Eğer izin verirsen traducir francés
506 traducción paralela
Eğer izin verirsen bir gün sana yardım etmek isterim.
Puis-je vous aider un jour?
- Ben katılıyorum. Ama eğer izin verirsen...
C'est exagéré, je le sais bien.
Eğer izin verirsen, biraz meşgulüm.
Excuse-moi, je suis occupé.
- Tabii eğer izin verirsen.
Si vous le permettez.
- Eğer izin verirsen.
- Si tu me laisses faire.
Eğer izin verirsen.
Tu peux la changer.
Senin için daha fazlası olabilirim Chimene, eğer izin verirsen...
Je serais davantage, si vous le vouliez.
Çok uzun. Eğer izin verirsen sana Marie diyeceğim.
Si vous voulez bien, je vous appellerai Marie.
- Eğer izin verirsen.
- si tu me le permets.
İşini ve sorumluluklarını paylaşmak istiyorum eğer izin verirsen.
Je souhaite travailler avec toi, si tu m'acceptes.
Şimdi, eğer izin verirsen.
Si tu veux bien m'excuser.
Kraliçem, eğer izin verirsen, diyorum ki bu koca kediyle takıl ve cennette ol.
Ma Reine, si vous me le permettez, suivez mon conseil, restez auprès du gros chat et vous serez au 7e ciel.
Burada çok özel bir şeylerin olduğunu hissediyorum. Ve eğer izin verirsen, o çok özel insan beni bekliyor.
J'ai senti quelque chose de spécial entre nous, alors excuse-moi, mais cette personne m'attend.
" Sadece, eğer izin verirsen J.J. ben hapiste değilim.
Sauf que je ne suis pas enchaîné.
Eğer izin verirsen...
Veuillez m'excuser...
Şimdi, eğer izin verirsen.
Maintenant, excusez-moi.
Eğer izin verirsen, lütfen?
Vous voulez bien nous excuser?
Eğer izin verirsen gerçekten sana yardım etmek istiyorum.
Je veux vous aider. Alors?
aslında, eğer izin verirsen, önce video kaydını yapmak istiyorum. yani... tamam. ben de onu kullanmak istiyorum. sana söyledim.
J'aimerais mieux que tu me laisses filmer. Je veux m'en servir aussi.
Eğer izin verirsen, eşyalarımı almak istiyorum.
Vaut mieux que je reprenne le reste de mes affaires.
Eğer izin verirsen, biraz seninle kalmak istiyorum.
J'aimerais rester un instant avec toi, si ça ne te dérange pas.
Eğer bana bu şansı verirsen bana izin verirsen.
Si tu veux de moi, je suis prête à courir le risque. Mais t'es folle voyons, ne parlons plus de ça.
Evet şimdi, izin verirsen eğer, dinlenmeliyim.
Je vous demande pardon, mais j'ai besoin de me reposer.
Eğer bu başvuruyu yırtmama izin verirsen, olan olmuş geçen geçmiş diyeceğim.
Laisse-moi déchirer cette requête et j'oublierai ce qui s'est passé.
Benimde isteklerim var, eğer soru sormama izin verirsen senin hakkında binlerce şey öğrenmek istiyorum.
Ce que j'ai derrière la tête, si je peux me le permettre, c'est d'en savoir plus sur vous :
Bunu yapamam, eğer seni dışarı çıkarmama izin verirsen...
Non, à moins de vous inviter à sortir...
Kötü bir çocuk olma çünkü eğer iyi bir çocuk olup gitmeme izin verirsen,..
Sois gentil... regarde-moi. Mon petit garçon va laisser sortir Maman et il aura ce qu'il aime.
Ama eğer bana izin verirsen sana bir hoşça kal öpücüğü vermek istiyorum.
Mais si vous permettez... j'aimerais vous embrasser.
Eğer bu gecenin geçmesine izin verirsen, bu fırsat bir daha gelmeyecektir.
Si vous laissez passer cette chance, vous ne la retrouverez jamais.
