. No hay mucho tiempo.
Doktor çok zamanımız kalmadı.
Doctor, no nos queda mucho tiempo.
Fazla zamanımız kalmadı.
No hay mucho tiempo.
- Çok zamanımız kalmadı.
- No tenemos mucho tiempo.
Zamanımız kalmadı.
Se nos acabó el tiempo.
Pek fazla zamanımız kalmadı.
No tenemos mucho tiempo.
Zamanımız kalmadı.
Queda poco tiempo.
Hiç zamanımız kalmadı.
No tenemos tiempo.
Çok zamanımız kalmadığından artık bunu bitiriyoruz
Mira que ya es hora de que acabemos con esto.
Zamanımız kalmadı.
Se nos ha acabado el tiempo.
Fazla zamanımız kalmadı.
Deberíamos organizarlo ya.
Zamanımız kalmadı.
No hay tiempo a perder.
Bizim de çok zamanımız kalmadı, değil mi Beth?
Dentro de poco ésos seremos nosotros, Beth.
Fazla zamanımız kalmadı.
No nos queda mucho tiempo.
Zamanımız kalmadı.
No hay nada que él.
- Zamanımız kalmadı.
- No queda tiempo.
Onu bulmalıyım. Zamanımız kalmadı.
- Tengo que encontrarlo.
Zamanımız kalmadı.
Se nos acaba el tiempo.
Zamanımız kalmadı.
No tendremos tiempo...
Haydi, fazla zamanımız kalmadı.
¡ Ven, no tenemos tiempo que perder!
Çok zamanımız kalmadı.
No tenemos mucho tiempo.
- Müdürün yapmak istediği şey... - Üzgünüm ama zamanımız kalmadı.
Lo lamentamos, se nos acabó el tiempo.
Ripley, pek zamanımız kalmadı!
¡ Ripley, se nos acaba el tiempo!
Ayrıca, zamanımız kalmadı, demeyecek misin?
¿ No me iba a decir que se nos acabó el tiempo?
- Zamanımız kalmadı.
- No tenemos tiempo ahora.
Zamanımız kalmadı!
¡ No nos queda mucho tiempo!
Endişeleniyorsun artık pek fazla zamanımız kalmadı diye, değil mi?
Te preocupa que no nos quede demasiado tiempo, ¿ verdad?
Sabah Apia'ya doğru yola çıkacaksa fazla zamanımız kalmadı demektir00.
Es difícil, si se va a Apia mañana.
Ama ben ikimiz için de utanacağımızı paylaşacağımız fazla zaman kalmadığına göre sana söyleyebilirim.
Pero creo, diré ahora, mientras no quede tiempo para ninguno de nosotros, de avergonzarnos más...
İnançlı birisi olsaydı bunu söylemeye cesaret gösteremezdim ama dualarınızın hiçbir yardımı olmadı ve onun kaybedecek zamanı kalmadı.
Si fuera creyente, no díria lo que estoy a punto de decir....... pero las plegarias no sirven, además ya casi no hay tiempo.
Zamanımız kalmadı.
No hay tiempo.
Şey, fazla zamanımız kalmadı yine de.
De todos modos nos queda poco tiempo.
Zamanımız kalmadı.
Ya no queda tiempo.
Joe, ben Mel. Zamanımız kalmadı.
Joe, soy Mel.
Fazla zamanımız kalmadı.
- ¿ Entonces, por qué charlamos?
Çekmecemde çorabım kalmadı. Ödevlerime yardım edecek zamanınız bile yok.
¡ Sólo tenéis tiempo de cortarme las alas!
Kahve içecek zamanımız bile kalmadı.
Ya casi ni tenemos tiempo de tomar un café
Zamanımız kalmadı.
Tiene que...
Fazla büyük usta kalmadı. Zamanımızın gerçek kötülüğü budur.
El gran mal de nuestra época es que ya no quedan grandes maestros.
Yetişmek için fazla zamanınız kalmadı bayım.
Vamos muy justos de tiempo, señor.
Bir sürü zamanımız var ama yerimiz kalmadı.
Tenemos mucho tiempo, pero no nos queda sitio.
Pek fazla zamanımız kalmadı.
No nos queda mucho tiempo.
Bu zamanımız kalmadı demek.
Eso significa que se acabo el tiempo.
Ona ihtiyacımız kalmadığı zaman.
Cuando ya no lo necesitemos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]