Bunun dışında traducir francés
1,673 traducción paralela
Bunun dışında, artık şu dehanı gerçek cinayetlerde gösterme vakti geldi, ha?
Sinon, il est temps pour toi d'utiliser ton intelligence supérieure sur de vrais meurtres.
Vic Tyler'ı bunun dışında bırak, olur mu?
Laissons Vic Tyler en dehors de tout ça.
Bunun dışında, tamamiyle delisiniz.
Vous êtes également complètement fous.
Bunun dışında, her şey harika.
A part ça, tout va bien.
Bunun dışında, kuralları ihlal ettiğimi bir tek sen biliyorsun.
D'ailleurs, tu es la seule au courant de ma transgression.
Bunun dışında Lois, kaderinin kapuçino yapmaktan çok ötede olduğu kesin.
En plus, Lois, il est assez clair que ton destin dépasse celui de serveuse de cappucino.
Bunun dışında yapılacak bir sürü iş var, herkes dışarı...
Je suis emballé par ce qu'on fait. D'ailleurs, on a du boulot.
Başka çaren yok. Bunun dışında herşeyi denedin.
Tu n'as pas d'autre choix.
Bunun dışında bir şey olduğu yok.
À part ça, tout va bien.
Bunun dışında burda yalnız başınayken, kapıyı kilitler, başka şeyler de yapabilirsin.
Sauf que quand t'es tout seul ici, tu peux t'enfermer, et faire d'autres trucs.
- Sen bunun dışında kal, Martin!
! - T'occupe.
Kurnaz avukatları bunun dışında tutalım, olur mu? .
Si on laissait les as du barreau en dehors de ça?
Bunun dışında yaşam fonksiyonlarında bir sorun yok.
Hormis cela, vos fonctions vitales sont bonnes.
Bunun dışında yaşam fonksiyonlarında bir sorun yok.
À part ça, tout est normal.
Bunun dışında sadece- - dostuluğunu ölçüyorsun.
Sinon, c'est comme limiter ses amis.
Dosyalar tümüyle bunun dışında bir şey gösteriyor. Melisa Langner, geçtiğimiz 6 ay boyunca oğlunu acil servise alerji, astım ve akut mide rahatsızlığına kadar türlü şikâyetlerle getirmiş.
Durant les six derniers mois, Mme Langner a maintes fois amené son fils aux urgences pour des troubles allant de l'allergie à l'asthme aux douleurs gastriques aiguës.
Bunun dışında.
Excepté ça.
Bunun dışında büyük bir anlaşma yapıyorsun. Yani, ne sıklıkla ziyaret edecek?
Elle ne vient pas souvent.
Bunun dışında.
A part ça.
Bunun dışında herşey aynı olacak.
Tout le reste sera comme avant.
Bunun dışında beni tehdit etti.
Et ensuite, il m'a menacée de me frapper.
O tamamen bunun dışında.
Il a l'air sonné.
Üçünün birlikte pek çok fotoğrafı var ama Bunun dışında Frank ve Charlotte'un olduğu sadece iki resim var.
Il y a beaucoup de photos où on les voit tous les trois, les seules où ils sont deux, c'est Franck et Charlotte, sauf celle-ci...
Ve şey- - ama bu yapmış olduğum sadece kıtalarötesi bir yağma çağrısı.. olarak düşünülebilir. Bu, bunun dışında birşeyler yapmayı denememeliyiz demek değil.
Et, euh, mais je pense que seulement parce que j'ai fait ce qu'on peut considérer comme un... plan cul... transcontinental veut pas dire qu'on devrait essayer d'en tirer quelque chose.
O... Bu sabah küçük bir tartışma yaptık ama bunun dışında iyi.
Et bien, nous avons eu une petite dispute ce matin, mais tout le reste est formidable.
Bunun dışında varsayımlarla hareket etmiyoruz.
Autrement on n'en finirait pas avec toutes ces suspicions.
Bunun dışında, araştırma etkin olarak yürütülmektedir.
Au delà de ça, l'enquête se poursuit.
Bunun dışında, ne bildiği hakkında bir fikrim yok.
À part ça, je n'ai aucune idée de ce qu'il sait.
Bu seni ilgilendirmez, ve lütfen, lütfen bunun dışında kal.
Ce n'est pas tes affaires, et s'il te plait, S'il te plait reste en dehors de ça.
- Bunun dışında kalmanı istedim.
- Je t'ai demandé de rester en dehors de ça.
