Bunu yapmalıyız traducir francés
932 traducción paralela
Biz doktorlar bunu yapmalıyız. Bu mesleki etiğin bir parçası.
Les médecins aussi Ca fait partie de notre éthique
- Bunu yapmalıyız, Bonnie.
- Il faut que ce soit fait, Bonnie.
Pekala, Mike. Belki de bunu yapmalıyız.
Mike, finissons-en tout de suite.
Peki, baba. Sanırım bunu yapmalıyız. - Bana öyle geliyor ki...
J'espère qu'il ne jugera pas indiscret que je pose quelques questions.
Harry hayatım, bunu yapmalıyız. Ondan kurtulmalıyız.
Chéri, il le faut.
- Fakat o hayır dedi Yani sen ANL'yi imzaladın ve milyonlar etti bizde bunu yapmalıyız
Tu es partie chez A L et ils ont récolté ce que nous avions semé.
Bunu yapmalıyız. Buna ihtiyacı var.
On a besoin de lui.
- Evet, bunu yapmalıyız.
- Oui, nous le devons.
Bunu yapmalıyız.
Tu le sais aussi bien que moi.
- Elbette, bunu yapmalıyız.
Tout à fait.
Bunu yapmalıyız.
Nous ne devons pas rater ça.
Ronin'ler resmî olarak Şogunluk güçlerine katılmadan evvel bunu yapmalıyız.
Car demain, la Brigade sera au Shogunat. Il nous reste une nuit.
Ama bunu yapmalıyız.
On n'a pas le choix.
Her ne pahasına olursa olsun, bunu yapmalıyız denemekte fayda var. Unutmayın'ki bunu Hocalarımıza borçluyuz.
Si on s'ampute, on n'est pas sûrs de les délivrer mais au moins aura-t-on accompli notre devoir de piété filiale.
Biz de bunu yapmalıyız.
C'est ce que nous devons faire.
Bunu yapmalıyız. Bu bir komplo.
- On les bombardera d'exceptions!
Bunu yapmalıyız.
Nous allons le faire.
- Belki bunu yapmalıyız.
- Oui, il vaudrait mieux.
Sev ya da sevme, bunu yapmalıyız.
Tu ne peux pas, mais tu le feras.
Üzgünüm, baba ama bunu yapmalıyız.
Je suis désolé, papa... mais il le fallait.
Bunu ayda bir yapmalıyız.
On devrait faire cela une fois par mois!
Sadece bunu kendi başımıza yapmalıyız.
A condition qu'on mette la main à la pâte.
- Bunu kendi başımıza yapmalıyız.
Faudra qu'on le fasse nous-mêmes.
Bunu doğru yoldan yapmalıyız.
On doit se battre correctement.
Bunu dakikalar önce yapmalıydınız.
Vous auriez dû le faire il y a un moment déjà.
Sence bunu yapmalı mıyız? Bu bir Birleşik Devletler postası.
La poste, c'est un droit civique.
Yalnızca, bunu tek başımıza yapmalıyız.
Mais il faut agir seuls.
Bunu daha sık yapmalıyız.
Il faudra remettre ça.
Bir şeyler yapmalıyız, Bunu ona borçluyuz.
Nous lui devons de le sauver.
- Sence bunu yapmalı mıyız?
Qu'en penses-tu?
eğer bunu yapacaksak kimseyi kaybetmeden yapmalıyız.
Sans perdre aucun de nos hommes.
Bunu mu yapmalıyız?
Aurions-nous un motif?
Eğer yiyecek arayacaksak bunu ormanda gün ışığında yapmalıyız.
Si nous voulons trouver à manger, il faut le faire de jour.
Ve bunu tek seferde yapmalıyız.
Et en une seule fois.
Çekime başlamalıyız ve bunu hemen yapmalıyız.
Mais le film doit se tourner tout de suite!
Eğer Roma'nın kral istemediğini dünyanın bilmesini istiyorsak bunu özgür insanların şerefli bir eylemi olarak gün ışığında yapmalıyız.
Le monde doit savoir que Rome refuse un roi. Accomplissons ce geste d'hommes libres au grand jour.
Çok heyecanlı, düşünüyorum da bunu her 4 Temmuz da yapmalıyız.
On pouvait pas rêver mieux pour le quatre juillet.
Eğer burdan ayrılacaksak, Bunu biran önce yapmalıyız.
On risque d'avoir à partir vite.
Fakat bunu hemen yapmalıyız.
Mais nous devons le faire sur-le-champ.
Ve bunu yalnız yapmalıyım.
Et je dois la prendre seul.
Bana güven, bunu yaparlar. Onları durdurmak için ne yapacaksak, biran evvel yapmalıyız.
Nous devons les arrêter au plus vite.
Bunu kendi ellerimizle yapmalıyız.
Qu'il nous laisse entre samouraïs.
Hayatlarımızı tehlikeye atacaksak, bunu hep birlikte yapmalıyız.
Quitte à risquer nos vies, mieux vaut le faire ensemble que séparément.
Bunu yapmalı mıyız emin değilim.
Je ne sais pas si on devrait faire ça.
Bunu birlikte yapmalıyız.
Vous ne devez pas faire ainsi, hé.
Eğer polis bizi koruyamıyorsa, belki de bunu kendimiz yapmalıyız.
Si la police ne nous défend pas, on doit le faire nous-mêmes.
Bunu bir an önce yapmalıyız.
Il faudra faire cela au plus vite.
Ama şu var ki ; onu yakalamalıyız ve bunu hızlı yapmalıyız.
Mais trouvez-les, et vite.
Evet. O halde görevimiz bu gülümseyi sağlamak, tabiiki, ikimiz de yapmalıyız bunu.
C'est là que réside notre devoir.
Bunu doğru yapmalıyız.
Il ne faut pas rater celle-ci.
Bunu daha sık yapmalıyız.
On devrait recommencer.
yapmalıyız 39
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu al 228
bunu alabilirsin 17
bunu kabul edemem 111
bunu yapma 481
bunu bana neden yaptın 18
bunu yapmana gerek yok 38
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu al 228
bunu alabilirsin 17
bunu kabul edemem 111
bunu yapma 481
bunu bana neden yaptın 18
bunu yapmana gerek yok 38
bunu nereden biliyorsun 159
bunu da 65
bunu yapabilirim 231
bunu bilmiyordum 213
bunu yapabilir misin 143
bunu sevdim 345
bunu unutma 219
bunu yapamam 834
bunu yapmak istiyorum 21
bunu biliyordum 108
bunu da 65
bunu yapabilirim 231
bunu bilmiyordum 213
bunu yapabilir misin 143
bunu sevdim 345
bunu unutma 219
bunu yapamam 834
bunu yapmak istiyorum 21
bunu biliyordum 108