Bunun anlamı traducir francés
5,457 traducción paralela
Bunun anlamı ne?
Qu'est ce que ça veut dire?
Bunun anlamı, 14 yaşındaki bir çocuk ülkesinden gönderildiyse hayatında korkacak bir nedeni vardı.
Un petit garçon avait peur pour sa vie s'il rentrait chez lui.
Bunun anlamı bu davayı Dışişleri yönetir, Booth.
Ça signifie que l'État supervise ce cas.
Evet, bunun anlamı silahları barış için kullanın.
Oui, ça veut dire de changer ses armes en utilisation pacifique.
Bunun anlamı "Devam et, işe yarıyor."
Ça, c'est "continue, ça marche".
Bunun anlamı da ne?
Ça veut dire quoi tout ça?
Bence onun aklında bunun anlamı...
Dans sa tête, ça veut dire...
Ben de seninle hareketli bir Lattin eğlencesine gitmeyi çok isterim. Ama bunun anlamı taşınmamsa, şuraya şuraya veya şuraya.
Moi aussi, je voudrais voir du divertissement latin fougueux avec toi, mais pas si ça signifie de déménager là-bas...
ilçedeki parlak LED olan sokak lambaları ışık azaltıcı olan turuncu akkor lambalarla değiştirilmiş ki bunun anlamı, kazanın olduğu gece,... yoldaki 90 mlik bir mesafede,... yargıç gizli buzu dahi gösteremeyen karanlık bir bölgeye girmiş,
Est-ce que le comté a remplacé les peu lumineux lampadaires incandescents oranges sur la voie par des lumières plus intenses à LED, ce qui signifie que la nuit de l'accident, dans les 100 yards avant la courbure de la route, le juge
Shirley, bebek bakıcını ara. Çünkü... bunun anlamı...
Shirley, appelle ta baby-sitter, parce que ça... veut dire...
... bunun anlamını biliyorsun.
Tu sais ce que c'est.
Bunun anlamı, Benji elektrikten ölmedi.
Ça veut dire que Benji n'a pas été tué par électrocution.
Bunun anlamı çok büyük.
Ça signifie beaucoup pour moi.
Bunun anlamı 18 ay önce başka bir kadın metronun önüne itilmişti
Cela voudrait dire qu'il y a 18 mois une autre femme a été jeté sous un train.
Ama ikimiz de biliyoruz ki bunun anlamı lütfen planladığının iki katı para harca demek.
Mais nous savons toutes les deux que tout cela veut dire s'il vous plait dépensez deux fois plus que ce que vous avez prévu. Et bien, c'est en Ohio.
- Kurban arkasını döndüğünde, katil kişisel bir bağı önler, bunun anlamı katil muhtemelen kurbanı tanıyordu.
Quand la victime est retournée, le tueur évite une connexion personnelle, ce qui signifie que le tueur connaissait probablement la victime.
Hiç gerçekleşmeyecek ki bunun anlamı onu kovmalıyız.
Trois fois, exactement. Ça n'aboutit jamais, ce qui signifie que nous devons le faire partir.
Bunun anlamı aynı atış hem yangın başlattı hem de kurbanı öldürdü.
Ca voudrait dire que le même tir a tué notre victime et a aussi commencé le feu.
Bunun anlamı tüm perçinler aynı tür olmalı.
Donc ça veut dire que ça devrait être pareil pour les rivets.
Sanırım bunun anlamı...
Je pense que cela veut dire :
Bunun anlamı ne?
Ça veut dire quoi?
Bana göre, bize göre bunun anlamı ; bizden, daha iyisini beklemelisindir.
Pour moi, pour nous, cela signifie qu'on doit tenir un certain standard.
Eğer dünya burasının olduğunu keşfetse, bunun Henry ya da Neal'a ne anlam ifade ederdi biliyor musun?
Si le monde découvrait ce lieu, tu sais ce que ça voudrait dire pour Henry ou Neal?
Demin de söyledim, bunun benimle ne ilgisi var, anlamıyorum.
Encore une fois, ça ne s'applique pas à moi.
Bunun hiçbir anlamı yok.
Ça n'a aucun sens.
Bunun bir anlamı yok aslında.
Ça ne signifie pas grand-chose tu sais?
Bunun hiçbir anlamı yok.
Ça ne signifie rien.
Aksi halde, bunun pek bir anlamı yok.
Sinon il n'y a pas vraiment de but.
Bunun bir anlamı olmalı.
Ça doit signifier quelque chose.
- Peki, telefonu kullanmasından ya da yolculuk ederken yaptığı hız yerine,... yoldaki gizli buzlanmanın varlığı Yargıç Ludwig'i tekrar yola girmeye zorlamış,... bariyerlere çarptırmış,... ki bunun varlığı caddede çok keskin bir virajın bulunduğu anlamına gelir.
