Benim için uygun traducir francés
383 traducción paralela
Uçuş planı benim için uygun, senin için de uygunsa tabii.
Le parcours me convient s'il te convient.
- Benim için uygun. İşleri yoluna koymak için benimle aynı odaya gireceksin.
On doit se voir chez le comptable.
Elbette. Benim için uygun.
Oui, je suis d'accord.
Benim için uygun, Bay Horgan.
Ça me va, M. Horgan.
Benim için uygun.
Approuvé par moi.
- Benim için uygun.
- Ça me convient.
- Yarın gece benim için uygun.
- Demain soir, ça m'irait.
- Benim için uygun.
- Ça me va.
Şu an benim için uygun Ben.
Maintenant, c'est très bien, Ben.
Benim için uygun.
Ça me convient.
Hangisi olursa olsun, eminim, benim için uygun olacaktır.
L'une d'elles me conviendra parfaitement.
Tişört için teşekkür ederim, ama bunun benim için uygun olduğunu sanmıyorum. Neden?
Merci pour le T-shirt, mais je ne pense pas que ce soit pour moi
Perşembe benim için uygun.
Jeudi, pour moi c'est bon.
Bu gece gerçekten benim için uygun değil.
Ce soir, ça tombe mal.
" Torunuma şu isimlerin konması benim için uygun :
" Pour mon petit-fils, ces noms sont acceptables :
Her zaman benim için uygun.
Pars quand tu veux!
- Pekala, benim için uygun.
Cela me convient.
Ve kardeşimin karısı ile evlenme önerin benim için uygun değil.
Et ta suggestion d'épouser la femme de mon frère est inopportune.
Ben burada iş için beklerken benim için uygun bir şey ayarlar mısın?
Je peux me rendre utile pendant que j'attends mon boulot?
Benim için uygun...
Ca me convient... Oh non.
Benim için çok uygun.
ça m'irait parfaitement.
Ama bu durum benim için daha uygun şu anda.
En ce moment, ça m'arrange.
Dük için uygun olan benim için de uygun.
Ce qui vaut pour un duc me convient bien.
Benim için uygun.
Ça me va.
Ve seninle temas kurmaya çalışmak benim için çok da uygun olmaz.
Il serait déplacé de ma part de tenter d'entrer en contact avec vous.
Sıra bendeyse, Sezar'ın öldüğü saatten daha uygun bir saat olmaz benim için.
Si je le suis, l'heure où César est mort me va.
Fikir beyan etmek benim için uygun olmaz.
Je ne suis pas vraiment qualifiée pour m'immiscer dans vos affaires.
Aslında, düzenlemeleri ne kadar çabuk yaparsan, benim için daha uygun olacak.
En fait, plus tôt vous prendrez vos dispositions, plus ce sera commode pour moi.
Üstlerime asılsız ithamlarda bulunduğum için... benim orduda kalmamın uygun olmadığını düşünüyorsunuz.
Vous voudriez que je dise que je ne peux plus rester dans l'armée car j'ai encouru l'hostilité de mes supérieurs hiérarchiques.
Odalar benim için çok uygun Bayan Wilberforce.
vos chambres font parfaitement mon affaire.
Sebebi o değil,.. ... banliyöde kalmak benim için pek uygun olmaz.
Ce n'est pas ça... mais la banlieue, c'est pas très commode pour moi.
Dün, satıldıklarında benim mezatçı olabileceğimi vaat ettiğinizi... hatırlatmak için belki bu uygun bir zamandır, Ekselans.
Peut-être est-ce le moment de rappeler à Votre Altesse... que vous m'avez promis de me faire agent de leur vente aux enchères.
Uygun olmadığım işleri yaptığım için, bu benim cezamdır ve babamın işlerini ihmal ettiğim için.
C'est ma punition pour avoir fait ce qui dépasse mes compétences, et d'avoir négligé les affaires de mon père.
Uygun olmadığım işleri yaptığım için, bu benim cezamdır ve babamın işlerini ihmal ettiğim için.
C'est ma punition, pour avoir fait ce qui dépasse mes compétences, et avoir négligé les affaires de mon père.
- İkisi de uygun benim için. - Çok güzel.
- Les deux me conviennent.
Ve sana da açıkça söylüyorum. Benim için en uygun zamanda.
Et je vous les exposerai en temps utile.
Sizin gibi nüfuzlu biri, eski, yaşlı ve sadık hizmetkarı için, uygun bir iş bulabilir mi? Sizden, itaatle, benim için araya girip, sıcak bir tavsiyede bulunmanızı rica ediyorum.
Si Votre Seigneurie pouvait connaître où trouver pour un vieux et fidèle serviteur là-bas un poste convenable, je la requerrais en toute obéissance d'y déposer pour moi une très-grâcieuse recommandation : je ne manquerais pas de m'appliquer de mon mieux
Ve bu onlara uygun ise benim için ölmek uygundur.
Et si ça les arrange, je préfère mourir.
Şuradaki yatak benim için gayet uygun.
Ce lit est parfait.
Bu son olay benim doğama uygun değil. Amaçlarım için kötü oldu. Sonu böyle olamaz.
L'incident qui vient de se produire... est si banal, mais a eu des conséquences si terribles... que ce ne peut être un hasard.
Bilsem bile böyle meseleler benim için konuşmaya uygun değil.
Et si je le savais, je ne vous dirais probablement rien.
Burası benim için uygun.
Celui-là me va.
Kayınbiraderine benim için bir mesaj ver. Uygun bir şey olsun.
Dites un mot de ma part à votre beau-frère.
Anlıyorum. Benim için çok çalışıyor. Emzirmesi uygun değildi.
Il est vrai qu'elle m'assiste beaucoup, ce n'était guère commode.
Benim gibi bilgili ve edebi bir kişi için çok uygun.
Charge importante... qui sied à mon naturel studieux... d'homme de lettres.
Sana onu ayarlamak benim için çok kolay ve o senin için çok uygun bir aday.
Ce sera facile à arranger, et ça te conviendra parfaitement.
- Peki, herşey uygun benim için.
Tant mieux, ils seront tous pour moi.
Benim için uygun.
C'est suffisant pour moi.
Ve benim gibi acemi bir çiftçi için nasıl birisini uygun görüyorsunuz?
Quelle femme verriez-vous pour un futur fermier?
- "Her zamankinden" benim için de uygun.
- Comme d'habitude, moi aussi.
Benim gibi bir anneleri olması çocuklar için uygun olmazdı.
Il ne serait pas bon pour vos enfants de m'avoir comme mère.
benim için fark etmez 98
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39
benim için 458
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39
benim için 458