English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ D ] / Dinleyin bayım

Dinleyin bayım traducir francés

179 traducción paralela
Dinleyin bayım, bu çok önemli.
C'est urgent.
Dinleyin bayım, emin olmalısınız.
Vous devez être certain.
Dinleyin bayım... Ben çantamdan birisinin bir şey aldığını söylemedim.
Je n'ai rien dit de quiconque m'ayant volé quoi que ce soit.
- Beni dinleyin bayım.
- Ecoutez moi.
- Dinleyin bayım...
Non, vous me contrariez! Ecoutez, cher monsieur..
Beni dinleyin bayım.
Écoutez, monsieur.
Dinleyin bayım, Pyote'de, Esperanzalı Duncan ve adamlarının bir tren soygununa hazırlandıklarını duyduk.
Écoutez, à Pyote, on a entendu Duncan et un homme d'Esperanza parler d'un cambriolage de train qu'ils planifient.
Dinleyin bayım. Bu tür şeylerden hoşlanmam.
Ecoutez, ce n'est pas mon style.
Şimdi beni dinleyin bayım.
Ecoutez-moi bien, bonhomme.
Dinleyin bayım, siz...
Monsieur... écoutez...
Dinleyin bayım, ben çok...
Ecoutez, Monsieur, je commence à être fatigué de...
Dinleyin Bay Brown, işte oyunumun finali :
Ecoutez ça, M. Brown, voilà la fin de ma pièce :
Dinleyin. Bay Kane bir haftaya kalmaz onları kendi istediği kalıba sokar.
Mais M. Kane les fera vite changer d'opinions!
Beni dinleyin Bay Dobosh, sıradan biriyim ve çok çalışmam gerekiyor.
Écoutez-moi, M. Dobosh. Je ne suis personne, je dois tout accepter.
- Dinleyin bayım...
Écoutez...
Dinleyin bayan, bay Kingsby'i görmeliyim, o kadar.
Écoutez, il faut que je voie M. Kingsby.
Lütfen dikkatle dinleyin, Bay Roark.
Ecoutez-moi bien, M. Roark.
- Bay Donely, lütfen beni dinleyin...
- M. Donely... écoutez-moi, s'il vous plaît...
Bay Blasetti, dinleyin.
- M. Blasetti... - Plus tard!
Dinleyin bayım... Öyle yorgunum ki...
Je suis tellement fatiguée.
Dinleyin Bay Turnbill.
Ecoutez, M. Turnbill.
Dinleyin Bay Deneen, benle konuşulmayacak. Kabadayılık da yapılmayacak. Satın da alınmayacağım.
M. Deneen, vous n'arriverez ni à me convaincre, ni à m'intimider, ni à m'acheter.
- Dinleyin, bayım.
Mais attendez, monsieur.
Lütfen bayım, dinleyin.
S'il vous plaît, écoutez-moi, monsieur.
Bay Harib, lütfen dinleyin...
M. Harib, pas vous... Ces cinq...
Kızlar, Bay Eckland'ı dinleyin. Bir şeyim yok.
Faites ce que M. Eckland vous dit, ça va aller.
Dinleyin Bay Katelbach...
Écoutez M. Katelbach...
Dinleyin Bay Comolli, artık karımı aramanızı istemiyorum.
Ecoutez, M. Comolli, je ne désire plus que vous recherchiez ma femme.
- Hayır, Bay Evans, dinleyin!
Non, M. Evans, écoutez!
Dinleyin Bay Q. Merak ediyorum.
Dites, M. Q. Je me demandais :
Bay Wilde, söyleyeceklerimi lütfen dikkatle dinleyin.
M. Wilde, écoutez avec attention ce que je vais vous dire.
Dinleyin Bay McCabe, bunu makul bir şekilde konuşamazsak...
Ecoutez, M. McCabe, si on ne peut pas discuter...
Dinleyin, bayım!
Ecoute, monsieur...
Beni dinleyin, bayım.
Écoutez-moi bien, monsieur.
Güzel. Dinleyin Bay Bennell.
Ecoutez, M. Bennell.
Dinleyin, Bay Linden, lütfen sadede gelin ve neden sizinle konuştuğumuzu söyleyin.
M. Linden, venez-en au fait et dites-moi ce qui me vaut cette communication.
Dinleyin, Bay Farra size bir öneride zaten bulunmuştum, şimdi de bir başka öneri yapacağım.
Ecoutez, Signor Farra. Je vous ai déjà donné un conseil, je vais vous en donner un autre.
Beni dinleyin. Kimse beni Bay Spires'a çeviremeyecek.
Personne ne parviendra à me changer en M. Spires.
Dinleyin bayan, Bay Vercel'in bürosunda değil miyim ben?
- Je suis bien à l'agence de M. Vercel?
Dinleyin Bay Isbary, insanları ayırt edemiyorsam, Baş Kapıcı olmayayım.
Laisse, Féodor!
Dinleyin Bay Fox, takım oyuncusu olmak isterim... ama bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum.
Ecoutez, M. Fox, je voudrais qu'on travaille ensemble, mais je veux vous rappeler un détail.
Dinleyin Bay Offenhouse, şu anda çok önemli bir konferanstayız.
Ecoutez, M. Offenhouse, nous sommes en réunion de très haute importance.
- Dinleyin beni, bayım!
- Ecoutez-moi bien, vous.
Dinleyin, Bay Costanza, eğer bana yardım ederseniz manikür ücretinizi ben öderim.
Ecoutez, si vous faites ça pour moi, je vous offre une manucure.
- Dinleyin bay Waits! Ciddi bir konuşma yapmamız lâzım.
Ecoutez, Mr Waits, nous devons parler sérieusement.
Dinleyin, Bay Klompus kalemi bana vermeniz büyük bir incelik, ama benim aslında ihtiyacım yok.
Ecoutez, M. Clumpus, merci de m'avoir offert ce stylo, mais je n'en ai pas besoin.
Dinleyin, bayım.
Écoutez.
Bay Murakawa, lütfen, dinleyin...
M'sieur Murakawa, on peut négocier...
Dinleyin, Bay Samsonite çantayla ilgili olarak arkadaşım Harry ve ben... -... tamamıyla geri ödemeye niyetliyiz.
Écoutez, monsieur Samsonite, mon ami Harry et moi comptons vous rembourser intégralement.
- Bay Wolf, dinleyin. Saygısızlık etmek istemedim. Size saygım sonsuz.
Mr Wolf, je veux pas vous froisser, je vous respecte, mais je suis mal quand on me gueule des ordres.
Dinleyin, bayım, gördüğünüz gibi avantaj bizden yana.
Ecoutez, monsieur, il ne fait pas très beau, comme vous le voyez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]