English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ E ] / Egleniriz

Egleniriz traducir francés

292 traducción paralela
Onunla eğleniriz.
"On va rire à ses dépens", dit Jack.
Burada kal, Maria. Tuzaklarıma bir bakıp geleceğim. Ve sonra kasabaya gidip eğleniriz.
Je vais jeter un coup d'œ il à mes pièges, puis nous irons nous amuser au village.
- Onunla gidersek eğleniriz.
- Si nous y allons, nous verrons des choses.
Biraz eğleniriz, iddiayı kazanırız diye... — Seni, küçük sinsi...
C'était pour rigoler et gagner... - Espèce de sale...
Tek farkı biz biraz oynar, biraz dans eder, çok eğleniriz.
Sauf que nous nous amusons un peu, dansons un peu, et rions beaucoup!
- Bırak şimdi. Birlikte eğleniriz.
- Venez, on s'amusera ensemble.
Çok eğleniriz. Her şeyi yaparız, istediğin her şeyi.
On fera absolument tout ce que tu voudras.
Dışarı çıkarız, bu gece biraz eğleniriz, yemek için giyiniriz,
Nous sortirons ce soir.
Hafta sonlarında çıkıp çok eğleniriz.
Le week-end, on sort et on se marre.
- Şehre gider eğleniriz.
- On ira en ville.
Bir arabam var, gidebiliriz. Çılgınlar gibi eğleniriz.
J'ai une voiture, on pourra bouger, on s'amusera comme des fous!
- Eğleniriz.
- On s'amuserait.
Çok eğleniriz.
Une cloche sonne.
Çılgınlar gibi eğleniriz, Maggie.
On va s'éclater, Maggie. Que du bon temps.
Ne olmuş sanki? Sonra eğleniriz.
Mais après, on rira bien!
- Eğleniriz de değil mi? - Evet!
Et on va bien s'amuser.
Ne hoş. - Daima çok eğleniriz.
Vous et moi, on passe des instants si agréables.
Mükemmel! 10 : 01'de ona senaryoyu veririz, sonra da eğleniriz.
A 10h01, on lui remet le script terminé et ensuite, on fait la fête.
Eğleniriz. Lütfen, siz de gelin.
Ce sera amusant, venez donc.
Gidip biraz eğleniriz.
On va s'amuser.
Dükkanı kapar, bütün gün eğleniriz.
Minnie, quartier libre pour ce soir!
Bir iki bahse gireriz, beş bin olabilir, güzelce eğleniriz.
On pourrait parier par exemple cinq mille et s'amuser un peu.
Evet, sık sık eğleniriz fotoğraf çekerken.
Oui, on s'amuse souvent avec le polaroïd.
Eğleniriz. Hep beraber sapıtır, Benedict yumurtası yeriz,..... Cumhuriyetçi oluruz.
On pourra être décadents, manger des œufs Bénédicte... et voter républicain.
Eğleniriz.
Un bal, un ballet, des costumes...
Ya birlikte dışarı çıkıp biraz eğleniriz... ya da her zamanki gibi sen kendi sıkıcı evine gidersin, ben de kendiminkine.
Soit on sort ensemble et on s'amuse, soit chacun rentre s'ennuyer chez soi.
Çok eğleniriz. Ne dersin?
Qu'est-ce que t'en dis?
Birlikte çok eğleniriz.
On se marrerait bien.
Büyük olasılıkla çok eğleniriz.ama yapamam.
Je suis sûre que ce serait bon mais je ne peux pas.
- Çok eğleniriz.
- On se marra bien.
- Evet. Belki sonra buluşup eğleniriz, ha?
On peut peut-être se voir plus tard et fêter ça.
- Ne kadar eğleniriz düşünsene.
- On pourrait s'amuser.
Birkaç gün sonra hep birlikte eğleniriz.
Dans deux jours, on s'éclatera tous ensemble.
Çok eğleniriz.
On s'éclatera.
Biraz eğleniriz diye düşündüm.
Je pense que nous avions eu du bon temps.
Onu bize gönder. Biraz eğleniriz.
Oh, dis lui de venir.
Önce temizleneyim, sonra şehre iner biraz eğleniriz.
Laissez-moi me nettoyer et on ira en ville faire la fête!
Bizde kalsın. Onların yerine doldurarak bol bol eğleniriz.
On garde ça, ça sera drôle de le remplir pour eux.
Denizin altına gider... ve eskiden olduğu gibi limanın altında biraz eğleniriz.
Pour faire joujou sous la jetée comme on faisait?
Yemek yer, eğleniriz.
Nous pourrons déjeuner ensemble et passer un bon moment.
Sadece sen ve ben. Biraz eğleniriz, adaya gideriz, bilmiyorum.
Nous devrions partir... en vacances, rien que toi et moi... nous amuser aux îles.
Yürüyüşe çıkalım mı? Eğleniriz.
On va faire un tour, histoire de rigoler?
Daha az eğleniriz.
Moins on est de fous, plus on rit.
Plaja gider, biraz eğleniriz, ne dersin? Biraz uzaklaşırız, kafamızı dağıtırız.
on prendra un peu de bon temps... et on oubliera le reste.
Eğer bana seni tanıyabilmem için tek bir şans verirsen, belki de çok eğleniriz!
Si tu me donnais une chance, une chance de te connaître... peut-être qu'on s'amuserait!
Bol bol eğleniriz!
On rigolera!
Biz böyle eğleniriz.
On s'amuse.
- Eğer Bob şehirdeyse iyi eğleniriz.
- On va se marrer avec lui.
Eğleniriz.
On va en profiîter.
İstersen zengin bir Protestan olduğunu söyleyelim. Çok eğleniriz.
Sinon, disons que vous êtes une riche protestante.
Bu iş bittiğinde ve başarılı olacağımıza inandığımda Hawai Adaları'na gideriz ve hep birlikte gülüp eğleniriz.
Quand le coup sera fait, et réussi, On ira à Hawaï et je rigolerai avec vous.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]