English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Ç ] / Çalışmak mı

Çalışmak mı traducir español

2,521 traducción paralela
Benimle üzerinde çalışmak mı istedin?
¿ Tú trabajarías en él conmigo?
Benimle çalışmak mı istiyorsun?
¿ Quieres trabajar para mí?
Bir teröristin hakkından gelmek mi yoksa kendisine karşı sorumluluk duyduğun birini korumaya çalışmak mı?
¿ Esto es por atrapar a un terrorista, o es por proteger a Moe porque te sientes responsable de él?
Bir hafta boyu okul çıkışı amcanın çiftliğinde çalışmak mı?
¿ Una semana entera de trabajo en la granja de tu tío después del colegio?
Senin için çalışmak mı?
Trabajar para ti?
- Suçum derslere çalışmak mı?
¿ Es mi culpa haber sido estudioso en la escuela?
Bana yardım etmeye çalışmak mı?
¿ Intentaste ayudarme?
Seninle çalışmak için anlaşma yaptım ama sırf gezegenimiz hayatta kalabilsin diye.
Me han dignado a trabajar con usted que nuestro planeta puede sobrevivir!
Başını çarpıp gizli kimliğine inanmaya başladığın için başımıza açtığın işleri düzeltmeye çalışmak yerine evimde ailemle akşam yemeğimi yiyor olabilirdim.
Podría estar en casa cenando con mi familia.. En vez de estar limpiando tu desastre... Por qué no pudiste mantenerte encubierto.
Kim çalışmak ister ki? Çocuğunuz var mı?
- ¿ Tienes hijos?
Senden vazgeçmem demek çok geç olmadan sana yardım etmeye çalışmak yerine şişinebilmek için başarısız olmanı istemem demek.
Renunciar significa que en lugar de tratar de ayudarte, antes de que sea demasiado tarde, quiero verte sufrir, para regodearme.
Şimdi çalışmak zorundayım, Bay Mazel.
Tengo trabajo, Sr. Mazel.
Yaşadığımız dünyayı çalışmak denebilir.
Bueno, es estudiar el mundo que vivimos
Son bir şey... Sanırım çift taraflı ajanlara iki tarafa da çalışmak oldukça kolay hatta cazip geliyor.
No es que me cueste soñar.. algo que para la gente noble es bastante fácil.
Ofiste çalışmak için herhangi bir yeteneğin var mı?
¿ Tiene algún habilidades útiles para el trabajo de oficina?
Seninle çalışmak için başka bir işi bırakmıştım.
Dejé otro trabajo para... trabajar contigo.
Çalışmak zorundayım!
¡ Tengo que trabajar!
Sanırım kız kardeşimle çalışmak pek havalı sayılmazdı.
No me parecía cool trabajar con mi hermana.
ve istediğimi yaparım lanet canavar sana kör içgüdülerle saldırdı böyle bir yaratıktan intikam almaya çalışmak kutsanmaz bana kutsanmaktan bahsetme eğer beni aşağılarsa güneşe saldırırım.
- Y lo que se me antoje lo haré. - La bestia te atacará por ciego instinto. ¿ Para buscar venganza con tal criatura?
Babam öldükten sonra çalışmak zorundaydım.
Luego murió el papa mío, y tuve que salir a buscar trabajo.
Hayatta tek yaptığım onu kurtarmaya çalışmak ama başım hep belaya giriyor.
Sólo trato de salvarlo, ¡ Y siempre me mete en problemas!
Yatay mı çalışmak istiyorsun?
¿ Quieres trabajar horizontalmente? Muy bien.
Bir götle çalışmak konusunda için rahat mı?
¿ Se siente cómodo haciendo negocios con un imbécil?
Çalışmak isteyen var mı?
¿ Alguien quiere trabajar aquí?
Burada yapmaya çalıştığım şey, senin başka bir sahtekar çocuk mu, yoksa bir katil mi olduğunu anlamaya çalışmak Orlando.
Lo que estoy intentando hacer aqui, Orlando, es intentar averiguar si eres solo otro chico sospechoso o un asesino. Siéntate.
Booster'ın güvensizliğini saklamaya çalışmak için yaşadığı sorunları gördükten sonra sanırım gözlükler işe yarayabilir.
