English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Bir başlangıç

Bir başlangıç traducir francés

5,306 traducción paralela
Yeni bir başlangıç yapmamız gerekiyordu.
On avaient besoin d'un nouveau départ.
Mütevazı bir başlangıç.
Qu'il avait débuté humblement.
- Yapma. Başımızdan geçen onca saçmalıktan sonra yeni bir başlangıç olur.
Après toutes les merdes qu'on a vécues.
Bu yıla kötü bir başlangıç yaptık ama umarım geri kalan zaman hepimiz için iyi geçer.
Vous savez quoi...? Je pense que même si elle a mal commencé, ce sera une grande année pour tous.
Sana parayı yeni bir başlangıç yapasın diye vermedi.
Il ne t'a pas donné tout cet argent pour que tu repartes à zéro.
Beni şu terapiste götürdü ve adam bana temiz bir başlangıç yapmam gerektiğini söyledi.
Ils m'ont fait parler à ce thérapeute, et il disait que j'avais besoin d'un nouveau départ.
Belki de bu ; Bardottalı'lar ve Jedi'lar için yeni bir başlangıç olur.
C'est peut-être l'occasion d'un nouveau départ pour les Bardottans et les Jedi.
Sadece bir ses olur ama bu da bir başlangıç.
Pourrait bien être une seule voix, mais c'est un départ.
Evet, sert bir başlangıç oldu bizim için ama ilerleyen zamanda yakınlaştık.Ben de onu nedimem yaparsam ona ailenin bir bireyi olduğunu gösterebilirim diye düşündüm.
C'est vrai, nous avons eu des débuts difficiles, mais nous nous sommes vraiment rapprochées, et je pensais que faire d'elle ma demoiselle d'honneur serait une bonne façon de lui montrer qu'elle fait partie de la famille désormais.
Benim için inanılmaz bir başlangıç.
C'est un bon début pour moi.
Mm. Gregson, iyi bir başlangıç yaptı
Gregson m'a tuyauté.
Yeni bir başlangıç yapmayı öğreniyoruz.
Nous apprenons comment appliquer les bases.
Benim için yepyeni bir başlangıç.
C'est un nouveau départ pour moi.
Yeni bir başlangıç falan...
Nouveaux départs et tout le reste.
Etrafına bir bak. O ve ben yeni bir başlangıç yaptık.
Elle et moi avons pris un nouveau départ.
- Siktir git. - Bu da bir başlangıç.
C'est un début.
Irzu gezegeni değiştirmek ve seçtikleriyle yeni bir başlangıç yapmak istiyor.
Irzu veut terraformer la planète et recommencer avec quelques élus.
Charles bunun beyaz bir sayfa açmak için iyi bir fırsat olduğunu düşünüyor. Yeni bir başlangıç için.
Charles pense que cela pourrait être... une façon de repartir du bon pied, un nouveau départ.
Efendim, tuhaf bir başlangıç yaptığımızı biliyorum. Bundan dolayı işleri yoluna sokmak için sırada Santiago'yu getirmek istiyorum.
On a commencé bizarrement, donc pour bien reprendre, je propose qu'on appelle Santiago.
Bu bir başlangıç dairesi ve 33 yaşımda bunu fark etmem benim hatam.
C'est un appartement de départ, et c'est ma faute pour avoir commencé à 33 ans.
O taze bir başlangıç ​ ​ istediği gibi Um... öyle.
C'est comme si elle voulait prendre un nouveau départ.
Bu bir başlangıç.
C'est un début.
Buraya yeni bir başlangıç yapmaya geldi.
Elle est venue pour un nouveau départ.
Sadece bu ülke için değil, tüm insanlık için bugün yeni bir sayfa açıp, yeni bir başlangıç yapacağız.
Aujourd'hui, nous commençons un nouveau chapitre, un nouveau début... pas seulement pour ce pays, mais pour toute l'humanité.
Yeni bir başlangıç yapabilirsin.
Un nouveau départ.
Sadece yeni bir başlangıç yapmak için.
La recherche d'un nouveau départ.
Yeni bir başlangıç.
Notre nouveau départ.
Geçen gün kötü bir başlangıç yaptık.
On est parties du mauvais pied.
Bu iyi bir başlangıç.
C'est un bon début.
Belki de yeni bir başlangıç olur.
Peut-être... que c'est un nouveau départ.
Konuşacak çok şey vardı ama bu da bir başlangıç.
Il y a beaucoup plus à dire, mais c'est un début.
