Bir anlaşmamız var traducir francés
302 traducción paralela
Yeni bir anlaşmamız var, bir sürü heyecan yaşadık ve bu gece kasabaya gidiyoruz, sadece ikimiz. İlginç.
On a décroché un nouveau contrat, on s'est bien amusés, on s'apprête à sortir en tête-à-tête.
Bir anlaşmamız var.
NOUS nous arrangeons.
Bizim bir anlaşmamız var. Bu daha önemli.
Notre affaire est plus importante.
- Ama komiserim... - Bana yerini... - Komiser ile olan bir anlaşmamız var!
Nous avons un accord...
- Bak, bir anlaşmamız var. Ben kendi sözümü...
- On avait un marché, et j'ai fait...
Bir anlaşmamız var. Kendi sözünü yerine getiremedin.
Vous n'avez pas respecté votre part du marché.
Aşikaga'daki patron Shotaro ile bir anlaşmamız var.
Nous avons un arrangement avec le chef Shotaro de Ashikaga.
Umarım Morgan Allen'in aptallığı yüzünden bizi suçlamıyorsunuzdur... çünkü onun dışındaki bizlerin sizinle bir anlaşmamız var.
Ne nous tenez pas rigueur de la stupidité d'Allen. Nous, on s'est engagés avec vous!
Aslında, üretici firma ile şöyle bir anlaşmamız var.
On a un spécialiste.
- Sanırım bir anlaşmamız var.
- Alors, marché conclu?
Bir anlaşmamız var.
On a un petit deal.
- Başka bir anlaşmamız var.
- On a un autre marché.
Bir anlaşmamız var :
On a un arrangement.
Bizim Çinlilerle bir anlaşmamız var.
On a fait un pacte avec les Chinois.
Bir anlaşmamız var Bay Dalton.
On est d'accord, M. Dalton.
Her zamanki gibi. Bir anlaşmamız var.
Nous avons conclu un marché :
Bu gece The Bay'da bir anlaşmamız var.
J'ai arrangé une rencontre avec Shing ce soir à Surf Bay.
Çünkü bir anlaşmamız var.
On a un accord. Pourquoi il le ferait pas?
Bunu önledik ve yapılacak bir anlaşmamız var.
Nous avons limité les frais, le contrat est sur la table.
Bizim bir anlaşmamız var.
On a un contrat.
- Doğulularla bir anlaşmamız var.
- On a un contrat avec eux.
Maalesef komutanınız AshIey-Pitt ve benim bir anlaşmamız var.
malheureusement, votre commandant, Ie capitaine AshIey-Pitt et moi-même nous sommes mis d'accord.
Ama şimdi bir anlaşmamız var, ve yardım edebilecek pozisyondayız.
Mais maintenant, nous avons un traité et sommes en mesure de vous appuyer.
- Bir anlaşmamız var.
- Nous avons un accord.
Seninle bir anlaşmamız var.
Nous avons signé un contrat.
Bir anlaşmamız var ve onu yerine getireceğim.
Nous avons signé un contrat et j'ai promis de le respecter.
Bir anlaşmamız var, unuttun mu?
On a un marché, vous vous souvenez?
- Gerçekten bir anlaşmamız var.
- Absolument.
O zaman gidip, bakalım. - Onunla bir anlaşmamız var.
Alors allons-y!
Konsey ile bir anlaşmamız var. Onlar, hükümetin işine karışmazlar, bizde ruhani meselelere. Bu anlaşmanın üzerinden yüzyıllar geçti ve şu ana kadar gayet iyi işledi.
Le Conseil ne s'implique pas dans les affaires du gouvernement et nous ne nous impliquons pas dans les affaires spirituelles.
Fakat sorun yok. Bir anlaşmamız var.
C'est pas grave, on a un compromis.
- Şimdi hatırla... bir anlaşmamız var, değil mi?
Souvenez-vous qu'on a fait un marché!
- Hayır... bizim bir anlaşmamız var.
- C'est un trouillard. - Non, on a un accord.
Senin teklifini yapmak istemediğimden değil, ki bu başka bir konu... ama önceden açıkladığım gibi... Malthus ve benim bir anlaşmamız var.
J'aimerais beaucoup, mais Malthus et moi avons un accord.
Sizinle bir anlaşmamız var.
Nous avons un accord.
- Şimdi yeni bir anlaşmamız var.
- Je l'ai modifié.
Neden olsun ki? Onlarla bir anlaşmamız var.
Pourquoi le ferait-il?
O zaman artık senle bir anlaşmamız var.
- Alors, marché conclu.
Savunmamızı iyileştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Eğer bir savaşa giriyosak bun kazanma niyetindeyim. Bir anlaşmamız var.
Commencez à modifier nos systèmes d'armement et de défense. J'ai bien l'intention de remporter cette bataille.
- Hayır, bekle... bizim bir anlaşmamız var.
Non, attends... nous avons un accord.
Şu an bir anlaşmamız var.
On vient de conclure un marché.
İyi bir anlaşmamız var. O silahları yapar, ben kullanırım.
On a un bon compromis, il fabrique les armes, je les utilise.
Bunun için çok üzgünüm. Bir anlaşmamız var sanıyorduk.
Je suis vraiment désolé pour tout ça. nous étions sensés avoir un accord.
- Bir anlaşmamız var, senin ve benim.
On a signé un contrat.
Bir anlaşmamız var.
On a un accord.
Biz kullanıyoruz. Yeni kostümlerimiz ve anlaşmamız var. Büyük bir iş.
C'est notre grand numéro, nous avons les costumes et tout...
Arazimde avlanma hakları var. Bu anlaşmamızın bir parçasıydı.
Ils ont gardé le droit de circuler sur mes terres.
Bizim anlaşmamız için sizin sadece yarım bir 100 dolara ihtiyacınız var.
Il vous manque 1 / 2 billet de 100 dollars pour traiter avec moi.
Eğer iş yapmak istiyorsan ki seninle bir iş anlaşmamız var. Bu iyi değil. Bunu unutmamanı istiyorum.
Si tu veux qu'on fasse affaire, ne me fais plus ce coup-là.
Saldırı riski arttırır. Önemsiz. Bizim, bir anlaşmamız var.
Le risque d'attaque a augmenté. C'est ma seule garantie contre l'assimilation.
Susan'ı hiç bir yere götürmüyorsun. Bu ne demek oluyor? Anlaşmamız var.
Tu n'emmèneras Susan nulle part.
bir anlaşmamız vardı 48
anlaşmamız vardı 26
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
anlaşmamız vardı 26
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
varsın 16
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
bir ay sonra 33
bir anda 56
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
bir ay sonra 33
bir anda 56
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
bir an 49
bir at 67
bir adam 202
bir aptal 17
bir arkadaşım var 42
bir ay önce 34
bir araba 43
bir an önce 40
bir ay içinde 20
bir anlamda 46
bir at 67
bir adam 202
bir aptal 17
bir arkadaşım var 42
bir ay önce 34
bir araba 43
bir an önce 40
bir ay içinde 20
bir anlamda 46