Benim için önemli değil traducir francés
352 traducción paralela
Kim olduğun, nerden geldiğin benim için önemli değil.
- D'où je viens? - Peu importe tes antécédents.
Köprü benim için önemli değil.
Moi, le pont m'est égal.
Başka hiç kimse benim için önemli değil.
Tu es tout pour moi.
Gerisi benim için önemli değil.
Rien d'autre ne compte.
Onun ne düşündüğü benim için önemli değil!
Peu importe! Qu'elle se trompe!
Çok ılık, benim için önemli değil.
Il fait très chaud, mais ça ne me dérange pas.
- Benim için önemli değil!
- Ça ne compte pas pour moi!
- Söylediklerinde ciddiysen. Para benim için önemli değil. Benim işim var.
Si vous parlez sérieusement, l'argent ne m'intéresse pas.
Aşk artık benim için önemli değil.
L'amour ne compte plus pour moi.
Benim için önemli değil.
Moi, vous savez, les sœurs, ça m'est égal.
İşin çok olması veya ne kadar çok çalışmam gerekeceği benim için önemli değil.
Peu m'importe le nombre d'heures.
Ama konfor benim için önemli değil.
Mais je ne dois pas penser au confort.
Ama bunların hiç biri benim için önemli değil, efendim.
DOCTEUR : Mais rien de tout cela ne m'importe, sire.
Benim için önemli değil.
Ça ne me dérange pas.
Ama bu benim için önemli değil.
Ça n'aura aucune importance.
Benim için önemli değil sana olduğu kadar bana da yabancılar.
Ça m'est égal. Ce sont aussi des étrangers pour moi.
- Umurumda değil. - Benim için önemli değil. - Benim için de fark etmez.
En ce qui me concerne, quand tu veux.
- Görünüş benim için önemli değil. Söyledim sana :
- Non, pour moi, le physique n'a pas d'importance.
Para benim için önemli değil. Birlikte çalıştığımız sürece bunun bir önemi yok.
Le fric, je m'en fous.
Paramın nereden geldiği benim için önemli değil.
Je me fiche d'où vient mon argent.
Nerede yapacağımız benim için önemli değil.
Moi, ça m'est égal.
Önümüzde zοrlu günler νar... ama artιk benim için önemli değil.
Nous avons des jours difficiles devant nous, mais ça m'importe vraiment peu maintenant,
Biraz gecikme benim için önemli değil, Jack.
Je me fiche du retard, Jack.
Öyleyse sormam gerekmez çünkü benim için önemli değil.
Ah bon? C'est bête de te poser cette question... Tu sais pour moi, ça n'a pas d'importance.
Yani... benim için önemli değil.
Enfin... C'est pas que je refuse.
Benim için hala bir yabancısınız, ama bu önemli değil.
Vous êtes encore un étranger pour moi, mais ça ne fait rien.
Senin için önemli değil fakat benim için önemli.
Pour toi, ça veut pas dire grand-chose, mais pour moi...
Onun benim için aynı şeyi düşünmesi daha önemli değil mi?
Il est préférable que ce soit moi qui lui plaise.
Benim için çok önemli değil.
Ça n'a pas d'importance pour moi.
Benim için önemli olan para değil, sensin, biliyor musun bunu?
Je suis avec vous. Il n'y a que vous qui comptez.
Charlie benim için o kadar önemli değil.
Dans ma vie, il n'est pas grand-chose.
- Benim için o kadar önemli değil. Hiç önemli değil.
Ça ne m'intéresse pas du tout.
Romanımın benim için ne kadar önemli olduğunu biliyorsun değil mi?
Mon roman compte beaucoup.
Maaştan bahsetmiyorum, maaş benim için en önemli şey değil. Çalışmakla daha çok ilgileniyorum, Bay Ward.
Je ne demande pas un salaire élevé... mais un travail plus intéressant.
Önemli değil. Benim için önemli.
Moi, ça me dérange.
Onun değil, sizin yardım etmeniz benim için ne kadar önemli, bir bilseniz.
Si seulement vous saviez comme je préférerais votre aide.
Kahramanlığı, yıllar önce, kahramanlara bıraktım ben ve artık bu ülke diğer ülkelerden daha önemli değil benim için.
Jadis, je laissais l'héroïsme aux héros. Je ne me soucie pas plus de ce pays que d'un autre.
Sode'ye kafayı takmış gibi görünüyorsun, ama bu benim için önemli değil.
Mais ce n'est pas très important.
Hatta tiyatro bileti benim için olmasa da önemli değil.
Même si le billet de théâtre n'était pas pour moi.
Sence bu benim için önemli bir şey değil mi? Ne hissediyorum sanıyorsun?
Tu crois que ça n'a pas d'importance?
Benim için önemli biri değil.
Ça m'est égal.
ismimi söylemen benim için en büyük mutluluk Önemli değil!
Ce n'est rien.
Benim için ne hissettiğin, ya da sevip sevmediğin önemli değil sadede yanımda olmanı istiyorum.
Je ne sais pas si tu m'aimes bien, mais moi, tu me plais.
Senden başka kimse önemli değil benim için.
Personne ne compte, sauf toi.
Önemli değil. Benim için endişelenmeyin.
Oh, vous en faites pas pour moi!
Benim için çalışmak istersen, önemli değil
Si vous souhaitez travailler pour moi, vous êtes le bienvenu.
- Para benim için önemli degil.
- Cela prend du temps... - L'argent n'est pas un problème.
Benim için de önemli değil.
Moi non plus.
Benim için önemli bir şey değil.
Je veux dire... pour moi c'était clair.
- Önemli değil. Benim için bu sıcak bir karşılama.
D'habitude, c'est encore moins cordial.
Dur bir dakika Benim için önemli olduğundan değil ama..... koca barda o defterde olmayan tek kişi benim.
Attends... Attends un peu. Ne t'imagine pas que je trouve ça important, mais tu as cité tout le monde, sauf moi.
benim için fark etmez 98
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39