English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ F ] / Farkında değil misin

Farkında değil misin traducir francés

345 traducción paralela
Neyle suçlandığımın farkında değil misin?
Tu sais ce qu'il me reproche?
Farkında değil misin? Bu yüzden büyük otellerde küçük köpekleri sevmezler. Kapılar kilitlidir.
Si on n'aime pas les chiens ici, c'est parce que... les portes sont toujours fermées.
Düzelecek mi? Tüm paranın gittiğinin farkında değil misin?
Ton argent s'est envolé dans la nature.
Buna mecbursun. Bir ay içinde evleneceksin ama çeyizinde... tek bir eşya bile yok, farkında değil misin?
Tu te maries dans un mois et tu n'as pas de trousseau!
Tanrı'ya karşı günah işlediğinin farkında değil misin?
Tu ne sais donc pas qu'en agissant ainsi, tu offenses le seigneur!
Salak, yanlış tarafa gittiğinin farkında değil misin?
ldiot, c'est la mauvaise direction!
Şehrin yarısının seni aradığının farkında değil misin?
Vous savez que la moitié du pays vous recherche?
Ne yaptığının farkında değil misin? Benim çavuş Roberts'tan kaçmama yardım ettin
Vous m'avez obligée à fuir le sergent Ruthers.
Ama farkında değil misin...
- Mais...
Bu sabah bu eve hayat geldiğinin farkında değil misin?
Ma chère, réalises-tu que la vie est entrée dans cette maison ce matin?
Babamın sana teklif ettiği şeyin farkında değil misin?
Tu n'as pas idée de ce que Père t'offre.
Sapık herifin buraya doğru geldiğinin farkında değil misin?
Vous savez que ce fou aurait pu entrer directement ici?
Bunun şu an önemi yok, ama doğruca Gestapo'nun ellerine gittiğinin farkında değil misin?
Tu vas droit dans les mains de la Gestapo.
Gus'ı acilen hastaneye götürmemiz gerektiğinin farkında değil misin?
Vous ne réalisez pas que nous devons l'emmener à l'hôpital le plus vite possible?
Hayatını kurtardığının farkında değil misin?
Il vous a sauvé la vie!
Garance, seni sevdiğim gibi senin de beni sevmeni istediğimin farkında değil misin?
Garance, vous ne pouvez pas savoir, je voudrais tellement que vous m'aimiez comme je vous aime.
Bir melek olduğum için... bir şimşek çakmasıyla seni yok edebileceğimin farkında değil misin?
Vous ne comprenez pas que je pourrais Vous anéantir d'un coup de tonnerre?
Rahibe, ne yaptığının farkında değil misin?
Ma sœur, vous rendez-vous compte compte de ce que vous faites?
Sıraya dizilmiş binlerce çocuğun seni görmek için... beklediklerinin farkında değil misin?
Des milliers d'enfants sont impatients de vous voir.
Görmüyor musun? Neler olacağının farkında değil misin?
Tu sais pas ce qui va arriver?
Bu ne büyük bir felaket, farkında değil misin?
Tu ne vois pas que c'est un désastre?
Düklüğün muhtemel varislerinden biri olduğunun farkında değil misin?
Vous êtes l'héritier présomptif du duché.
Bu gece olanlar herkesin başına gelebilirdi. Farkında değil misin?
Cela aurait pu arriver à n'importe qui, vous savez.
Seni kurtardıklarının farkında değil misin?
Tu ne vois pas qu'ils t'ont fait une faveur?
Çekimin ortasında filmi durdurmak zorundayım... farkında değil misin?
Lmbécile, tu ne sais pas que j'ai un tournage interrompu?
İnsanların neler diyeceğinin farkında değil misin?
Sais-tu ce que les gens diront?
Markette ve Williams yarın geliyorlar. Ehemmiyetinin farkında değil misin?
Markette et Williams viennent demain!
Orada kazanmamı istemiyorlar, farkında değil misin?
Lls ne veulent pas que je gagne, tu le sais!
Farkında değil misin Paul? Yaşamın öz kaynağını keşfettik... ve bunu ölü bir yaratığı canlandırmak için kullandık.
Nous venons de toucher Ia source même de Ia vie!
Aklından geçen nedir? Düşüncesizce davrandığının farkında değil misin?
Tu es bien imprudente!
Hatalı olduğunun farkında değil misin? Cevap bekliyorum.
Tu ne vois pas que tu fais une grave erreur?
Filip'in tek bir düşüncesi var. Bunun farkında değil misin?
Mais Philippe ne cherche qu'une chose :
Farkında değil misin?
L'ignorez-vous?
Barbara'yı düşündüğümün farkında değil misin?
Ne comprends-tu pas que je pense à elle?
Sana ne çok ihtiyacım olduğunun farkında değil misin?
Tu ne sais donc pas combien j'ai besoin de toi?
Sen bunun farkında değil misin? Bu, kendine işkence yapmak ve zincirlerini kıramamaktır.
Il laisse les choses le tourmenter et le rendre malheureux et il ne fait rien pour y remédier.
Bugünden itibaren evin erkeği olduğunun farkında değil misin?
Tu sais quel jour on est? . Aujourd'hui, tu deviens le chef de famille!
Farkında değil misin?
T'as rien vu?
Keşfin öneminin farkında değil misin?
Saisissez-vous l'importance de ce qui s'est passé?
- Ellerimi senden uzakta tutabilmek için kendimi ne kadar çok zorlandığımın farkında değil misin?
Quoi? Savez-vous que je passe des heures cruciales à résister à la tentation?
Bu koşullar altında tek cinayet sebebini tersine çevirdiğinin farkında değil misin?
Vous liez les motivations du tueur à un ensemble de circonstances.
Ne kadar tedirgin olduğunun farkında değil misin?
Tu ne vois pas à quel point tu es secouée?
O ikisi gelmeden saklanmamız gerektiğinin farkında değil misin?
Vous réalisez, bien sûr, que nous devrons les laisser s'approcher avant de décider de nous défendre.
- Ama Dyoni'nin kişisel geleceğini seninle gördüğünün farkında değil misin?
- Ne réalises-tu pas que Dyoni voit sont futur personnel en toi?
Aramızda iyi bir şey olduğunun farkında değil misin?
Ne comprends-tu pas que nous n'avons rien fait de mal?
Nerede konuşlandıklarının farkında değil misin?
Et vous n'êtes pas au courant de leur position?
"Beni bırakıp gittiğinde öleceğimin farkında değil misin -?"
" Ne vois-tu pas que je meurs,
Asla! Yaptığın şeyin farkında değil misin? Bu kulübün utancı oldun.
Tu as déshonoré ce club, sali un sport noble, souillé le nom de St Andrew.
Çok çekici bir kadınsın yoksa bunun farkında değil misin?
Vous ne le savez pas?
Burada özel bir meselemizin olduğunun farkında değil misin? Dan, beni dinle...
- On est entre nous, ici.
Ne yaptığının farkında değil misin? Burada kendine bir mezar kazıyorsun!
Tu ne te rends pas compte?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]