Bunu bir düşünün traducir francés
224 traducción paralela
Bunu bir düşünün.
Réfléchissez-y.
- Evet, bunu bir düşünün.
- Oui. Pensez-y.
Hayır. Bunu bir düşünün.
Reprenez-vous!
Bunu bir düşünün, Bay Cochrane.
Réfléchissez, M. Cochrane.
Bunu bir düşünün.
Pensez-y.
Siz bayanlar tek başınıza kalacaksınız, bunu bir düşünün. Bay Rowe!
Et vous resterez seules avec vos pensées.
Bu nasıl görünecek? Bunu bir düşünün.
Vous aurez l'air de quoi?
Bunu bir düşünün, Sayın Kardinal.
Pensez-y, Votre Eminence.
İsterseniz bu gece bunu bir düşünün.
Pourquoi ne pas dormir là-dessus?
Bunu bir düşünün.
Réfléchissez un peu.
- Bunu bir düşünün.
- Il faut réfléchir.
Bunu bir düşünün.
Bien.
Bunu bir düşünün Rahibe.
Réfléchissez, ma sœur.
Bir an için bunu bir düşünün.
Tu ferais bien d'y réfléchir.
- Bunu bir düşünün.
- Réfléchissez.
Ama bunu bir düşünün.
Mais pensez-y.
Şimdi bunu bir düşünün. Bu HİÇ MANTIKLI DEĞİL!
Si l'on y réfléchit, ça n'a aucun sens.
Tamam, bunu bir düşünün o zaman.
Alors, réfléchissez, hein?
Tamam, siz bunu bir düşünün. Olur mu?
Réfléchissez-y.
Bunu bir düşünün.
Je vous laisse réfléchir.
Durun, bir dakika için bunu bir düşünün.
Attends, réfléchis-y une minute.
Bunu, bana yapacağınız büyük bir iyilik olarak düşünün.
Je verrais ça comme une grande faveur personnelle.
Bunu iyi düşünün beyler, sadece bir dolar!
Pensez-y, Messieurs. Un dollar.
Televizyon içinde olduğunuzu düşünün izleyici her an sizi kapatabilir ve bunu engellemek için hiç bir şansınız yok.
Essayez d'imaginer la terreur d'être dans un cadre de télé sachant qu'à tout instant un de vous peut me couper. Je fais tout pour l'éviter et je vis ça toutes les semaines.
bir an için bunu düşünün.
Réfléchissez-y un moment.
Bunu yaparken de, linç sürüsü olmanın ne denli aşağılık bir şey olduğunu düşünün.
Et en chemin... dites-vous qu'il n'y a rien de plus ignoble qu'un lynchage.
Bunu bir düşünün.
Pensez-y bien.
bunu denememiz gerek... günde üç öğün yemek... en sevdiğimiz yiyecekler... büyük bir biftek parçası düşünün kızarmış, haşlanmış ya da ızgara... yemekler, güzel yemekler, mükemmel yemekler, harika yemekler!
Quel rêve Trois festins par jour Notre diète préférée!
Ama öncelikle konuştuğumuz makaleyi yazmayı istiyorum. Bunu okuyun, çok ilginç bulacaksınız, bir düşünün.
J'aurais préféré écrire quelque chose de nos conversations, mais lisez-le et voyez ce que vous en pensez.
Bunu bir çeşit yatırım gibi düşünün.
Considérez qu'il s'agit là d'un maigre investissement.
Aynı zamanda, bunu bir eğitim olarak düşünün.
En attendant, prenez ça comme un exercice sur le tas.
Bunu bedava bir check-up gibi düşünün.
Considérez ceci comme une consultation gratuite.
Bunu bir düşünün.
Songez-y.
We Are the World'da şarkı söyler gibi bir Afrikalıyı sıkıntıdan kurtaracak bir katkı olarak düşünün bunu.
Vous pouvez considérer ça comme votre contribution à l'A frique... comme si vous aviez chanté'We are the world'.
Bunu... bir dostluk gösterisi olarak düşünün.
Et où ira-t-elle?
Bunu bir avans olarak düşünün.
Ils ont cru que la balise avait détecté leur présence et m'avait activé.
Ve bunu düşünürken, bir Yıldızüssü tıp merkezine bu kadar yakın olmasaydık neler olabileceğini de düşünün.
Pensez aussi à ce qui aurait pu se passer si nous n'avions pas été prêts d'une base stellaire.
Düşünün, Bay Holmes, gözlerinizin önünde, iğrenç bir olay gerçekleşeceğine hazırlıklısınız ancak bunu durdurabilecek gücünüz yok.
Avec le jeune Heinrich de Saxe Baden? Le fait d'observer, monsieur Holmes, un évènement atroce qui se prépare devant vos propres yeux, et d'être incapable de l'éviter...
Bunu yapmalarına devam edersek neler olabileceğini bir düşünün.
Pensez à ce qui va arriver si nous laissons passer cela sur.
Bunu bir tiyatro olarak düşünün.
Pensez-y comme à du théâtre.
Bunu bir düşünün!
Pensez-y.
Bunu yanı sıra yasal olduğuna da. Enerji şebekesi çöküyor, sonra bir de bakmışsınız Yıldız Filosu subayları ellerinde fazer tüfekleriyle vatandaşlara rastgele kan testi yapmak üzere tüm şehirlerde sokaklara çıkmış. Düşünün bir.
Et cela va sans dire, efficaces.
Bunu bir düşünün.
Penses-y!
Ve eğer bunu yaparsak... Bir şansımız olabilir. Bir düşünün.
Il y a cinq ans, nul ne connaissait ni Bajor ni Deep Space 9.
Açık sözlü olmak gerekrse... Şey... Biz yakın değiliz ve yıllardır görüşmedik ve bunu kişisel bir iyilik olarak düşünün ailemi bu işe karıştırmayın.
Pour être franc, on est en froid depuis des années et je vous saurais gré de laisser mes parents en dehors de tout ça.
Bunu bir imtiyaz olarak düşünün.
Ne prenez pas ça à la légère.
Scott'ın bunu bilmemesi nasıl olur, bir de onu düşünün.
Mettez-vous à la place de Scott qui ne sait pas.
Hayır, ben ciddiyim. Düşünün bir bunu.
Non, je suis sérieux.
Bunu bir düşünün.
Si on y réfléchit.
"Bunu bir bilmece gibi düşünün. " Entelektüel bir oyun olduğunu düşünün " derdim.
"Voyez-le comme un puzzle", leur dirais-je, "un jeu intellectuel".
Bunu bir düşünün.
On peut le voir comme ça.
bunu bir düşün 115
bunu bir daha yapma 27
bir düşünün 93
düşünün 108
düşününce 41
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu al 228
bunu alabilirsin 17
bunu bir daha yapma 27
bir düşünün 93
düşünün 108
düşününce 41
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu al 228
bunu alabilirsin 17
bunu kabul edemem 111
bunu yapma 481
bunu bana neden yaptın 18
bunu yapmana gerek yok 38
bunu nereden biliyorsun 159
bunu da 65
bunu yapabilirim 231
bunu bilmiyordum 213
bunu yapabilir misin 143
bunu sevdim 345
bunu yapma 481
bunu bana neden yaptın 18
bunu yapmana gerek yok 38
bunu nereden biliyorsun 159
bunu da 65
bunu yapabilirim 231
bunu bilmiyordum 213
bunu yapabilir misin 143
bunu sevdim 345