Başkaları traducir francés
10,548 traducción paralela
Başkalarının senin şarkılarını söylemesine izin vermiyorsun.
Et tu ne laisses pas les autres chanter tes chansons.
- Bu mallar başkalarının şarkılarını çalarak ne kadar kazanıyorlar?
Ces connards se font combien pour leurs reprises?
- Tatlım... 30 yıl sonra başkalarının şarkılarını söyleyen çakma gruplara kalacakmışız.
Voilà ce qui arrive. - Chérie... S'accrocher au même groupe pendant trois foutues décennies.
Belki başkaları da vardır, emin değilim.
Peut-être un autre, je sais pas.
Başkalarının içindeki karanlığa çekiliyorsun ama aynı zamanda bundan korkuyorsun.
Tu as tiré l'obscurité des autres, mais en même temps, ça t'effraie.
Başkalarının çalışmalarını kötülemek üzerine vazife mi?
Quel intérêt tu trouves à gâcher le travail des autres, hein?
Hepsi yalan söyler, korkar başkalarına zarar verir.
Ils mentent tous, ils ont tous peur, ils font tous du mal aux autres.
Sonra başkaları geldi.
Les autres ont suivi.
Onlara yardım etmekten, başkalarına yardım etmekten bıktım.
J'en ai assez d'essayer de les satisfaire, eux et tout le monde.
Evet. Teori şuydu... Hayatı boyunca, bir dizi şiddet eylemi tecrübe eden birey toplumda kalıcı ve anlamlı bir role sahip olma umudunu kaybeder ki bu da onu kendisini veya başkalarını öldürmeye götürecek bir kimlik bunalımına sokar.
En fait, la théorie est qu'une série d'expériences violente d'une vie mène à une crise d'identité, où l'individu a perdu tout espoir d'un rôle durable, significatif dans la société, ce qui mène au meurtre d'autres personnes ou son suicide.
Bu başkalarına söylediğimiz bir hikâye.
C'est des histoires.
-... başkaları için çok zor olmalı.
- pour n'importe qui de le battre.
- Kimsesiz biriymiş. Başkalarıyla güzelce oynayamamış gibi görünüyor.
Il semble qu'il n'était pas très sympa avec les autres.
Tavuk! Başkalarının yemeğini sormadan almak ayıptır.
Du poulet! C'est malpoli de prendre la nourriture des autres sans leur demander.
Bu başkaları annenizse ayıp değildir.
Ce n'est pas malpoli quand l'autre personne est ta mère.
Başkalarının göremediği özelliklerden insanları tanıyorsun.
Vous reconnaissez les gens par des détails que les autres ne voient pas.
Artık başkaları tarafından yönetilmiyorum.
Je ne suivrai plus les règles dictées par un autre.
Başkalarının yapımını aynen kopyalayıp bir de satıyor hayvanlar!
Ils ont zéro créativité. Les plans de mon ami!
Bugün birlikte olduğu kadınla yarın da hatta gelecek hafta da görüşebilecek olmak başkaları için sıradan bir şey olabilir fakat benim için bir mucize.
C'est un miracle pour moi de voir la même fille pendant plus d'une semaine.
Kendi acımla o kadar boğulmuştum ki, başkalarının neler yaşadığını görememişim.
J'ai été si profond obnubilée par ma propre peine, Je ne pouvais rien voir d'autre.
Deneyimlerime göre, klasik müzik severler arada bunu başkalarına da söyleyebilirler.
Les amateurs de musique classique se reconnaissent.
Senin sorunun artık başkalarının sorunu olur.
Et tes problèmes deviennent... les problèmes de quelqu'un d'autre.
Yaptığın şey yüzünden başkalarının da acı çekmesini istemiyor musun?
Tu ne veux pas que quelqu'un d'autre souffre pour ce que tu as fais?
Bak, sen burada bekle, ve ben başkalarına sorayım.
Ecoute, attends ici, et je peux, um... J-Je vais demander aux autres.
- Hayır ama başkaları ediyor.
- Non, mais d'autres si.
Başkalarının arkasında yaşayan Oğlan Kralsın sen.
Vous êtes l'enfant roi qui vit derrière d'autres hommes.
Bütün hayatım başkaları tarafından düzenlendi. - Ama sen seçmekte özgür oldun.