Bunun dışında konuşacak bir şey yok.
A part ça, il n'y a rien à discuter.
Bunun dışında, hiç bir fikrim yok.
A part ça, aucune idée.
Rock, bunun dışında, hangi değeri yüklersin?
Rock, à part ça, quelle valeur reconnais-tu?
- Bunun dışında.
Génial! - Sauf devant ça.
- Bak,... çocukları korkutmak istemiyorum ama arkadaşlarını bunun dışında tutman.
- Écoute, je ne veux pas faire peur aux enfants mais cacher ça à tous nos amis, c'est...
Katherine'in ev sahibi şeyinden mi bahsediyorsun? Evet, sanırım bunun dışında kalacağım.
Vous voulez dire le truc de Katherine pour le quartier?
Bunun dışında, buradan çıkıp, zamanında yetişip, oğlumun Cadılar Bayramı kostümünü görmek için söz verdim.
En plus de ça, j'ai promis d'essayer de sortir d'ici à temps pour voir mon fils dans son costume d'Halloween.
Bunun dışında bir klinik deney yok.
Il n'y a pas d'autres tests cliniques à disposition.
Bak, beni bunun dışında tut.
Écoute, me mêle pas à ça.
Belediye sarayında, bu artık alışılageldik bir durum. Bunun sonucy olarak, suçluluara karşı verilmeyen cevaplar bizi bugünlere getirdi.. ve bu kayıtsızlık, bizi bu günlere getirdi.
C'est la routine à l'hôtel de ville et, en conséquence, notre réponse à la criminalité n'a cessé d'être caractérisée par une cruelle indifférence.
Bunun dışında.
Mais ça ne l'était pas.
Bunun yanında bu alete de oldukça ısındım.
D'ailleurs, je commence à bien me débrouiller avec ça.
Bunun anlamı, SGC'nin baskısı olmadan, iş dışında birbirimizi daha iyi tanımak.
Apprendre à se connaître un peu mieux en dehors du boulot et de la pression du SGC est la raison de tout ceci.
Ama bunun kadar ihtimal dışında olan bir şey değil.
Oui. Mais pas autant que ça
Adamın bunun karşısında elde ettiği şey omuzuna patronca vuruşlar yapmılasıdır.
Et elle lui donne une sorte de tape condescendante sur l'épaule.
Bunun doğruluğunu kanıtlamak için diğer personeli de görüşmeye çağırabiliriz Memur Bellick, bu yüzden size yaptığınızın arkasında durma şansı veriyorum.
On confirmera cela auprès d'autres gardiens s'il le faut, Chef Bellick, je vous donne donc une chance de le reconnaître.
Bunun hiçbir yararı olmayacaktır. Hedef bölge San Diego'nun hemen dışında bir yer.
La cible est juste à l'extérieur de San Diego.
Ateşin var, beyaz kan hücrelerinde artış ve Mcburney noktalarında hassaslık, bunun anlamı... Apandist.
Tu as de la fièvre, un taux élevé de globules blancs, et tu es sensible près du point de McBurney, ce qui suggère... une crise d'appendicite.
Ah, babamın yanlış anlamış olması ihtimaline karşın, Rebecca hakkında bazı detaylarla ilgili olarak... burada kalıp adli maliyecimize yardımcı olabilir misin? - sosyal güvenlik numarası, hayvanlarının isimleri, bunun gibi şeyler.
Eh bien, uh, juste au cas où mon père aurait mal compris, pourriez-vous rester et aider notre expert comptable, en lui fournissant des détails concernant Rebecca... numéro de sécu, noms d'animaux, des choses comme ça?
Bunun için onu vasiyetinin dışında tuttu.
C'est pour ça qu'il ne l'a pas incluse dans le testament.
Bir gün 1969 yılında sıkışıp kalacaksın. Bunun yanında olduğundan emin ol.
Un jour vous serez coincé en 1969, soyez sûr d'avoir ça sur vous.
bunun yanı sıra 41
bunun anlamı nedir 87
bunun 274
bunun için üzgünüm 144
bunun için çok üzgünüm 39
bunun gibi 190
bununla ne demek istiyorsun 20
bununla birlikte 245
bunun anlamı ne 159
bunun adı ne 18
bunun anlamı nedir 87
bunun 274
bunun için üzgünüm 144
bunun için çok üzgünüm 39
bunun gibi 190
bununla ne demek istiyorsun 20
bununla birlikte 245
bunun anlamı ne 159
bunun adı ne 18