Ben öyle değilim traducir francés
722 traducción paralela
Bütün arkadaşlarım çocukları onlarla zaman geçirmiyor diye şikayet ediyor ama ben öyle değilim.
Et tous mes amis se plaignent que leurs enfants ne veulent plus passer de temps avec eux, mais pas moi.
Ben öyle değilim. Yapabileceğim bir şey varsa.
Si moi, je peux faire...
Ama ben öyle değilim. Ve benim güvenliğim sana bağlı.
Et bien pas moi. et ma sécurité dépend de la vôtre.
Evet, fakat ben öyle değilim, otur yerine ve orada kal, o şekilde herkes daha güvende olur.
- Ça va mieux? - Oui. Vous avez de la chance, c'était votre tête qu'il visait.
Yani Aron çok iyi... ama ben öyle değilim.
Aron est si bon et moi pas.
Baban kolay biriydi. Ben öyle değilim.
Ton père était homme à se laisser faire.
Hayır, Ben öyle değilim.
Non, absolument pas.
Ama ben öyle değilim, değil mi?
Je ne suis pas comme ça?
Ben öyle değilim. Hayır.
Je m'y refuse.
- Bilemiyorum, belki bir dertleri vardır, öyleyse canları cehenneme, çünkü ben öyle değilim.
- Amen. - Peut-être qu'ils ont un vrai problème, mais je n'ai pas de pitié pour ça.
Ben öyle değilim.
Je suis pas comme ça.
Ama hayatındaki tek kadın ben değilim, öyle değil mi?
Mais je ne suis pas la seule, n'est-ce pas?
Ben o tiplerden değilim! O, evet, öylesin! Ve benden öyle kolay kurtulamayacaksın o aptal Reno boşanmasıyla!
Et pas question de divorce express.
Öyle deme. Asıl ben layık değilim.
C'est moi qui ne suis pas assez bien.
Bana öyle bakmayı kesmezsen, olacaklardan ben sorumlu değilim.
Si vous me regardez ainsi, je ne réponds plus de mes actes.
Fakat ben Mapes değilim. Öyle, ama kız bunu bilmiyor ki.
Ça, elle ne le sait pas.
Niçin ben öyle değilim?
Pourquoi ne le suis-je pas? Peut-être êtes-vous insatisfaite.
Artık genç ve kolay incinebilir değilim, ama genç kocam öyle idi ve ben neyse, boşver!
Je ne suis plus jeune, vulnérable. Mon jeune mari l'était, Iui. Et j'ai...
Ben öyle modern kocalardan değilim. Metin olup, dudağını ısıran ve her şeyi hassas bir şekilde konuşan kocalardan.
Je ne suis pas un mari moderne, qui reste digne, imperturbable, prêt à discuter.
- Tersten okuyorsun. - Öyle değilim ben.
– Je ne suis pas à l'envers.
- Çok komik ama ben muhabir değilim. - Öyle mi?
Très amusant, mais je ne suis pas reporter.
Ya öyle değilse? Biliyorsun ben muhbir değilim.
Je suis pas un indic!
Ben hiç öyle biri değilim.
Ce n'est pas mon genre.
Ben hanımefendi olacak kadar yaşlı değilim, öyle değil mi, Cecile?
J'adore ça. Je ne suis pas d'âge à être "Madame".
Ben çocuk değilim Anne. Bana öyle muamele etme.
Je ne veux plus être traitée en enfant.
Ben öyle hoş falan değilim.
Rien chez moi n'est joli!
- Ben polis değilim. - Öyle mi?
Je ne suis pas de la police.
Ben pek öyle değilim, ama sonuçta bu jonas'ın sorunu.
Moi, pas tant... C'est Jonas, surtout.
Kimi kandırıyorum ben? "Büyük Zeno." Hiçte öyle değilim.
Quelle farce. "Le Grand Zeno". Je n'ai jamais été grand.
Augusto öyle düşünmese de ben evliliğinize karşı değilim.
Je ne suis pas opposé à votre mariage même si Augusto le crois.
Söyledim ya, o öyle bir kız... Ben de değilim.
- Ce n'est pas le genre de fille à...
Yeterli değil mi? - Yani, ben yeterli değilim, öyle mi?
Je suis pas assez bien.
Ona öyle diyen ben değilim. Burada herkes ona öyle diyor.
Mais c'est les gens qui m'ont dit qu'il s'appelait comme ça...
Ben öyle biri değilim.
Je ne suis pas comme ça.
- Ben o kanıda değilim. - Öyle.
- Je n'en ai pas l'impression.
layık değilim ben! " Öyle bir şey söylemem asla.
Tu es une fille beaucoup trop bien pour moi... "
Öyle söyledi. Ben de onu test edecek yeterlilikte değilim.
Apparemment, et je ne me sens pas à la hauteur pour lui faire passer un test.
- Ben pek öyle gergin değilim.
Je ne me sens pas nerveux. Tant mieux.
Anlataydım da bütün okul yılbaşı gecesini hırsızın biriyle geçirdiğimi öğrenseydi, öyle mi? Ben hırsız değilim.
Que toute l'école sache que j'ai passé le réveillon avec un aventurier?
Öyle mi? Ben o kızlardan biri değilim ama.
Moi, je ne suis pas une de ces filles.
En azından ben öyle hatırlıyorum, emin değilim.
Enfin, je crois. Je ne sais plus.
- Kurnaz olduğunu düşünüyorsun, öyle değil mi? - Valla aptal değilim, elleri bağlı olanda ben değilim.
ni attaché.
Ben öyle biri değilim.
Je ne suis pas de ceux-là!
Ben aslında öyle bir insan değilim.
Ce n'est vraiment pas mon genre.
- Ben öyle bir kız değilim.
- Moi, ce n'est pas mon genre. - Une vedette, quel rapport?
Ben öyle biri değilim. Gidiyorum.
Ce n'est pas mon genre, j'y vais.
Ben öyle biri değilim.
Je ne le suis pas.
- Benim televizyonum yok. - Ben Vietnam'da senin kıçını kurtarıyordum. Ama yine de senin için yeteri kadar hippi değilim, öyle mi?
J'ai été au Viêt-nam mais je suis pas assez bien pour toi?
Ben öyle degilim.
Je ne m'esquive pas.
Ben öyle bir dansçı değilim.
C'est pas ce genre de danse.
Normal hayat süren insanlar var, neden ben de öyle değilim?
Beaucoup de gens ont des vies normales, pourquoi pas moi?
ben öyleyim 27
ben öyle düşünmüyorum 172
ben öyle demedim 40
ben öyle düşünüyorum 22
ben öyle bir şey demedim 33
ben öyle demezdim 26
ben öyle duymadım 16
değilim 815
ben öldüm 53
ben oldum 16
ben öyle düşünmüyorum 172
ben öyle demedim 40
ben öyle düşünüyorum 22
ben öyle bir şey demedim 33
ben öyle demezdim 26
ben öyle duymadım 16
değilim 815
ben öldüm 53
ben oldum 16
ben öleceğim 28
ben ölüyorum 52
ben onu seviyorum 16
ben onun 17
ben ona 29
ben özür dilerim 55
ben onu 25
ben olsam 77
ben öderim 70
ben olsaydım 38
ben ölüyorum 52
ben onu seviyorum 16
ben onun 17
ben ona 29
ben özür dilerim 55
ben onu 25
ben olsam 77
ben öderim 70
ben olsaydım 38