Ma vie entière a été réglée par d'autres, et tu étais libre de faire tes choix.
Yarın başkaları içindir... 1959'da Nina'yı ilk kez kulübümde gördüğümde çok etkilendim.
Demain a été fait pour certains Quand j'ai vu Nina pour la 1re fois dans mon club en 1959, j'ai été impressionné. Elle était différente.
Sesi başkalarınınkinden çok farklıydı.
Sa voix était complètement différente de celle des autres.
Medeni haklar olayı birden ortaya çıkınca zaten hep hissettiğim şeyleri başkalarına da duyurabildim.
Quand ce mouvement a surgi soudainement, j'ai pu exprimer ce que je ressentais depuis tout ce temps.
Ve "Siyah ve güzelsem ki gerçekten öyleyim, biliyorum, başkalarının ne dediği umurumda değil."
"Si je suis beau et noir, c'est la vérité, et je le sais, peu importe l'avis des autres."
Başkalarıyla çıktığını biliyordum.
Je savais qu'elle voyait d'autres hommes.
Ama başkaları beni katil gibi gösterip dışarıda fink atarken ben burada kalmaya dayanamıyorum.
Mais je ne peux pas rester tranquillement ici tandis que quelqu'un se lève Et essaye de me faire passer pour une meurtrière.
Başkalarını tehlikeye sokmak için iyi bir mi oldun?
Trop bon pour mettre un gamin en danger?
Lucy başkalarının hayatına ışık tutardı ama kendikini hep saklardı.
Lucy exposait la vie des gens, jamais la sienne.
Başkalarının ölmesini istemiyorsan Rockwell'le konuşmamıza izin ver.
Je vous suggère de nous laisser parler à Rockwell.
Ona içki alsaydım başkalarından yardım alma umudu kalmazdı.
J'ai supposé que si je lui payais un verre, il espérerait tout le temps qu'un autre l'invite.
Bunu bana yapan kişinin hala dışarıda başkalarına zarar vermesini istiyorum.
Je veux que l'homme qui m'a torturée soit toujours en vie, soit toujours dehors, blessant d'autres personnes.
Bu saçmalıkları başkalarına anlat!
Economise ta salive foutu Irlandais! Quoi?
Başkaları da görüp yardım yollayacaklardır.
Quelqu'un va la voir, et cette personne va envoyer de l'aide.
Başkalarına zarar vermemize de neden olabilir.
Voilà comment on risque de blesser les autres.
İnsanlar başkalarının yanına uğradıklarında şarap götürürler.
Je voulais te rendre visite, et les gens apportent du vin quand ils... Vont voir quelqu'un.
- Başkaları da mı var?
- Il y en a d'autres?
Hastalıklı bir çocuk gibi görünmenin, başkalarının para kesesine ulaşmak için daha etkili bir yol olduğunu bulmuştun, değil mi?
Il a simplement trouvé qu'en apparaissant comme un enfant malade il était un levier plus efficace dans le porte-monnaie d'un étranger, oui?
Papaz hep başkalarının dertleri ile uğraşırdı.
L'aumônier a toujours pris soin des autres.
Geleçeği gören başkalarınıda biliyorum. Yüzüne vurmak için söylemiyorum.
Je ne vous demande de vous vanter.
Fazlası da var. Başkalarının istek ve korkularına alet olmaktan bıktım.
De plus, je suis fatiguée d'être utilisée comme un pion au gré des souhaits et des peurs d'autres personnes.
Ayrıca başkalarının görüşü gerçeğin gerçekliğini azaltmaz. - Tabii.
En plus, les opinions des autres personnes ne rend pas la vérité moins vraie.
Düzeltme ; başkalarının parası ondayken.
Quand il avait l'argent de tout le monde.
Seni unutmak ve başkaları ile olmak istemiyorum.
Je ne veux pas passer à autre chose, avec personne.
Başkaları da olabilir.
Il pourrait en avoir d'autres.
başka 730
başka bir isteğiniz var mı 22
başkan 645
başkanı 24
başka bir gün 31
başkan yardımcısı 27
başka zaman 121
başka biri mi var 22
başka yok 64
başkanım 138
başka bir isteğiniz var mı 22
başkan 645
başkanı 24
başka bir gün 31
başkan yardımcısı 27
başka zaman 121
başka biri mi var 22
başka yok 64
başkanım 138