Después de ver todos los problemas que tuvo Booster por ocultar sus inseguridades creo que puedo hacer que los anteojos funcionen.
Ama sonu mısır patlatma makinesinde çalışmak olmayan birine ihtiyacım var.
"Y que no termine en la máquina de palomitas de maíz"
Otomatik çalıştırma yazılımı çalışmak üzere.
El código para autoejecutar el video está a punto de salir al aire.
Çünkü vaka üzerine çalışmak benim doğal sınıfım.
Porque trabajar en un caso es mi aula.
Televizyon demişken, bu çalışmak istediğin bir alan mı Kaylie?
Hablando de la televisión, ¿ te gustaría entrar en ese área, Kaylie?
Asistanım William ve Kate'in düğününün fotoğrafçısıyla çalışmak için işten ayrıldı.
Bueno, mi asistente me acaba de dejar para trabajar con el fotógrafo de la boda de William y Kate.
CIA için çalışmak istiyorsanız, dualarım sizinle.
Si quiere trabajar para la CIA, le doy mi bendición.
Çalışmak zorundayım.
Tengo que trabajar.
Yeni dizaynlar üstünde çalışmak için... daha fazla zamanım olmasını isterdim.
Quiero decir, desearía haber tenido más tiempo. Para trabajar en algún nuevo diseño, pero...
Daha bitirmedik ama seninle çalışmak istediğimizi söylemekten gurur duyarım.
Bueno, no lo hemso envuelto, pero estoy orgulloso de decir que queremos trabajar contigo.
Sanırım, çok daha fazla çalışmak demek.
Sí, a pesar que no se parece en nada a él.
Çalışmak için buradayım, tatil için değil.
Estoy aquí para trabajar, no por vacaciones.
Bu gece geç saatlere kadar çalışmak zorundayım.
Esta noche tengo que trabajar hasta tarde.
Sorun değil ya. Rosalinda ile ders çalışmak zorunda kaldım.
Esta bien, tuve que hacer tareas con Rosalinda
- Şu sahneyi çalışmak istediğini sanmıştım.
Pensé que querías trabajar en la escena.
Mesela siz Joanna araba tasarımı üzerinde çalışmak yerine nihai modelin maketi üzerinde çalışacaksınız.
Usted, por ejemplo, Joanna. En vez de trabajar en el diseño del nuevo Dupont, se ocupará de la maqueta del modelo acabado.
Tekstil fabrikasında çalışmak nasıl bir şey hiç fikriniz var mı?
¿ Sabe lo que es trabajar en la industria textil?
Ben ilk başladığımız zaman büyük bir şirkette çalışabilirdim ama seninle beraber çalışmak istedim çünkü en büyük hisseli şirket ortağının ofisinde adamın kızı ile oynaşırken yakalandın.
Sabes, yo podría haber ido a trabajar a un gran bufete cuando empezamos, pero elegí estar aquí contigo porque te pillaron con la hija de un asociado senior en su despacho.
Biliyorsun, bütün derslerden geride kaldım eğer birlikte çalışmak istersen...
Bueno, ya sabes, estoy muy atrasada en todas las clases, así que si quieres que estudiemos juntos...
Okuldan sonra kahve içmek ister misin? Çalışmak için birileri lazım da.
¿ Quieres tomar un café después de clase?
Olur da kârlı bir yarı zamanlı işte çalışmak istersen okuldan sonra mesela kapım sana her zaman açık.
Si alguna vez estás interesado en un trabajo de medio tiempo ¿ tal vez algo después de la escuela? Mi puerta siempre está abierta.
- Çalışmak sorunların üstesinden gelmeye yardım eder.
- Trabajar ayudará a superar sus problemas.
İlk geldiği anda burada kalıcı olarak çalışmak istediğini anladım.
Apenas llegó, comprendí que realmente quiere quedarse a trabajar aquí.
Mildred Pierce Ortaklığında sen olmadan çalışmak çok garipmiş hayatım.
Es extraño trabajar para Mildred Pierce S. A. Sin ti, linda.
- Evet, çalışmak lazım.
- Cierto.
Çalışmak için o lambaya ihtiyacım var.
Necesito la lampara para estudiar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]