English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Bunun yanı sıra

Bunun yanı sıra traducir francés

248 traducción paralela
Bunun yanı sıra başka bir arazide de mısır yetiştirebileceği sözünü vermişsin.
Et que vous l'avez autorisé à semer du maïs sur une autre parcelle.
Atlı arabasını 8 ay kullandığın için 90 dolar bunun yanı sıra 100 dolar da nakit para borcun varmış.
Ainsi que 90 dollars pour la location d'un attelage et d'un chariot et 100 dollars en remboursement d'un prêt.
Keşke bunun yanı sıra, bir açıklamam da olsaydı, ama maalesef yok.
J ´ aurais bien voulu avoir... une explication à vous donner... Je n ´ en ai pas.
Pek çok sorun yaşamışsın diye duydum bunun yanı sıra.
Vous avez eu beaucoup d'ennuis... en plus de ça.
# Neredeyse hiç okula gitmemiş ve bunun yanı sıra çok az arkadaş edinmiş.
L'école ne lui disait rien. Il s'y fit très peu d'amis.
Bunun yanı sıra bu kasabada bir saygınlığım var.
 Et le respect qui entoure mon nom.
Bunun yanı sıra, 15 cm. kar olacak bu gece. Yarın dolu olacağız.
Et je suis sur qu'il neigera cette nuit!
Bunun yanı sıra, mahkemeden, tanık ifadelerinin.... öncelikli olduğunu göz önünde bulundurarak daha önce talep ettiğimiz... tanıkların da buraya çıkmasına izin verilmesini talep ediyoruz.
De plus, je demande à la Cour de reconsidérer ses décisions sur ce sujet, en laissant la défense faire citer ses témoins comme elle l'avait prévu initialement.
Bunun yanı sıra olağanüstü beynimde damıttığım birkaç reklâm gösterisi fikrimi söylemem gerekiyor.
Je veux vous faire part d'une idée de publicité épatante, née de mon cerveau remarquable.
Yapamadım. Bunun yanı sıra, kaçakları barındırmaya karşı kanun var.
Et il est illégal d'héberger des déserteurs.
Bunun yanı sıra, kızları tanımak için bir şans vermiş olacağım.
Pas moi. Fais de ton mieux, suis papa de près.
Bunun yanı sıra gerçek için karar ver.
Prenez-en votre parti!
Bunun yanı sıra, 5 ryo depozitomu kabul ettin.
De plus, vous avez accepté un acompte de 5 ryos.
İtalya'dan Fransaya, İngiltere'den Polonya'ya kadar herkesçe kabul edilmesi, virtüözitelerinin takdir edilmesi ve bunun yanı sıra çabalarının karşılığı olarak yüksek maaşlar almaları, her halükarda harikadır.
pour qui elle est composée, qui l'ont étudiée longtemps auparavant jusqu'à la connaître presque par cœur, et qui de plus, ce qu'il faut noter, touchent de fortes soldes, par lesquelles leur peine et leur soin sont richement récompensés ;
Bunun yanı sıra başka saçmalıklar da var.
Il y a encore une longue liste de foutaises à régler.
Bunun yanı sıra cenaze nakil belgesine de ihtiyacımız var. Bunun Napoli'deki yetkililer tarafından imzalanması gerekiyor.
Un passeport pour le défunt que les autorités de Naples doivent nous délivrer.
Bunun yanı sıra, babanızın çarpıp devirdiği, "keskin viraj" tabelasının parasını da ödemeniz gerek.
Remplacement du panneau de la route - "Attention au virage!"
Bunun yanı sıra bizde görevlerimizi yapıyoruz.
On a tout ce quon peut demander.
Bunun yanı sıra, çalışmaya ihtiyacım var Bob.
D'ailleurs j'ai besoin de travailler.
Bunun yanı sıra, sanırım son bebeğimizi kaybettiğimizi biliyorsun.
Vous savez qu'on a perdu notre dernier bébé?
Bunun yanı sıra, o bir sağlık düşkünüdür. Alkole dokunmaz.
Et il soigne sa santé, il ne boit pas.
# Bunun yanı sıra...
Bien que je réalise autant que vous
Bunun yanı sıra, içlerinde entrikacı Saneeda Sanjo ve Ayamaro Karasumaru'nun da bulunduğu... i... hükümetin devrileceğini umdular.
De leur côté, les courtisans venus de Kyoto souhaitaient que le gouvernement tombe. Saneeda Sanjo était l'un d'entre eux.
