Şey mi traducir español
78,642 traducción paralela
- Böyle bir şey mi var?
- ¿ Esa es una... cosa?
- Yanlış bir şey mi yaptım?
¿ Hice algo mal?
- Ona bir şey mi oldu?
- ¿ Algo le pasó?
Bir şey mi dedin Flash?
¿ Dijiste algo, Flash?
Flash'la ilgili bir şey mi bu?
¿ Esto es... esto algo de... algo de Flash?
Bu, eskiden olsa söylemeyeceğim bir şey mi?
¿ Qué? ¿ No es algo que hubiera dicho algo?
Kötü bir şey mi oldu ki?
¿ Por qué, pasó algo malo?
- Savitar'ı bu şey mi hapsedecek?
- ¿ Y eso va a atrapar a Savitar?
Flash'la ilgili bir şey mi bu?
¿ Es eso... como una cosa de Flash?
Bu, eskiden olsa söylemeyeceğim bir şey mi?
¿ Es algo que no habría dicho antes?
Kötü bir şey mi oldu ki?
¿ Por qué? ¿ Les pasó algo malo?
- Sizce de iyi değil mi? - Savitar'ı bu şey mi hapsedecek?
- ¿ Y eso va a atrapar a Savitar?
- Savitar'ı bu şey mi yakalayacak?
¿ Y eso atrapará a Savitar?
- Bu kötü bir şey mi?
- Espera, ¿ es malo?
O düşündüğüm şey mi?
¿ Es eso lo que creo que es?
Beni affetmek için kötü bir şey mi istiyorsun Damon?
¿ Quieres perdonarme por algo malo, Damon?
Bir şey mi lazım?
¿ Necesitas algo?
Kesinlikle. Neden? Bir şey mi buldun?
Por supuesto.
Sana bir şey getireyim mi?
¿ Puedo ofrecerte algo?
Bir şey söyledi mi?
¿ Ha dicho algo?
Zorlu yetişme şeklimin üstesinden gelmemi ve ve güzel ve yakışıklı kurucumuzun istifasından önce STAR Labs'e katılmamı sağlayan şey bilim aşkım oldu.
Fue mi amor por la ciencia eso me permitió superar mi crianza dura y unirse a los laboratorios STAR, antes de nuestra hermosa y fundador guapo, Harrison Wells, renunció.
Hayatım boyunca bir sürü korkunç şey gördüm.
Es decir, yo he visto un montón de cosas terribles en mi vida. Las pesadillas, son sólo una parte de mí.
Daha önce hiç o silah gibi bir şey görmemiştim.
Esa arma. Nunca he visto algo así en mi vida.
Ama şu anda korktuğum tek şey, tarayıcı geçmişimi temizlemeyi unutmak.
Pero lo que temo ahora es olvidar limpiar mi historial de internet.
Babam uyandığı zaman, ona onu çok sevdiğimi ve hep kızı olarak kalacağımı ama Dünya 1'e taşınmak istediğimi söylesem şey konusunda ne düşünürsün...
Por supuesto. Cuando despierte mi papá, si le digo que lo quiero y que siempre seré su hija pero que quiero mudarme a Tierra-1, ¿ qué pensarías...?
Akıl sağlığımı yerinde tutan tek şey iradem.
Solo es mi voluntad lo que me mantiene del lado de la cordura.
Pekala, Savitar'ın ödümüzü iyice koparmasından başka bir şey öğrenebildik mi?
De acuerdo, entonces otras vez Savitar está llevando el matarnos del susto a otro nivel. ¿ Al menos aprendimos algo?
Hayatımdaki tek güzel ve düzgün şey o.
Ella es lo único que es bueno y decente... en mi vida.
Bir şey söylersen bir şeyleri mahvedebilirsin, değil mi?
Si dices algo, podrías arruinar algo, ¿ cierto?
- Caitlin'le ilgili bir şey öğrendin mi?
Barry, ¿ supiste algo de Caitlin?
Zaman kalıntısı senin kopyan gibi bir şey, değil mi?
Un remanente del tiempo, es... como un duplicado de ti, ¿ verdad?
Zaman kalıntısı senin kopyan gibi bir şey, değil mi?
Un remanente del tiempo es... como un duplicado de ti, ¿ verdad?
Sanırsam kız arkadaşını kurtarmak için yasa dışı bir şey yapmamız gerekiyor, değil mi?
Y ¿ asumo que el salvar a tu novia requiere que hagamos algo... menos que legal?
Hep bir şey istediğinde durum bu hale geliyor, değil mi?
Siempre es el caso cuando se trata de las cosas que quiere, ¿ no?
Hayatım boyunca pislikten başka bir şey değildin. Neden şimdi olmayasın ki?
Has sido un padre de mierda toda mi vida. ¿ Por qué parar ahora?
Az önce babamı ve neredeyse tüm kasabayı kurtardın, o yüzden bu da benim için önemli bir şey.
Bueno, acabas de salvar a mi padre y casi a la ciudad entera, así que eso cuenta para algo en mi libro.
Seni kışkırtacak... bir şey olmadan hiç eğlencesi çıkmaz değil mi?
No es divertido si no te espabilan un poco, ¿ verdad?
O yeni bir şey.
Eso es mi "algo nuevo".
Bahse varım ki senin eğlence anlayışın böyle bir şey, değil mi?
Apuesto a que esta es tu definición de diversión, ¿ no?
Sana sözümü kanıtlamam için eski partnerlerimin beni övmesinden daha iyi bir şey olabilir mi?
Bueno, ¿ qué mejor forma de probarte mi palabra que un grupo de ex cantando mis alabanzas?
Bir de Tibet yemek dövme kabım ve balla bir şey yaptı.
Hizo eso con mi cuenco tibetano y miel artesanal.
Olağan dışı bir şey fark ettiniz mi?
¿ Notas algo fuera de lo normal?
Porno, dolgun kenarlı pizza ve Hello Kitty'den oluşan bir şey gibi.
Como el porno y la pizza con los bordes rellenos y mi mantita de Hello Kitty todo en uno.
Son bir kaç gün sıra dışı bir şey fark ettin mi?
¿ Notaste algo extraño en los últimos días?
Bütün varoluşum boyunca yapmak istediğim tek şey babamızı onurlandırmaktı.
Todo lo que siempre he querido hacer durante toda mi existencia ha sido que Padre estuviera orgulloso.
Bugün böyle bir şey yapacağım aklıma gelmezdi.
No es lo que pensaba que estaría haciendo con mi día.
- Her şey düzeldi mi?
¿ Estamos en paz?
Ama elinden bir şey gelmiyor değil mi?
Pero apenas puedes salvarte a ti mismo, ¿ verdad?
Gerçekten hiçbir şey hatırlamıyorsun değil mi?
De verdad no puedes recordar nada, ¿ no?
Hiçbir şey ailemden önce gelmez, benim için böyle.
Nada va antes que mi familia, no para mí.
Hiçbir şey aileden önce gelmez, benim için değil.
Nada va antes que mi familia, no para mí.