Bir bakar mısın traducir francés
798 traducción paralela
Dipte mavi çakıl mı var, bir bakar mısın acaba?
Tu n'as pas trouvé des cailloux bleus au fond?
O da isterse, bir bakar mısın?
Tu l'examineras si elle veut?
Yolunuz üzerindeyken gelip bir bakar mısınız?
- Non, ma sœur. - Ah? En montant chez vous, frappez à sa porte.
- Doc, şu parmağıma bir bakar mısın?
Toubib, regardez ce doigt.
Bir bakar mısın?
Il faut que tu m'aides d'une façon ou d'une autre.
Pop'ın omzuna bir bakar mısın Doktor?
Une spéciale pour Pete.
Efendim, şuraya bir bakar mısınız?
Regardez là-bas, mon colonel.
Gittiğinden emin olmak için bir bakar mısınız?
Voulez-vous vous en assurer?
Hey Jed, sol arka nala bir bakar mısın?
Jed, jette un oeil à son fer postérieur gauche, veux-tu?
Carol, bir bakar mısın?
Veux-tu voir si c'est exact?
Klistron vericisi gözlem ünitesi için yaptığım montaja bir bakar mısınız?
Veuillez verifier l'assemblage realise... pour le moniteur du Klystron-emetteur- -
- Paul, gelip bir bakar mısın?
Peux-tu venir jeter un oeil?
O taraflara yolun düşerse bir bakar mısın?
Veux-tu y aller pour moi?
Kahve fincanı bir bakar mısın?
Regardez un peu cette tasse.
Numarayı unuttum. Bir bakar mısınız?
Rappelez-moi son numéro de chambre.
Sandro onunla mı, bir bakar mısın? Odasında değil. Kusura bakma, ama...
Sandro doit être avec lui, sa chambre est vide.
Gidip, şu karına bir bakar mısın?
Iras-tu voir ta femme?
Bir türlü çalıştıramıyorum. Bir bakar mısınız?
Je ne sais pas le faire fonctionner.
Kay, şuna bir bakar mısın?
Tu vois ce qui arrive, Kay!
Efendim gelip buna bir bakar mısınız lütfen?
Monsieur, pourriez-vous venir ici et jetez un oeil à cela, s'il vous plaît?
Benimle aşağı gelip, bir bakar mısın?
Tu veux bien venir voir ça avec moi?
Şuna bir bakar mısın?
Regarde-moi ça!
Hey, şuna bir bakar mısınız?
Hé, regardez-moi ça.
Şuna bir bakar mısın?
Regarde.
Bir şey söylesem kusuruma bakar mısınız, Bayan Judith?
Je peux parler franchement? Allez-y.
- Bir saniye bakar mısınız? - Tabii.
Je peux vous voir?
Profesör Quintana, benim için bir şeye bakar mısınız... Tate'in'Doğu Felsefesi'nde?
Professeur Quintana, pouvez-vous vérifier quelque chose... dans "La philosophie orientale de Tate", je vous prie?
" Ve lütfen arada bir resme bakar mısın?
" et regardez-moi de temps en temps.
Bir dakikalığına benim yerime bakar mısın, Peder?
Surveillez le champ droit, s'il vous plaît, mon Père.
Bu gece arada bir değneğime bakar mısın?
Ce soir, voudras-tu bien regarder ma baguette de temps à autre?
Şu çello çalana bir bakar mısınız?
Regardez la violoncelliste!
Bir saniye bakar mısınız? Dikkat dikkat.
Votre attention, messieurs...
bir dakikalığına bakar mısın buna?
Tu me la gardes?
İğrenç bir şey, olaya bakar mısın.
Clem Otis, c'est dégoûtant, voilà tout.
Bir bakar mısın sevgilim?
Cherche-la, chéri.
Teşekkürler efendim. - Bir dakikalığına yerime bakar mısın Edna?
Remplace-moi un instant.
Eğer halkın yararıyla ilgili bir şeyse bir yana şerefi koy, bir yana ölümü, ben aynı gözle bakarım ikisine de.
S'il s'agit du bien public, perdre l'honneur ou la vie ne compte plus pour moi.
Ama herkesin bildiği bir şeydir, aşağıda olanların yükseklerdedir gözü. Merdiven çıkanın yukarıya çevriktir yüzü ama son basamağa ulaştı mı bir kez merdiven çevirir sırtını bulutlara bakar hor görüp birer birer basıp çıktığı basamakları.
Mais on voit souvent l'humilité servir d'échelle à l'ambitieux qui grimpe tourné vers elle, mais une fois en haut, lui tourne le dos et regarde les nuages, méprisant les degrés du bas qu'il a gravis.
Gelip tek bir tabelama bakar mısın?
Viendras-tu voir au moins un panneau avec moi?
Babacık, bebek için temiz bir çocuk bezi var mı bakar mısın?
Papa, prends-moi une couche sèche pour le petit.
Verrico, Mondello, bir saniye bakar mısınız?
Verrico, Mondello, venez un moment, s'il vous plaît.
Bir dakika bakar mısınız efendim?
On peut vous parler, commandant?
Şuna bakar mısınız? Bu bir atlı karınca atı.
C'est bien ce qu'on appelle un cheval de bois!
- Bir dakikalığına yerime bakar mısın?
- Tu peux me remplacer une seconde?
taze çilek, taze... işler ters gittiği zaman açıp ona doya doya bakarım... ve onu bir hazine gibi saklarım... bütün hayatım boyunca... bugün süt alacak mısınız?
De belles fraises bien mûres! Pour que chaque jour je les voie Quand tout n'est pas rose
- Çantanı katıştırmayı bırakıp bir kez olsun yüzüme bakar mısın lütfen?
- Arrête avec ton sac, et regarde-moi pour une fois, s'il te plaît.
Arkamda bir sarışın varmış gibi kendimi hazırlayıp..... kendimi yakışıklı ve harika hissettiğim zaman dönüp bakarım aynaya!
Je me prépare, comme si j'allais charmer une jolie blonde. Et quand je sens que j'assure, je me retourne.
Harrison çevre veri yollarını kontrol edip yeni bir 2-3'lük dizi oluşup oluşmadığna bakar mısın?
Harrison... Vérifiez les paramètres et voyez si en combiner deux produit un nouvel effet.
- Bir kez bakar mısın?
- Jettes-y un coup d'oeil.
Mike, benim kısıma bir süreliğine bakar mısın?
Mike, sois gentil, occupe-toi de mon vestiaire un moment, d'accord?
Bunlar bir daktilocuda tanışmışlar. İşe bakar mısın? Jim kırık bir harfi yaptıracak, Ken ise şerit alacakmış.
Ils se sont rencontrés dans une boutique où ils faisaient réparer leur machine à écrire.
bir bakarım 16
bakar mısınız 174
bakar mısın 103
misin 24
mısın 19
bir bira 56
bir bak 140
bir bardak su 34
bir bilsen 22
bir bardak su alabilir miyim 42
bakar mısınız 174
bakar mısın 103
misin 24
mısın 19
bir bira 56
bir bak 140
bir bardak su 34
bir bilsen 22
bir bardak su alabilir miyim 42
bir bakıma 183
bir bebek 44
bir bardak 18
bir baksana 40
bir bakabilir miyim 22
bir bu eksikti 116
bir beyefendi 18
bir baba 17
bir bakalım 968
bir bayan 21
bir bebek 44
bir bardak 18
bir baksana 40
bir bakabilir miyim 22
bir bu eksikti 116
bir beyefendi 18
bir baba 17
bir bakalım 968
bir bayan 21