Eğer bir şey söylememe izin verirsen. Bu hiç de uygarca değil.
Permets-moi de te dire que tu n'es pas civilisé.
Hepsi bu. Eğer bu gece eğlenmeme izin verirsen ben de senin rozetini kurtarırım.
Mais si vous me donnez un coup de pouce, je vous sauve la mise.
Abigail... ama eğer söylememe izin verirsen, O zaman çeker giderim ve seni artık rahatsız etmem.
Si vous me laissez le dire, je partirai etje ne vous embêterai plus.
Mark, eğer gitmeme izin verirsen...
Si vous me laissiez partir...
Eğer bana bir dakika izin verirsen sana herşeyi açıklayabilirim.
- Je vais t'expliquer... - Je ne te crois pas.
Eğer o kuzeyli kafanı kesmeme izin verirsen onu bile yer.
Il avalerait ta tête si on te la coupait.
Eğer seninle gelmeme izin verirsen, gösteririm.
Si tu me laisses t'accompagner, je t'y conduirai.
Eğer sevmemize izin verirsen.
Si vous nous laissez vous aimer.
Eğer gitmeme izin verirsen yemin ederim... hiç kimseye söylemeyeceğim bırak gideyim!
Je jure que je dirai jamais rien si vous me laissez aller, s'il vous plaît!
Şimdi Hal, eğer bize biraz izin verirsen özel konuşmak istiyoruz.
Tu veux bien nous excuser. Nous allons avoir un entretien privé.
Bütün dargınlıklar bir yana... Dave'in söylemek istediği şey, eğer onun da konuşmasına izin verirsen, - Belki bir yardımı dokunabilir.
Ce que David essaie de dire, si tu le laisses parler... c'est que tu pourrais peut-être avoir de l'aide.
Eğer seni ezmelerine şimdi izin verirsen, hayatın boyunca seni ezerler.
Si tu laisses les gens te marcher dessus ils le feront pour le restant de ta vie.
Eğer kullanırken izlememe izin verirsen geri veririm.
Je te le rends, si tu me laisses regarder.
Eğer o salağın en sevdiğim geceliğimi almasına izin verirsen...
Si tu laisses cette idiote prendre ma nuisette préférée...
- Eğer bir öneride bulunmama izin verirsen...
Je peux faire une suggestion?
Eğer birbirinize yazdığınız mektupları görmeme izin verirsen... içim rahat ederdi.
Si je pouvais voir vos lettres à tous deux, cela me rassurerait.
Eğer bana izin verirsen.
Si vous me le permettez.
Cecile, eğer bu kadar uzun süre elinin tutulmasına izin verirsen... erkekler bunu cesaret verme olarak algılarlar.
- Si vous tolérez qu'on vous tienne la main trop longtemps, les hommes y verront un encouragement.
Eğer Laura'nın günlüğünü okumama izin verirsen.
Et vous me laissez lire le journal de Laura.
Nerede, eğer sormama izin verirsen.
- C'est fait. - Où êtes-vous, si c'est pas indiscret?
Ama eğer açıklamama izin verirsen...
Mais si vous permettez
Kanun ve düzenlemeler genç adam, çokça hoşlandığım şeyler değildir eğer şimdi yalnız çıkmama izin verirsen...
Jeune homme, je ne suis pas tr ès entich ée des règlements. Donc, si vous permettez...
eğer izin verirseniz 47
izin verirsen 77
izin verirseniz 214
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
izin verirsen 77
izin verirseniz 214
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer bilseydim 25
eğer o 55
eğer yanılmıyorsam 39
eğer sakıncası yoksa 54
eğer öyle olsaydı 20
eğer ben 51
eğer varsa 60
eğer isterseniz 86
eğer ölürsem 16
eğer mümkünse 45
eğer o 55
eğer yanılmıyorsam 39
eğer sakıncası yoksa 54
eğer öyle olsaydı 20
eğer ben 51
eğer varsa 60
eğer isterseniz 86
eğer ölürsem 16
eğer mümkünse 45