Ama yeni bir başlangıç, yeni bir yatağı haketmiyor mu sence de?
Je sais mais on va s'en occuper. Mais tu ne penses pas qu'un nouveau départ mérite un nouveau lit?
Oraya gidip, yeni bir başlangıç yapabiliriz.
On pourrait aller là, recommencer à nouveau.
Başlangıç için iyi bir nokta gibi görünüyor.
Ça me semble un bon début.
- Çünkü ben bu kısmında iyiyim ilişkilerin başlangıçlarında ama nihayetinde her zaman onları mahvetmenin bir yolunu buluyorum.
- C'est pourquoi, Je suis vraiment bien, a ce stade de notre relation, mais je trouve toujours un moyen... de tout détruire.
Eğer bir yangın başlangıç ​ ​ nelerdir?
Vous allumez un feu? J'ai les mains froides.
Bu söz, o kadar büyük bir arkadaşlığın başlangıcı oldu ki 103 tane hatıra defteriyle anlatmam gerekti.
De cette promesse, naquit une amitié si grande qu'elle tient sur 103 albums.
Ama dönen bu çubuk uygarlığımız üzerindeki etkilerinin büyüklüğü göz önüne alındığında ateşlenen tüm silahları ve patlayan tüm bombaları gölgede bırakan bir devrimin başlangıcıydı.
Cette aiguille qui tourne est le début d'une révolution qui éclipse tous les coups de feu et les bombes qui ont explosé par l'effet qu'elle a eu sur notre civilisation.
Tüm potansiyelimizin bilgi havuzunun bir zamanlar ne kadar kırılgan olduğuna çocukluğumuzun ne kadar tehlikeli olduğuna başlangıç konumlarımızın ne kadar mütevazi olduğuna ve ne kadar fazla nehir geçmemiz gerektiğine hayretler içinde bakacaklar. Ta ki yolumuzu bulana kadar.
Ils s'émerveilleront de la vulnérabilité de l'entrepôt où tout notre potentiel résidait, de la dangerosité de notre prime enfance, de l'humilité de nos débuts, de combien de rivières on a dû traverser... avant de trouver notre chemin.
Birlikte uzun mesafeler katettik. Bir atomun kalbinin derinliklerinden kozmik ufkun sınırlarına zamanın başlangıcından, uzak geleceğe...
Nous avons fait un long chemin ensemble, des profondeurs du cœur de l'atome jusqu'aux limites de l'horizon cosmique et des débuts du temps au lointain avenir.
Uygun bir isim midir? Sanırım siz ona "başlangıç hastası" diyorsunuz.
Je suppose que vous pouvez l'appeler "patient zéro."
Başlangıçta nazik bir öpücüktü dudaklarımız efil efil birbirine dokundu.
C'était un baiser doux d'abord, les lèvres se touchant doucement.
Trenton, Philadelphia'ya bir saldırı için başlangıç noktası olarak hazırlanıyordu.
Trenton allait être utilisé comme point de rassemblement pour attaquer Philadelphie.
Tamam, ama bu boktan sandalye sizin için yeni bir geleceğin başlangıcı olabilir.
Très bien, mais ce fauteuil merdique pourrait être le début d'un nouveau futur pour vous.
Harika bir başlangıçtı.
C'était un excellent 1er jour.
Kaos kuramına göre, deterministik sistemde bile davranışı tanımlayan denklemler lineer değilse başlangıç hâlindeki ufacık bir değişim katastrofik ve tahmin edilemez sonuçlar doğurabilir.
La théorie du chaos suggère que même dans un système déterministe, si les équations qui décrivent ses comportements sont non-linéaires, un petit changement dans ses conditions initiales peut amener à un résultat cataclysmique et imprévisible.
Başlangıç olarak bu aralar revaçta bir hamur işi.
Une pâtisserie hybride à la mode pour commencer.
Başlangıç sonuçlarına göre bu ölümü şu an şüpheli bir cinayet olarak sınıflandırdık.
Les rapports préliminaires font que nous classons la mort comme homicide présumé.
Yeni, iyi bir şeyin başlangıcı gibi hissettirdi.
C'était comme le commencement de quelque chose de nouveau, de bien.
Herhangi yeni bir yerde başlangıç zordur... -... senin hak ettiğin... - herhangi bir adaya gösterilecek olan muamele.
Débuter dans un nouvel endroit est difficile, et tu mérites... d'être traitée comme tous les autres stagiaires.
- Hepsini başlangıcı sayılır bir nevi.
- C'est comme ça que a commencé.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]