English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Ç ] / Çantam

Çantam traducir español

3,691 traducción paralela
- Lip, çantamı getirsene.
Oh, Lip, - Ve a mi mochila.
İyi bir çocuk ol ve çantamı getir.
- Sé gentil y pásame el bolso. - Sí.
Otelinizin müşterilerindenim ve sanırım makyaj çantamı orada unuttum.
Sí. Fui huésped en su hotel, y... creo que podría haber dejado mi bolso de maquillaje ahí.
Belki de bu sayede çantamı nerede bıraktığımı çözebilirim.
Tal vez pudiera ayudarme a ver dónde dejé mi bolso.
Eve, ama çantamı kontrol ettiğimde orada yoktu.
Si, pero cuando revisé mi bolso, no estaba allí.
Toplantı sırasında, tabii şimdi yıllar önce gibi gözüküyor. Neyse, çantamı barda unutmuştum.
Bueno, durante la reunión del Ayuntamiento, que ahora parece que fue hace años, olvidé mi bolso en tu bar.
- Evet, yürüttüğün çantamı.
Que por cierto robaste.
Işık saçan frizbim, çöp kovam Dr. Shazaamo sihirbaz çantam.
Mi Frisbee que se ilumina. mi Cubo de Basura para Niños, mi Kit de Magia Dr. Shazaamo.
Merhaba, bir çantam var...
Hola tengo una bolsa de...
bu benim çantam değil.
Este no es mí bolso.
Beslenme çantam bile vardı.
Incluso tenía hasta la fiambrera.
Çantamı almış.
¿ Te llevaste mi mochila?
Çantamı alabilir miyim?
¿ Puedo coger mi bolso?
Deb, anahtarlarımı bulup çantamı toparlamam lazım.
Deb, debo encontrar mis llaves, armar mi bolso.
Kaçış çantam.
Mi bolso de huída.
Çantamı alayım, sonra seni eve bırakırım.
Deja que tome mi bolsa, y te llevaré a casa.
Çantamı getir o zaman.
Encárgate de mi cartera.
Hemen tıbbî gereç çantamı getir hayatım.
Por favor, trae mi maletín, rápido, querida.
Ooh, çantam lütfen.
- El bolso, por favor.
Tıbbi çantamı getirmezseniz kaptanınız ölecek, ve güzel, keskin bir bıçak lazım. Beni anlıyor musun?
Tú Capitán va a morir, si no tengo mi equipo médico y un cuchillo bien, afilado. ¿ Me entiendes?
Nesi var çantamın?
¿ Qué tiene de malo mi bolso?
Evrak çantam var.
Tengo un maletín.
Bu benim çantam değil adamım.
No es mi bolsa, tío.
Benin çantam değil.
No es mi bolsa.
Bu benim çantam değil.
Esta no es mi bolsa.
Bu benim çantam değil!
¡ No es mi bolsa!
Çantamı kastediyormuşsunuz.
Oh, se refiere a mi bolso.
Alışveriş çantamı unutmuşum da kese kağıdı alabilir miyim acaba?
Oh, olvide mis bolsas para mis comestibles, asi que tomare una bolsa de papel.
Hayır, çantam yanımda değil.
No, no tengo mi bolsa conmigo...
Alışveriş çantamı unutmuşum da.
Bueno, olvide mi bolsa para mis comestibles.
Dün arkadaşımda kalmıştım. Evime uğrayıp da çantamı alma fırsatım olmadı.
Esta en la casa de mi amigo, y no tuve la oportunidad de ir a mi casa primero por una bolsa.
Çantam var benim.
Tengo bolsa.
İkinci koridorda "ben çantamı getirmemci" bir beyefendi var.
Tenemos una regla anti-no bolsas en el pasillo dos.
Ben çantamı getirmemci mi?
¿ Anti-no bolsas?
Bir de çantam var, unutmuşsun.
Y un bolso, que es tuyo.
Bebeğim, gidip içeriden çantamı alayım.
Bebe, solo tomare mi monedero.
Pekâlâ, çantamı alayım...
Vale, deja solo que coja mi bolsa, y...
Fitchburg'dan sonra, onca insanı kaybettikten sonra çantamı hazırladım.
Justo después de lo de Fitchburg, cuando perdimos a tantos, Hice una maleta.
Çantamı orada bulduk.
Allí encontramos el bolso.
Çantam kaybolmuştu
Ya había perdido un bolso una vez.
Yok, çantamı alacağım sadece.
- No. Solo necesito mi bolso.
- Çantamı unutmuşum.
- He olvidado mi bolso.
Dostum, çok sorun olmayacaksa sırt çantamı takmama yardım eder misin?
Oye, hermano, si no es mucha molestia, ayúdame con mi mochila.
Çantamı kaptım ve kaçtım.
Agarro mi bolso y corro.
Işık saçan frizbim, çöp kovam Dr. Shazaamo sihirbaz çantam.
Mi frisbee de luces, mi cubo de basura, mi kit mágico del Dr. Shazaamo.
Çantam nerede?
Dónde está mi bolsa...
- Çantam nerede?
- ¿ Dónde está mi maleta?
Çantamı alacağım, tamam. Çantamı alacağım...
Voy a por mi bolso, sí, voy a por mi...
Çantamın içinde olduğunu unutuvermişim.
Solo olvide que estaba en mi bolso. Sí.
Ben de odama koştum ve çantamı toplamaya başladım. Kaçacağımı düşünüyordum.
Así que fui a mi habitación, y empecé a hacer las maletas, ya sabes, pensando en huir.
Çantamı bul ve içinden lorazepam getir.
Tiene un ataque de ansiedad.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]