- OK, mais ne serait-ce pas plutôt que l'utilisation du téléphone ou la vitesse de sa voiture, la présence de verglas sur la route qui aurait forcé le juge Ludwig à faire un écart, l'envoyant dans la barrière de sécurité, - ou pas. qui par sa présence implique un virage très serré?
Ama bunun asıl anlamı tarihin farklı bakış açılarından gözlemlenebildiğidir.
Mais ce que ça veut vraiment dire c'est que l'histoire peut être vue avec le recul que nous avons aujourd'hui
Bunun bir anlamı mı olması gerekiyordu?
C'est censé me dire quelque chose?
Evet ama bunun hiçbir anlamı yok.
Oui, mais ça n'a pas de sens.
Bunun bir anlamı var.
Ça signifie quelque chose.
Bunun Charlotte için anlamı büyük olur benim için de.
Je sais ce que ca représente beaucoup pour Charlotte et... pour moi, aussi.
Acaba bunun dini bir anlamı mı var.
Je me demandais si ça pourrait être un truc religieux.
Bunun bir anlamı olmalı.
Ça devrait vouloir dire quelque chose.
- Bunun benim için anlamı büyük.
- Oui. Ca signifie beaucoup.
- Bunun olacağını çoktan anlamıştım.
Je l'ai vu venir à des kilomètres et j'ai rien fait.
Neden bu şekilde bir rapor verdiğinizi anlamıyorum. Bunun yüzünden kundakçılık bölümü restoranı yaktığımı iddia ediyor.
Suis curieux de savoir pourquoi un rapport de cette caserne à la Crim, me pointe du doigt comme incendiaire d'un restaurant.
Bunun hiçbir anlamı yok.
On n'est pas obligé de faire comme si ça signifiait quelque chose.
Bunun benim için anlamı büyük. - Pardon.
Celui-là signifie beaucoup pour moi.
Bunun senin karım olduğum anlamına gelmediğini biliyorsun, değil mi?
Tu sais que ça ne veut pas dire que je suis ta femme, hein?
Bunun hiç anlamı yok. Benim için bile.
Ce ne serait pas bon, même pour moi.
Çünkü bunun, annem için anlamı çok büyük.
Ça représente beaucoup pour elle.
Bunun bir anlamı olduğunu söylemesi için Quicken'a ihtiyacın yok.
Tu n'as pas besoin de Quicken pour te dire que ça ne tient pas debout.
Bunun bir anlamı olmalı değil mi?
Certainement, cela doit représenter quelque chose.
Eğer babam Drewe'e ona borç verecek kadar güveniyorsa,... ve bunu bizden saklayacak kadar, o zaman bunun tek bir anlamı var.
Pas si Papa croit assez en Drewe pour lui prêter de l'argent, et pour nous le cacher, alors ça signifie quelque chose.
Bunun doğru olduğunu düşündüğüm anlamına gelmiyor bu.
Cela ne veut pas dire que je pense que c'est une bonne chose.
Bunun benim için anlamı büyük.
Ça représente beaucoup pour moi.
Hırsız olduğum konusunda yanıldığını anlattı. Bunun doğru olmadığını anlamış.
Elle a dit avoir fait erreur en m'accusant de vol, que ce n'était pas juste.
bunun anlamı nedir 87
bunun anlamı ne 159
bunun anlamını biliyor musun 44
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamıyor musun 942
anlamı nedir 18
anlamıştım 59
bunun anlamı ne 159
bunun anlamını biliyor musun 44
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamıyor musun 942
anlamı nedir 18
anlamıştım 59
anlamı ne 66
anlamıyor 38
anlamı yok 36
anlamına gelir 38
anlamıyormusun 20
anlamına geliyor 59
anlamıyorlar 19
anlamıyorsunuz 352
anlamışsın 24
anlamıyorsun değil mi 22
anlamıyor 38
anlamı yok 36
anlamına gelir 38
anlamıyormusun 20
anlamına geliyor 59
anlamıyorlar 19
anlamıyorsunuz 352
anlamışsın 24
anlamıyorsun değil mi 22
anlamıyor musunuz 206
bunun yanı sıra 41
bunun 274
bunun için üzgünüm 144
bunun için çok üzgünüm 39
bununla ne demek istiyorsun 20
bununla birlikte 245
bunun gibi 190
bunun adı ne 18
bununla beraber 102
bunun yanı sıra 41
bunun 274
bunun için üzgünüm 144
bunun için çok üzgünüm 39
bununla ne demek istiyorsun 20
bununla birlikte 245
bunun gibi 190
bunun adı ne 18
bununla beraber 102