Bunun yanı sıra, bütün bir aileyi katleden bir cani de çünkü o odadan çıktığı zaman bizi, kafamızın karıştığı ve korktuğumuz bu rüyalar âlemine çekerek ruhen bizi öldürdü çünkü ondan biraz önce, ölmek üzere olan birisini görmüştük ve şimdi karşımızda, aslında mükemmel durumda olduğunu söyleyen bir uzman vardı.
Et en plus, c'est un boucher! Il a assassiné toute une famille, parce qu'en entrant dans cette chambre il nous a tué psychiquement, en nous forçant à entrer dans ses rêves, nous laissant désemparés et effrayés. On vient de voir une femme à l'agonie et le "spécialiste" annonce qu'elle est en pleine forme!
Bunun yanı sıra, biraz fazla bağımsız gibiler.
En plus, je les trouve un peu trop indociles.
Bunun yanı sıra Barclay'in eğitimi de vardı, zaten terfi için o aday gösterilmişti.
Le sergent-major Devoy pensait que Barclay serait meilleur pour sa fille.
Bunun yanı sıra, senin binbaşı, bana kesinlikle daha yakışıklı ve eşit rütbeli bir subay bulacağına söz verdi.
Pas du tout. Je viendrai te voir. En plus, ton fiancé a promis de me trouver un autre officier du même rang, et infiniment plus beau.
Banka arkamızda, bunun yanı sıra bir de garajımız var.
Les banques suivent et nous avons un garage.
Bunun yanı sıra tek başıma içmekten hoşlanmam.
Je déteste boire seul.
- Git buradan! Bunun yanı sıra, bu işlerden anlamıyorsun, anlayamazsın da.
Et puis, tu ne comprends rien à ces affaires.
Kocam bunun yanısıra normal bir erkek, ama daha genç olduğuna dair bir hayale kapılmış. Her seferinde kendine yükleniyor.
Mon mari est parfaitement normal à tout égard, mais il a l'impression qu'il devient plus jeune quand il remporte un défi contre lui-même.
Bunun yanısıra, Neden bahsettiğini bile bilmiyorum
Je ne sais pas de quoi vous parlez.
Bunun yanısıra, sana ihtiyacım var.
Et j'ai besoin de vous.
Bunun yanısıra, ben bir vatanseverim..
Et puis, je suis patriote.
Bunun yanısıra bir kızılderili savaşı, bugünlerde katliiam anlamına gelir, Sanırım bunu istemezsiniz..
Une guerre serait un massacre. - A éviter.
Bunun yanısıra, çocukların sorumluluğunuda almalısın.
De plus, tu dois t'occuper des enfants.
Biraz da eğlencede olacak tabii, bunun yanısıra.
Celui de Racket sera juste à côté du mien.
"Bunun yanısıra istediğiniz bazı malzemeleri sevk ettik." " İmza :
Mais nous vous envoyons une partie du matériel.
Bunun yanısıra geceleyin ancak 20 mil gidebilirim - Eğer o şapşalları gönderirlerse hepsini bir saatte avlarlar
- Et de nuit, je pourrai faire 30 km.
Bunun yanısıra
Bien sur, ils ne trouverons jamais le corps d'Helen.
- Bunun yanısıra o da mı gelecek?
Oui.
Pis bir gringoyu burada bulundurmak ve, bunun yanısıra ona 100 dolar vermek de ne?
Avoir un sale gringo ici et lui donner 100 $ en plus?
Bunun yanısıra saldırı boyunca tüm ön hattımıza destek sağlayacak olan ve bize katılan İtalyan Topçularına içelim.
Nous boirons aussi à l'artillerie italienne qui va permettre à ma glorieuse division d'attaquer sur tout le front.
Bunun önemi yok, yanı sıra ne istediğimi biliyorsunuzdur diye düşünüyorum, Bayan Wardh.
Qui est-ce? Mon identité n'a aucun intérêt. C'est ce que je veux qui importe, Mme Wardh.
- Evet, ama bunun yanısıra ne iş yaparsın?
- Non, dans la vie. - Ah.
Bunun yanısıra, ben evli sayılırım.
Et puis, pas trop, mais je suis quand même marié.
Bunun yanısıra, sizin Goncharov biz dahiydi.
Et d'ailleurs, il n'est pas si génial que vous le dites, votre Gontcharov.
Bunun yanı sıra şiddete maruz kaldığına dair hiçbir iz yoktu.
Du poison?
Bunun yanısıra üç AWACS erken uyarı uçağı da...
- Tout est réglé. ... ainsi que trois AWACS, de surveillance tactique.
Bunun yanısıra, çok sıkı çalışabilirdi, ancak hareket eden parçaları yok.
Elle ne marcherait pas bien loin, elle n'a pas de rouages.
Olmaz. Bunun yanısıra, ben bu hikayelere inanmıyorum.
Je ne crois pas aux miracles.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]